ABD yönetimi uzun zamandan beridir gündeme getirdiği İran yaptırımlarının ikinci bölümünü uygulamaya koydu. ABD Hazine Bakanlığı tarafından açıklanan yaptırım listesinde 700’den fazla İranlı isim yer alırken enerji taşımacılık sektörlerinde faaliyet gösteren 100'den fazla kurum ve 200'ün üstünde gemi, 50’si İranlı bankalar olmak üzere 70 finans kuruluşu, İran Havayolları ve 67 uçağı da yer aldı.
İran ambargosunun olası etkilerini ve alternatif ticaret kanallarının gelişimine yönelik yenisafak.com’a konuşan Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, ambargo tehdidinin kamuoyu ile ilk paylaşıldığı tarihten bu yana, resmi ihracat rakamları incelendiğinde ortaya çıkan çarpıcı bir sonucu paylaştı.
Uluslararası Enerji Ajansı'nın (EIA) yayınlamış olduğu resmi rakamlara göre 2018 yılında 2,7 milyon varil / gün seviyelerine ulaşan İran’ın petrol ihracatının Eylül ayı ortalaması itibarı ile 1,9 milyon varil / gün düzeyine kadar düştüğünü ancak diğer tarafta, İran’ın gayriresmi petrol ve petrol ürünleri ihracatında büyük bir artış yaşandığı yönünde birçok haber ve yorum da mevcut olduğunu belirterek şöyle konuştu;
Bunların yanı sıra, ABD ile yürüttükleri diplomatik girişimler yada ABD’nin tehditlerine kulak asmamaları neticesinde, bazı ülkelerin belli bir süre zarfı için, petrol ithalatı hususunda muafiyet elde etmelerinin de dikkatle incelenmesi gerektiğini söyleyen TESPAM Başkanı Akyener, ‘’Çünkü, öncelikle Çin, Hindistan, Japonya ve Türkiye’nin, ikinci aşamada ise Güney Kore, İtalya, BAE, Yunanistan ve Tayvan’ın da isimleri süreli muaf ülkeler listesinde geçmektedir. Kaldı ki, İran’dan ciddi anlamda petrol ihraç eden ülkelerin neredeyse tamamı bu listededir. Demek ki, ABD de, ilgili ambargo sürecinin çok da etkili olmayacağının farkındadır.’’ dedi.
Muafiyetler sonlandırılsa ve ambargo en ağır şartlarda uygulamaya geçirilse, ilgili ülkeler nelerle karşılaşacak ve nasıl çözüm yolları arayacak? Sorusuna da cevap veren Akyener, ambargoları dikkate almayacaklarını zaten çok öncesinden ilan eden Çin, Hindistan ve Türkiye’nin daha önce de olduğu gibi bazı alternatif para transferi ve ticaret yöntemleri ile İran ile alışverişlerini kolaylıkla sürdürebileceklerini vurguladı.
Bu kapsamda da, uzun vadeli en etkin çözümün Türkiye’nin öncülük ettiği yerel para birimleri yada altın endeksli bir ticari argüman ile süreci devam ettirmek olduğunu da kaydeden Akyener, ‘’Bu sayede ABD para biriminin küresel bir ekonomik risk faktörü olmasının da önüne geçilebilecektir. Yani, uzun vadede, bu yaklaşımı ABD dışındaki diğer bütün uluslararası aktörler destekleyebilecektir.’’ diye konuştu.
Ambargo sebebi ile, petrol piyasalarının çok daha fazla bilinmeyenle dolu bir denkleme dönüşeceğini, küresel anlamda gayri resmi petrol ticaret hacminin artması ise, bu süreçlerde daha da fazla güçlenme imkanı elde eden terör örgütlerinin kendilerine farklı alanlarda zemin bulması gibi riskleri de yanında getireceğine dikkat çeken Akyener, ‘’Yani ABD’nin ortaya koyduğu bu haksız ambargo hamlesi, dünya barışını da uzun dönemde negatif etkileyecektir.’’ dedi.
‘’Çünkü, İran’daki mevcut rejim, her ne kadar ülkedeki huzursuzluk artsa da, gayri resmi satışlarla daha fazla güçlenecek ve iç işlerinde daha keskin hamlelere kalkışabilecektir. Kaldı ki, ABD’de kontrolü çoğunlukla eline alan Pentagon’a karşı, yoğun bir mücadele içerisinde olan bir kısım küresel para baronları da bu hususta İran’ı destekleyeceklerdir. Çin, Rusya, Türkiye gibi ülkelerin de hamleleri yine ABD’nin bölgedeki planlarını sekteye uğratmaktadır. Ambargo konusunda zaten bir hayli tecrübe kazanmış olan İran yönetimi bu süreci de atlatacak gibi görülmektedir.’’
Akyener, kısa vadede resmi + gayri resmi ihracatında 0,9 milyon varil / gün seviyelerinde, orta vadede ise 1,8 milyon varil / gün seviyelerinde bir hacim kaybının yaşanmasının beklendiği petrolde bu kaybın OPEC ülkelerinin kolaylıkla karşılayacaklarını da söyledi.
Türkiye’nin ise bunların yanı sıra, kendi ticaretini, şayet muafiyet olmasa da, para transferi hususunda alternatifler geliştirerek, kolaylıkla sürdürebileceğine işaret eden TESPAV Başkanı Akyener, ‘’Bunun için yerel para birimleri ile transfer süreciyle birlikte, bu minvalde kurulmuş özel bir bankacılık sistemi dahi çözüm olarak değerlendirilebilecektir. Devletimiz bu süreçlerin hepsine ziyadesiyle vakıftır. Ve ambargo hamlesinin de kazananı yine Türkiye olacaktır. Diğer taraftan, daha önce de vurguladığımız üzere, ambargoların küresel petrol fiyatları üzerinde ciddi bir etkisi olmamıştır. Türkiye bu sebeple cari açık anlamında da bu husustan olumsuz olarak etkilenmeyecek gibi görülmektedir.” dedi.