Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğiyle de 1 Ocak itibariyle hazır ambalajlı gıdaların paketlerinde beslenme bildirimi zorunlu hale getirildi.
Bu tarihten itibaren hazır ambalajlı olarak piyasaya arz edilecek gıdaların etiketinde, gıdanın 100 gram veya 100 mililitresinde bulunan enerji değeri, yağ, doymuş yağ, karbonhidrat, şekerler, protein ve tuz miktarlarının belirtilmesi zorunlu olacak.
31 ARALIK SONRASI ÜRETİLENLERİ KAPSAYACAK
Etiketler üzerinden getirilen çok sayıda bildirim zorunluluğunun kapsamı için de uygulamanın yürürlüğe giriş tarihi esas alınacak. Gıda üreticileri tarafından
'tan önce üretilip etiketlenen ve piyasaya arz edilen gıdalar raf ömürlerinin sonuna kadar düzenlemeye dahil edilmeyecek.
GÜNDE 5 GRAMDAN FAZLA TÜKETMEYİN
Besin bildiriminde en fazla dikkat edilmesi gereken detay tuz oranı olacak. Dünya Sağlık Örgütü günlük tuz tüketimini 5 gramın altında önerirken, Bakanlıkça da Türk Gıda Kodeksi kapsamında yapılan yasal düzenlemelerle, gıdalardaki tuzun azaltılması için çok sayıda adım atıldı.
Sofralık zeytinde tuz miktarıağırlıkça maksimum yüzde 8 ile sınırlandırılırken, peynirlerin içerebileceği maksimum tuz oranı çeşidine göre değişmekle birlikte yüzde 35-61 azaltıldı.
Bir gıdaya dışarıdan tuz ilave edilmemesi, yani tuz içeriğinin sadece gıdanın doğasında bulunan sodyumdan kaynaklandığı durumlarda bu durum beslenme bildiriminin yapıldığı yere yakın bir yerde belirtilecek. Tuz tebliğiyle de tuz etiketlerinde "
Tuzu Azaltın, Sağlığınızı Koruyun
" ibaresinin yer alması zorunlu hale getirildi.
Aşırı tuz tüketiminin en az sigara kadar toplum sağlığına zararlı olduğuna dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Haluk Mumcuoğlu, ''Tuz damar içindeki sıvı miktarını artırarak ödeme yol açmaktadır. Çok tuz tüketimi tansiyonu yükselterek yüksek tansiyona neden olmaktadır. Koroner arter yani kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini, buna bağlı olarak kalp krizi, inme ve felç riskini artırmaktadır. Mide kanseri ve osteoporoz ihtimallerini yükseltir. Yine fazla tuz tüketimi insülin direncine yol açarak obeziyete, gebelerde ise gebelik zehirlenmesine neden olabilmektedir.'' dedi.
TÜRKİYE'DE ORTALAMA 17 GRAM
Günlük alınması gereken tuz miktarına yönelik de konuşan Mumcuoğlu, tuzun sodyum ve klorür bileşenlerinden oluştuğunu ve yaklaşık yüzde 40’ının sodyum olduğuna da işaret eden Mumcuoğlu, ''Yetişkin bir insanın günlük olarak alması gereken tuz miktarı ortalama olarak 5 gramın altında olmalıdır. Sodyum tüketiminin de yaklaşık 2 gramın altında olması gerekmektedir.
Dünyada ortalama tuz tüketimi 9 ile 12 gram arasındadır. Türkiye de ise ortalama tüketim 17-18 gram civarındadır.
Bu oran Dünya Sağlık örgütü isteğinin ve dünya ortalamasının çok üzerindedir. Son yıllarda toplumun bilinçlenmesiyle tuz tüketimi biraz azalsa da tüketim miktarı hala yüksektir.'' diye konuştu.
Tuz kullanımında nelere dikkat edilmesi gerektiği noktasında ise Mumcuoğlu,
Yüksek tansiyon hastalarının, kalp ve böbrek yetmezliği ve tiroidinde sorun olanların, çok daha dikkatli olması gerektiğinin altını çizerek, ''31 Aralık itibariyle paketli gıdalardaki tuz oranları azaltılmasının toplum sağlığı açısından oldukça faydalı ve hatta geç kalınmış bir uygulama olacak.'' dedi.
Normalde tüketilen gıdaların içinde belirli miktarda tuz zaten bulunduğunu da kaydeden Mumcuoğlu, tuz içeren besinler arasına
peynir, zeytin, ekmek, turşu, salça, soda, ketçap, hardal, soya sosu, konserveler, ,salam sosis, sucuk ve pastırma gibi işlenmiş etler, tuzlu kuruyemişler, krakerler ve cipsler
bulunduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü; ''Bir kişinin gün içinde tükettiği hiçbir besine tuz atmaması halinde ortalama 3-3,5 gram kadar tuz aldığını Bu yüzden ekstra tuz tüketimi gün içinde 1 çay kaşığını geçmemelidir. 1 çay kaşığı tuz yaklaşık olarak 1 grama denk gelmektedir.''
TUZSUZ PEYNİR, ZEYTİN VE EKMEK TÜKETİN!
Peynir veya zeytinin normalde tuz içeriği yüksek gıdalar olduğunu ve suyun içerisinde bekletmenin tuz oranlarını düşürmeyeceğini sadece tuzu seyrelterek tuz hissiyatını azaltabileceğini ancak toplam tuz oranında büyük bir değişime yol açmayacağını vurgulayan Mumcuoğlu, ''Bu yüzden tuzsuz peynir, zeytin ve ekmek tüketilmesi gerekmektedir. Turşu ve şalgam suyu gibi bol miktarda tuz içeren besinlerden mutlaka uzak durulmalıdır.
Tuz tercihinin de kişide tiroitle ilgili bir sorun yoksa mutlaka iyotlu tuzdan yana yapılması gerekmektedir. 1 gram tuzun içinde de yaklaşık 70 mikrogram iyot bulunmaktadır
. İyot özelikle büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarda ve tiroit hormonlarının düzgün salgılanmasında çok önemlidir. Sağlıklı bir insanın günlük iyot ihtiyacı 150 mikro gramdır. Gebelerde bu ihtiyaç 200-250 mikrograma kadar çıkmaktadır. İyotlu tuzdan fayda sağlamak için tuz yemeklere yemeğin altını kapattıktan sonra eklenmelidir. Tabağa konduğunda da eklenebilir böylece tuzun içindeki iyottan daha sağlıklı bir şekilde yararlanılabilir.'' dedi.
SODYUM MİKTARI DA YAZILMALI
Tuzun yanı sıra sodyum içeren gıdaların etiketlerinde sodyum miktarının da yazılması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Özer Ergün, bir gıda ambalajının etiketinde sodyum, tuz, soda veya Na şeklinde yazılmış bir ibare varsa bunda sodyum olduğu anlaşılması gerektiğini ifade etti.
Peynir, et ürünleri ,et suyu tablet, kabartma tozu, turşu, ketçap ,cips, hazır çorbalar, tuzlu krakerler, patlamış mısırlar, konserve sardalya ve midyenin yüksek oranda sodyum taşıdığını belirten Ergün, ''Tuz yerine göre zehir yerine göre ise panzehir. Bu nedenle yerinde kullanmasını bilmek gerekir. Diyetteki tuz miktarı doktor ve diyetisyen tarafından belirlenmelidir.'' dedi.
Hazır ambalajlı gıdalarda 100 gram veya 100 mililitre üzerinden yapılacak bildirimlerde enerji değeri ile birlikte besin ögelerinin (yağ, donmuş yağ, trans yağ, karbonhidrat, şeker, protein ve tuz) miktarının yer alması zorunlu hale getirildi. Bunun için de trafik ışığı uygulaması devreye alındı. Uygulama kapsamında katkı oranlarına göre etiketlerde renkler yer alacak.