Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) Başkanı Murat Şahsuvaroğlu, işlerin mevcut durumundan oldukça memnun olduklarını belirterek, "Otomotiv sektörünün genel durumu; 'keşke daha fazla mal olsa da satsak, talebe yetişebilsek' şeklinde." dedi.
Yetkili satıcıların kurulu kapasitesinin, yetişmiş insan kaynağının, istihdamının, iç pazarda 1 milyonla ancak kendini döndürdüğünü dile getiren Şahsuvaroğlu, "Yani birçok bayi aslında geçen dönemlerde kullanmış olduğu kredilerle ayakta duruyor. Sektörün tekrar eski 1 milyon adetlere gelmesi lazım ki bizler işlerden yatırıma yönelelim. Yatırıma da dönelim yavaş yavaş. Onlar da 1 yıla olur diye düşünüyorum. Otomotiv sektörünün genel durumu keşke daha fazla mal olsa da satsak, talebe yetişebilsek şeklinde. Üretici de bunu öngörmedi." diye konuştu.
Şahsuvaroğlu, son dönemde otomotiv piyasasına gündeme gelen tedarik sorununa da değindi.
Türkiye'de üretilen araçlarda şu anda herhangi bir stok sıkıntısı olmadığını dile getiren Şahsuvaroğlu, şunları kaydetti:
"Ama yurt dışından gelen arabalarda klasik ocak ayı Noel (Christmas) tatili ertesi, fabrikaların kendi içindeki sayımları gibi nedenlerden dolayı ocak ayında çok fazla üretim olmuyor. Özellikle Christmas tatili nedeniyle. Şubatın ilk haftasında arabalar üretirler, Avrupa'dan gelenler 3 haftaya buraya gelir, daha uzaktan gelenler ise martın 15-20'sini bulur. Ama iç pazarda üretilen araçlarda şu anda benim gördüğüm kadarıyla bir tedarik sorunu yok. Ama talep fazla. Talep üretimin üstünde. Dolayısıyla fabrikalar da kendini buna göre ayarlayacaktır diye düşünüyorum."
Sektörde kimsenin faizlerin bu kadar düşeceğini, talebin bu kadar artacağını ve erkene geleceğini öngörmediğini aktaran Şahsuvaroğlu, ithal araçların tedarikindeki mevcut aksaklıkların normal bir durum olduğunu söyledi.
Şahsuvaroğlu, sektörde arz ve talep arasında çok büyük bir fark olmadığına işaret ederek, "Sene başından beri 600 bin rakamı telaffuz ediliyor. Bunu OSD, ODD ve OYDER de söylüyor. Ben OYDER başkanı olarak diyorum ki 600-650 bin olur. Ama ocağın temposuna baktığımızda, şubatın temposunu takip ettiğimizde sanki 700 bin de olur gibi hissediyoruz. 600 ile 700 bin arasında yüzde 15 fark var. O zaman demek ki bu hesapta talebin yüzde 15 gerisinde gidiyoruz gibi bir sonuç çıkıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Araçların henüz daha "banttan inmeden" satıldığı yönündeki iddiaları da değerlendiren Şahsuvaroğlu, şunları kaydetti:
"Bir arabanın banttan inmeden satılması teknik olarak mümkün değil. Bir araç banttan inmeden yani şasi motor numarası belli olmadan satılmaz. Banttan inecek, kalite kontrol testi yapılacak ve bayiye sevki yapılacak ki araba faturaya dönüşsün. Faturaya dönüşmeyen arabanın satılma ihtimali yok. Banttan araba satışı diye bir şey yok. Ancak sabit fiyatlı satış sistemi var, bazı markalar yapıyor. 'Araba bu ay yok ama sabit fiyat üzerinden gelecek ay sana arabayı veririm' diyor. Bu anlamda çok yoğun talep var. İçeride üretilene de var dışarıdan gelen araca da var."
Geçen yıl bu dönemlerde tüketicilerin yüksek faizlerden dolayı araba satın almaya yanaşmadığını dile getiren Şahsuvaroğlu, "Faizler çok yüksekti. Şimdi yüzde 0,49 yerli araçlarda, yüzde 0,79'da ithal araçlarda. Faizin burada olduğu yerde bu kadar düşük olduğu yerde araba satışı olmaz mı. Tabii yüzde 100'e yakın bir satış artışı var. Mevduat faizinin düşmesi insanların parasını yavaş yavaş tekrar otomobile, konuta döndürmesini sağladı. Bundan sonra ticaret de açılır, işler de açılır, diğer bütün sektörler de harekete geçer diye düşünüyorum." dedi.
Şahsuvaroğlu, ikinci el araçlardaki fiyat artışına ilişkin ise "İkinci eldeki araçların bu kadar değerlenmesinin ana nedeni hurda teşvikinin sona ermesidir. Hurda teşviki bittiği için ikinci el fiyatları hurda teşviki kadar arttı. Piyasada da zaten artış anlamında konuşulan rakamlar 10-15 bin lira. Hurda teşviki devam etmiş olsaydı bu 15 bin lira farklar piyasada olmazdı." değerlendirmesinde bulundu.