Baykar Teknik Müdürü ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, 24 TV'de Esra Elönü'nün konuğu oldu.
Bayraktar "Başarı nedir?" sorusunu ise şu sözlerle cevapladı:
Aklıma ilk geleni yapmam. Ben genelde istişare etmeyi, düşünmeyi severim. Öyle genelde eylem alırım. Selçuk Bayraktar'ın ödediği ilk bedel. Hayatta her şeyin bir bedeli var. Hep hayatta her şeyin her yaptığınız şeyin neticede bedeli var. Bir bedel derken yıkım gibi soruyorsanız gerçekten üzmüş olaylardan veya sarsmış olaylardan soruyorsanız 2009 yılında biz o dönemde Bayraktar TB2'nin bir ufağını yapıyorduk. 450 kg ağırlığında o uçuşlardan birinde tırmanırken bazı ayarlarını değiştiriyordum. Orada bir hata yaptık ve uçak kaza geçirdi. O zaman biraz tabi tarihimize de baktığımızda kazalarla ve talihsizliklerle akamete uğradığından o zaman çok üzüldüğümü hatırlıyorum. Mesele mücadele etmek ama. Siz mücadele ettiğiniz sürece gayret gösterdiğiniz sürece oyun bitmez. O zaman epey bir üzülmüştüm bir yıkım gibi olmuştu
Niyetlerimiz iyiyse, bunun başarı olduğunu düşünüyorum. Sonucun değil gayret etmenin başarı olduğunu düşünüyorum bu da beni mutlu ediyor. Kendimi her konuda eleştiriyorum. Hatta insanlara da soruyorum ne düşünüyorsun diye. Herhangi bir davranışım fikrim olabilir. Bunu sorgulamayı seviyorum.
Zor insanlar herhalde iletişim dilini kurmakta zorluk yaşanılan insanlar. Çok kızdığım zaman sabretmeye çalışırım ne kadar sabredebiliyorsam. Orada öfke de çok dipsiz bir vadi. Dolayısıyla dikkatli olmak lazım. Şüpheci değil meraklıyım.
'En sevdiğiniz insan için ne icat etmek isterdiniz?' şeklindeki soruyu da yanıtlayan Bayraktar, kızı Aybüke'nin kedisi Pıt Pıt Şeker'e de değinerek sözlerine şöyle devam etti:
Dünyada bir kriz var bütün dünyayı sarmış bir kriz. Solunum cihazları eksik acil ihtiyaç olabilir. Bir anlamda toplumsal bir projeydi. Türkiye'de bu işler yapılabilir gayret edersek nasıl ki savunma sanayinde ülkemiz çok iyi bir noktaya geldi. Yüzde 15 yerlilikten yüzde 80'e giden bir noktaya hatta dünyada iddialı markalarımız olmaya başladı. Aynısını diğer sivil alanlara taşımak lazım. Böyle bir kriz de var. Bu cihazı da hızlı bir şekilde geliştirmek gerekiyor. Yapan bir girişim vardı yıllardır biz ona destek olduk. Aselsan ve Baykar olarak destek olduk. Ben kendim de sabahlara kadar çalıştım. O sayede çok hızlı bir şekilde üretildi bu cihazlar ve dünyaya emsal teşkil etti. Batıda ben öleceksem herkes ölsün cihazların parçasını yasakla diye bir mantık vardı cihazları üretemediler gittiler Çin'den aldılar. Bu alanda batıdan daha geri olmasına rağmen ülkemiz bunu çok kısa sürede seri üretim haline getirildi hatta ihraç edildi. Biz tabi şöyle başladık yola öncelikle hediye edelim dedik. Bize mühendisler olarak cihazı yapmak da yakışır dedik. Sağlık Bakanlığı'na yardımcı olmak üzere bir kampanya yaptık. Tıp anlamında da bir özgüven verdi. Biz istişare ettik bir çok girişimcinin cesaretlendiğini biliyorum. Biraz da siz buluş derken biraz yapmaya çalıştığımız şey şu, kendim buluş yapmaktan ziyade gençlerin buluşlarını ortaya çıkarmak onların önünü açabilmek ve toplumsal dip dalgayı oluşturabilmek. Onu da yavaş yavaş başardığımızı düşünüyorum.
Yani bu hastalıklara özellikle biyomedikal alanlarla alakalı açıkçası biraz okuyorum. Teknolojinin farklı alanlarını okuyorum. Çaresi zor hastalıklarla alakalı. Özellikle pandemide aşı gündeme geldi. Ben uçakları çok sevdim hayatım boyunca. Derinlemesine bunda uzmanlaştım, biraz böyle acaba yapabilir miyim gibi sorularım oluyor tabi. Bir taraftan da bilim de öyle uzmanlaştığınız konular oluyor ama bir taraftan da 13 farklı disiplinden oluşan ekibi yönetiyorum. O kadar derinleşiyorsunuz ki bir taraftan o kadar derinleştikçe şunu da görüyorsunuz mühendisliğin hepsi bir. O derinliği başka bir dalda da uygulayabiliyorsunuz. Çünkü hepsini ifade eden dil matematik. Son dönemde bir anlamda mühendisliğin de tıbba girmesiyle yaşadığımız gelişmeler mühendislik bakış açısıyla yapılmış buluşlar ve keşifler öyle. O alanlara kafayı yoruyorum açıkçası. robotik cerrahi çok yakın bize. Baykar olarak robotik cerrahi yapan robotlar var o bize çok yakın bir alan. O alanlara da kafa yoruyorum açıkçası
Bunları bir mühendis olarak ülkemize kazandırmış olmak harekatlarda başarılı bir şekilde görev yaptığını görmek. Başında hatta bizler de destek verdik harekatlarda. Bir mühendisin yaşayabileceği en büyük tatmindir diyebilirim. Biz Karadenizli bir babanın 3 tane erkek, annem de Kastamonulu. Baba tarafı Trabzon, üçümüzün de hedefi aynıydı. Eleştirileri ben dikkate alırım ama iftiraya vardığı zaman o zaman biraz daha hassasım. İnsanların ne dediği elbette umurumuzda ama tabi şu anlamda bir defa şu önemli yaptığınız işte niyetinizden emin misiniz bu önemli, bunun yanında düsturunuzdan emin misiniz o ahlaktan namustan etikten ayrıldınız mı buradan sapmıyorsanız kim ne derse desin. Birileri bir yola çıktığınızda elbette bütün yollarda diken ve taşlar ve sarp kayalıklar olabilir. Hatta yoksa belki gittiğiniz yol yol değildir. Hep düz sahillerde yürüyorsanız çıkacağınız yerler de çok iyi olmayabilir.
Biz arkadaşlarla birlikte iddialaşmışız kaç kişi gelir diye en yüksek söyleyen 150 bin demiş. 550 bin insan geldi ilk yıl. İkinci yıl zaten dünyada açık ara rekor kırdı. Maksadı anlamında Allah'a şükür çok başarılı oldu. Teknoloji tüketmenin en basit eylem olduğunu aslolanın teknoloji üretmek olduğunu bu mottoyla bu zincirle bu halkaları oluşturduğu bu zincirle yaptığınız zaman Milli Teknoloji Hamlesi ülkemize ve insanlığa fayda sağlar. İlk yıl da öyle bir bilinmezlik vardı. O giden süreç de çok sancılı oldu. Teker teker o paydaşların hepsine gidip bunu anlatmanız lazım. Bir kere hemen sonucunu göreceğiniz birşey değil. Tarlayı 2-3-5-10 yıl ekeceksiniz 10 yıl sonra birşeyler çıkacak. Ben ilk yıldan bu yana destek veren tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. İşte şimdi Türkiye'nin sınırlarını aşmaya başladık"