Uzun süren bilimsel çalışmalar sonucunda geliştirilen ve mor sebze-meyvelerin kullanıldığı formül sayesinde üretilen baklava; şeker hastalarının baklava yemesini mümkün kılıyor.
İstanbul Üniversitesi Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren Sankara Beyin ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi tarafından geliştirilen mor sebze ve meyvelerin kullanıldığı "Sankara Mormiks" formülü ile üretilen baklava, Türk baklavasının geleneksel lezzetini şeker hastalarına da tatma fırsatı sunuyor.
Ahududu, incir, kırmızı lahana gibi mor sebze ve meyve özleri sayesinde şekerin hastalardaki negatif etkisini sıfırlayan ve tüketenin şeker oranında herhangi bir yükselmeye yol açmayan yeni formül, tatlı üreticileri tarafından "baklavada çığır açan buluş" olarak nitelendiriliyor. Yetkili mercilerden onaylanarak ticarileştirilen formül sayesinde diyabet hastaları için mor baklava üretimine başlanıldı.
“Bu, baklavada çığır açan bir buluş. Artık şeker hastaları da baklavayı şifa niyetine yiyebilecek. Bu ürün ekmek hamuruna katıldığında sadece şeker hastalarının yiyebileceği bir kıvam oluşturmuyor ayrıca bu baklavayı tüketenlerin şekerini de dengeliyor.”
BAKTAD Başkanı Yıldırım, Sankara Mormiks formülüyle baklava üretimine başladıklarını belirterek, "Bu ramazan ayı itibarıyla şeker hastaları çekinmeden baklava tüketebilecek." ifadesini kullandı. Yaklaşık 1 yıldır ramazan ayına hazırlandıklarını, tüketimi diyabet, hipertansiyon hastaları dahil daha geniş kitleye ulaştırmak için bilim-sanayi iş birliğinde güzel bir örnek sergilediklerini dile getiren Yıldırım, özellikle paket satışlarla ramazan ayında iyi bir performansa ulaşacaklarını kaydetti.
İstanbul Üniversitesi Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren Sankara Beyin ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İhsan Kara, proje üzerinde uzun süredir çalıştıklarını belirterek, Sankara Mormiks içeren baklavaların diyabet ve hipertansiyon gibi hastalıkları bulunan hastaları tatlıya kavuşturduğunu söyledi. Formülün, mor sebze ve meyve özleri sayesinde şekerin hastalardaki negatif etkisini sıfırladığını dile getiren Kara, böylece baklava tüketiminin olumsuz etkilerinin giderildiğini bildirdi.
“Ancak uzamış hayatımızda da böbrek yetmezliği, diyabet ve hipertansiyon gibi hastalıklarla boğuşuyor ve verimsiz yaşıyoruz. Eğer bu mikro besinleri günlük hayatımıza dahil edebilirsek, hem daha uzun hem de hastalıksız yaşayacağız. Bu anlamda diyabetli hastaların artık tatlı yemekten çekinmeyeceklerini vurgulamak isterim.
BAKTAD ile yaptığımız iş birliğinin en belirgin tarafı bu.” İstanbul Üniversitesi’ne bağlı araştırma merkezinde 12’si üretimde, 24’ü laboratuvarlarda olmak üzere 34 kişinin istihdam edildiğini anlatan Kara, “BAKTAD ile birlikte üniversite sanayi iş birliğine güzel bir örnek oluşturduk.” değerlendirmesinde bulundu.