Geçen yıl savunma sanayii ihracatını 2 milyar dolara çıkaran Türkiye’nin kararlı adımları uzun süredir gündemi meşgul eden F-35 sorununun altındaki en büyük sebep olarak gösteriliyor. Uzmanlar, ABD’nin savunma sanayi pazarındaki olası kaybının bu tutumu tetiklediğini belirtiyor.
ABD’nin son dönemde Türkiye’ye yönelik saldırgan tutumun arka planında, savunma sanayimiz ve şirketlerimizin uluslararası pazarlarda gösterdiği başarı olduğu ifade ediliyor. Yaptırım tehditlerinin sebebi Türkiye’nin savunma sanayi ihracatını 2014-2018’de 2009-2013 dönemine göre yüzde 170 arttırması olarak da gösteriliyor. Küresel silah ticaretindeki payını yüzde 0,4'ten yüzde 1'e yükselten Türkiye, şimdilik ciddi bir rakip olmasa da kısa sürede gösterilen başarı sonrasında ABD’nin pazarlarından pay alabilir. Bu nedenle, S-400 krizini bahane eden Trump yönetimi, Türk savunma sanayiini baltayabileceğini düşünüyor.
ÇELİKTEKİ SENARYONUN BENZERİ GÜNDEMDE
Türkiye bunun benzeri bir örneği, çelik ithalatında yaşadı ve Trump yönetiminin getirdiği yüzde 25 gümrük vergisine karşı, alternatif pazarlara yönelerek buradaki açığı kapatmayı başardı. Bu gelişmeler sonrasında geri adım atmak zorunda kalan ise Washington yönetimi oldu. Donald Trump, 1 yıl dolmadan kararından vazgeçmek zorunda kaldı. Önceki yıla kıyasla Türkiye'den ithal edilen çelik ürünlerinde yüzde 48 azalma görüldüğünü aktaran Trump, geçtiğimiz aylarda, söz konusu vergiyi kaldırdığını açıkladı. Türkiye’nin 2014-2018 döneminde savunma sanayindeki ithalatının yüzde 60’ı ABD’den gerçekleştirildi.
TÜRKİYE’NİN KOZU ALTERNATİF PAZAR
Türkiye'nin savunma havacılık ihracatı 2018'de 2 milyar 30 milyon dolar olarak gerçekleşirken, ABD’ye yapılan ihracat ise 726 milyon dolar ile toplam ihracatın yaklaşık yüzde 30’unu kapsadı. Örneğin 2018 yılında ülkemizden ABD sivil uçak sanayine 300 milyon dolarlık motor parçaları satışı yapıldı. Askeri araçlar ve savaş uçaklarının parçalarındaki satış ise toplam satış 250 milyon dolar oldu. Ayrıca, Türk savunma sanayi şirketleri F-35 uçaklarının yaklaşık 937 adet parçasını üretiyor. Bu parçalarda Türk tarafının atacağı adımlarla ABD üretimini zorlayabileceği ifade ediliyor. Birçok uzmana göre, Türkiye’nin de bu konuda alternatifleri bulunuyor. Öncelikle mütekabiliyet ilkesi gereğinde, Türkiye’nin ithalatını durdurması veya savunma sanayiindeki stratejik ham maddelere kısıtlama getirmesi Türkiye kadar ABD’nin kaybı anlamına gelecek. Ülke gelirin yanında stratejik ara ve ham maddelerden de olacak.
NOTLAR S-400’DEN DOLAYI DÜŞÜRÜLDÜ
Avrasya Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ersan Bocutoğlu, Moody’s’in Türkiye’nin notunu düşürmesini, “Bu durum, Türkiye’nin tavrı ve S-400 sistemi ile yakından ilişkilidir” şeklinde yorumluyor. Standard&Poor’s, Moddy’s ve FitchRating’in derecelendirme piyasasının yüzde 95’ini kontrol ettiğini söyleyen Bocutoğlu, “Bu kuruluşlar, Finansal Elitin ülkeleri kontrol etme araçlarıdır” diyor.
- MÜCADELE YERLİ ÜRETİMDEN GEÇİYOR
- Kredi derecelendirme kuruluşlarının 2007 küresel krizinin sorumlusu olduklarına dikkat çeken Prof. Dr. Ersan Bocutoğlu, bu durumla mücadele edilmesi için neler yapılması gerektiğini anlattı. Bocutoğlu, yerli üretimi arttırarak, ihracatın ithalata bağımlılığının düşürülmesi gerektiğine de vurgu yaptı.
- ABD’DEN BİR YAPTIRIM TEHDİDİ DAHA
- ABD Savunma Bakanlığı’nın satın almadan sorumlu yetkilisi Ellen Lord, Türkiye’nin S-400 istemi satın alma planları nedeniyle Washington’un F-35 parçaları üreten Türk şirketlere ek olarak, diğer şirketlere finansal yaptırımlar getirme seçeneğini değerlendirdiğini belirtti. Lord “S-400 ve F-35 etkisiyle, sanayimize yönelik etkiyi iki bölüme ayırdık. Türkiye ile birlikte çalışmayı sürdürmenin bir yolunu bulmak istiyoruz” ifadesini kullandı.