Geçen yıl yaptığı teslimatlarla cirosunu 6,7 milyar dolara taşıyan savunma ve havacılık sanayisi, sipariş defterine 8 milyar dolarlık yeni iş ekledi.
Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçıları Derneği (SASAD), kara, deniz, hava, uzay ve güvenlik alanlarında faaliyet gösteren üyelerinin katılımıyla savunma ve havacılık sanayisinin geçen yılki performansını ortaya koydu.
Ciroda 2 milyar 362 milyon dolarla kara platformları en yüksek satış hacmine sahip olurken, ikinci sırayı 1 milyar 132 milyon dolarla askeri hava platformları, üçüncü sırayı 828 milyon dolarla silah-mühimmat, füze sistemleri aldı.
Geçen yıl sektörlerin yurt dışı satış gelirleri 1 milyar 824 milyon dolar olarak gerçekleşirken, bunun 1 milyar 739 milyon doları ihracattan, 84 milyon doları döviz kazandırıcı hizmetten kaynaklandı.
Savunma ve havacılığın geçen yılki ihracatı, bir önceki yıla göre yüzde 3,7 arttı, toplam yurt dışı satış gelirleri ise geçen yıl yüzde 6,6 geriledi.
Sektör oyuncuları geçen yıl sipariş defterlerine 8 milyar 55 milyon dolarlık yeni sipariş ekledi. Bir önceki yıl bu tutar 11 milyar 913 milyon dolardı. Yeni siparişlerde yüzde 32,39 azalma yaşandı.
En yüksek sipariş alınan teknoloji segmenti cirodaki gibi 2 milyar 478 milyon dolarla kara platformları olurken, bunu 2 milyar 392 milyon dolarla sivil havacılık takip etti.
Alınan siparişlerin 4 milyar 343 milyon dolarlık kısmı yurt içinden, 2 milyar 420 milyon dolarlık kısmı ABD'den, 637 milyon dolarlık kısmı Avrupa'dan alındı.
Savunma ve havacılıktaki ithalat ise bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak 2017'de 1 milyar 544 milyon dolara çıktı.
SASAD raporunda, savunma ve havacılık sanayisinin ihracatının artırılmasına yönelik değerlendirmelere de yer verildi.
Sektörün pazarlayabileceği özgün ürün çeşitliliğinin her yıl arttığına işaret edilerek, bunun ihracatta olumlu gelişmeler olacağı öngörüsünü desteklediği belirtildi.
Özellikle Ortadoğu, Pasifik, Güney ve Merkezi Asya ülkeleriyle Latin Amerika'nın sektör oyuncularının iş geliştirme-pazar oluşturma çalışmalarını yoğunlaştıracağı bölgeler olacağına değinildi.
İyi gelişmelerin sağlandığı Ortadoğu pazarında özelde Birleşik Arap Emirlikleri'nde ve son dönemde Suudi Arabistan'da politik gelişmelerle bağlantılı kazanılan pozitif iş yapma potansiyelinde daralma görüldüğüne işaret edilerek ikili ilişkilerde oluşturulacak olumlu havanın bu pazarı tekrar sektör oyuncularına açabileceği kaydedildi.