Ateş, Sberbank'ın DenizBank'ın yüzde 99,85'lik hissesini Birleşik Arap Emirlikleri'nin en büyük bankası Emirates NBD'ye satılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Satış sürecinde henüz hissedar alım sözleşmesi imzalandığına dikkati çeken Ateş, düzenleyici mercilerin onayının alınmadığını, onayların alınmasını müteakip satışın tamamlanacağını vurguladı.
Ateş, DenizBank'ın operasyonlarını yürüttüğü 5 ayrı ülkedeki 7 ayrı kamu otoritesinden onay alınacağını aktararak, "Satış işlemi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Rekabet Kurumu onaylarına tabi. Her yerde bankası olan bir kurum olduğumuz için; Avusturya'da FMA, Moskova'da Rusya Merkez Bankası'nın ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde Dubai Merkez Bankası'nın da onayına tabi. Bir de Bahreyn'den onay alacağız, orada da ayrı operasyonumuz var. Bu onaylar tamamlandıktan sonra satış gerçekleşecek. Bu ne kadar kısa sürede gerçekleşirse hepimiz açısından daha iyi." diye konuştu.
"Son zamanlarda hep olumsuz yorumlar yazan bazı analistler dahi gerçekleşen işlem sonrasında 'vote of confidence' değerlendirmesinde bulundu. Yani Türkiye'ye güven oyu, DenizBank'a ya da bankacılık sektörüne değil. Fiyat konusuna gelince, Türkiye'de herkes ne yazık ki bir kur, bir de faize odaklanıyor. Bu nedenle de başarılan işin büyüklüğü ve önemi maalesef atlanıyor. Son dönemde, sermaye piyasalarına bir sürü firma girdi geri çıktı. Son dönemde çok milyar dolarlı bir işlem dünyada olmuş değil. Buradaki onay sürecinin de kısa olmasını diliyoruz. Çünkü bir tarafta satıcı; kıta Avrupa'sının en büyük, toplam Avrupa'nın da HSBC'den sonra ikinci en büyük bankası. Rusya'nın sahip olduğu bir banka ve ülke merkez bankasının yüzde 51 hissesi var. Alıcı ise Birleşik Arap Emirlikleri'nin en büyük ikinci büyük bankası."
Hakan Ateş, Sberbank Üst Yöneticisi (CEO) Herman Gref'in DenizBank'ın satışına her zaman karşı çıktığını anlatarak, ancak yaptırımların piyasaları çok daralttığı için böyle bir stratejinin belirlenmesinin uygun görüldüğünü söyledi.
Hakan Ateş, DenizBank'ın yüzde 0,15'lik kısmının halka açık olduğuna işaret ederek, "Halka açıklık kısma bakıldığında, bu fiyat hareketlerinin spekülatif olduğunu, aşırı şişme bulunduğunu anlatan SPK'ya bizzat bir mektup yazdım. 'Sadece binde 15 tedavülde olan bir hissenin değeri 3-5 kuruşluk alım-satımla değişebilir. Dolayısıyla bu gösterge değildir' diye bir mektup da ilettim.“ ifadelerini kullandı.
Şu anda Türk bankacılığının fiyat/defter çarpanının 0,70 olduğu bilgisini veren Ateş, DenizBank'ın satış çarpanın 1,17'de gerçekleşmesinin önemini vurguladı.
"Emirates NBD yönetim anlamında bir değişiklik istiyor mu?" sorusu karşısında da Ateş, "Hem ismimiz hem yönetimimiz iş başında. DenizBank ismi de kalacak. Yönetimin iş başında kalması da hisse alım sözleşmesinde alıcı tarafın bir talebiydi. Emirates NBD'nin Sberbank'tan talep ettiği konulardan biri de yönetimin kalmasıydı." yanıtını verdi.
Hakan Ateş, DenizBank'ın kurulduğu günden bu yana 4 kez satıldığını anımsatarak, buna rağmen hem ismini hem de yönetimini korumayı başardığını ifade etti.
"DenizBank bu ülkenin değeridir. Dolayısıyla satış işlemi bankacılık sektörü ve DenizBank açısından değil, Türkiye açısından önemli bir hadisedir. Bundan bir önceki büyük banka satışına bakıldığında, o süreçte jeopolitik gelişmeler bu kadar hassas değilken, 15 Temmuz hain darbe girişimi gerçekleşmemişken, Türkiye yatırım yapılabilir derecesini kaybetmemişken ve erken seçim de gündemde değilken çarpan 0.93 seviyesinde oluşmuştu. Dolayısıyla mevcut ortamda çarpanın 1,17 olması çok önemli. Bu nedenle de farklı bir başarı olarak değerlendirilmesi lazım."