Barack Obama döneminde Beyaz Saray’ın enerji politikalarına yön veren uzmanlar arasında da bulunan Elkind, Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan krizi ve enerji piyasasına yansımalarını değerlendirdi.
Elkind, Avrupalı liderler ve ABD Başkanı Joe Biden’in diplomasiyi tercih ettiklerini defalarca dile getirdiklerine dikkati çekerek Vladimir Putin’in tercihini zamanın göstereceğini söyledi.
Almanya’nın Kuzey Akım 2’nin ruhsatlandırma sürecini iptal ettiğini hatırlatan Elkind, projenin kesintiye uğradığını ancak iptal edilip edilmediğinin henüz net olmadığını belirtti.
Elkind, Kuzey Akım 2 inşaatının tamamlandığını, hem tedarikçi hem de alıcılar açısından karşılıklı çıkarın söz konusu olduğunu vurgulayarak, "Tabii bunun böyle olması enerji güvenliği ya da tek kaynağa bağımlılık düzeyi hakkındaki bir dizi soruyu ortadan kaldırmaz. Bunlar çok hassas, çok girift ve çok katmanlı konular. Siyasi ve ticari çıkarlarınız ve ekonomik kaygılarınız bir arada olduğu için basit bir sorun değil." diye konuştu.
Rusya’nın hem doğal gaz hem de petrol ihracatı gelirleri açısından uluslararası pazara ve hepsinden fazla Avrupa pazarlarına "çok büyük" bağımlılığı olduğunu belirten Elkind, "Bu durum Rusya’yı doğal gazı kesmekten prensipte caydırır. Ancak bu noktada kararları sağduyu ve mantık motive ediyorsa, diplomatik tartışmalara girmek yerine neden bu tür bir çatışmaya girildiğini anlamak çok zor." değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerinde küresel salgın süreciyle birlikte fiyatların ciddi anlamda yükseldiğini anımsatan Elkind, şöyle devam etti:
"Bu fiyat artışları, ister büyük ölçüde doğal gaza dayanan birkaç gübre tesisi, ister hane halkı, ister şirket operatörü olsun, enerji kullanan herkes için acı verici. Hızla yükselen fiyatlar ekonomik etki yaratıyor ama Avrupa ayakta kalabilir mi? Evet, aslında Avrupa daha yüksek fiyatlarla ayakta kalabilir. Bu durumun paradoksu, Avrupa’nın tüm deneyiminin, Rusya'nın Ukrayna'daki eylemlerinin bir sonucu olarak enerji kaynaklarının kesilip kesilmeyeceğini kendisine sormak zorunda kalmasıdır. Bu, birçok Avrupalı liderin enerji kaynaklarında doğal gaza olan bağımlılığı önemli ölçüde azaltmaları gerektiğine dair düşüncelerini kuvvetlendiriyor. Bu bir gecede yapabileceğiniz bir şey değil. Ancak hızlandırılmış bir şekilde yapılabilir ve açık olalım maliyetli olur. Sonuç olarak, Rusya'ya zarar verecek ve ulusal gelirleri üzerinde kesinlikle çok olumsuz bir etkisi olacaktır."
Türkiye’nin enerji politikalarına da değinen Elkind, Ankara’nın tek seçeneğinin Moskova olmadığını onun dışında seçeneklerinin de olduğunu vurguladı.
Elkind, Azerbaycan gazının "yapbozun önemli bir parçası" olduğunun altını çizerek, "Bu BOTAŞ’ın oldukça etkili bir şekilde orta vadeli ihtiyaçlar için attığı bir adım. Türkiye ekonomisinde ağır sanayinin büyük yeri var. Bunlar doğal gaz ve diğer enerji kaynakları için büyük bir talep kaynağı olabilirken, aynı zamanda, gerçekten önemli verimlilik iyileştirmeleri için çok büyük fırsat olabilir. Bu, kısa değil, orta vadeli bir çözümün parçası da olacaktır." ifadelerini kullandı.
AB ülkeleri, kullandıkları doğal gazın yüzde 90'ını ithal ediyor. Bu nedenle kıtada gaz fiyatlarının Ocak 2021'den bu yana 7 kat artması "enerji krizine" neden olmuştu.
Toplam maliyeti yaklaşık 11 milyar dolar olacak Kuzey Akım 2 projesiyle yılda 55 milyar metreküp Rus gazının Baltık Denizi üzerinden Almanya'ya sevk edilmesi planlanıyordu.
Rusya'nın Ukrayna'da ayrılıkçı bölgeleri tanımasının ardından projenin ruhsat süreci askıya alındı.