Yeni Şafak, Türkiye’nin tekstil merkezlerinin sorunlarını ve taleplerini dinlemeye devam ediyor. Milyonlarca kişinin evine ekmek götürmesini sağlayan tekstil sektörünün önemli aktörlerinden biri de İstanbul Merter oldu bu haftaki durağımız. 50’yi aşkın ülkeye ihracat yapılan Merter'de 10 bin civarında mağaza var. Konuştuğumuz esnaftan duyduğumuz ortak serzeniş, “Sektörün gündeme gelmesini istiyoruz” olarak dikkat çekiyor.
Dünyanın birçok noktasına mal satan Merter'in potansiyelinin fark edilmesi çağrısında bulunan tekstilciler, "Para değil muhatap istiyoruz. Üvey evlat gibi olduk. Kalbimiz kırık” şeklinde dert yanıyor. Bavul ticaretinin yanında hem ihracat yaptıklarını hem de iç piyasaya çalıştıklarını anlatan bölge esnafı, denim (kot) üretiminde oldukça iddialı. Şimdi yüksek faizlerden dolayı sermayeye ulaşmada da zorluk yaşayan esnafa sözü bırakalım.
Merter Markalar Birliği Başkanı Gürbüz Oruç, Merter'in özellikle son 5 yılda çok hızlı geliştiğini belirterek, ürün çeşitliliğinin çok fazla olduğundan bahsetti. Tekstilin Türkiye'nin tanıtımında turizm kadar önemli olduğunu vurgulayan Oruç, "Dünyanın hemen hemen her yerine mal üretiyor. Aynı zamanda ürün almaya geliyorlar. Burası zaman içerisinde daha çok showroom daha çok satışın olduğu bir merkeze dönüştü. Büyük markalara da hizmet ediyoruz. Üretimi biz yapıyoruz. Sinemacılar, futbol kulüpleri para istedi. Biz para istemiyoruz. Muhatap istiyoruz. Cumhurbaşkanımız muhtarları davet ediyor ya bir de tekstil ile ilgili dernekleri davet edip, onlarla oturup konuşmasını istiyoruz" talebinde bulundu.
Merter'in tam olarak hakettiği değere ulaşmadığından yakınan Gürbüz Oruç, ağırlıklı olarak Arap ülkeleri olmak üzere Balkanlara ve Avrupa’ya mal sattıklarını söyledi. Oruç, şu bilgileri veriyor: "Hala içimizde irili ufaklı ihracat yapan firmalar da var. Genelde bavul ticareti şeklinde satış yapıyoruz. Ürünü satıyoruz. Onları çuval veya kolilerle aracı kuruma gönderiyoruz. Aracı kurum ihracatını yapıyor. Direk olarak ihracat yapmıyoruz. Burada dünya markalarına mal üreten arkadaşlarımız var. O dünya markasına ürettiği malın aynısını kendi etiketiyle kendisine yapıyor. 'O markaya bu malı 70 dolardan satıyorum. Kendi markamla yaptım. 30 dolar koydum satamıyorum' diyor. İşte marka böyle bir şey. Marka mala değer katan ufak bir dokunuş."
Hakan Uçar, Merter’de kumaş üreten bir işletmeci. Fason ürettikleri kumaşın hazır giyimin üçüncü hammaddesi olduğunu belirten Uçar, piyasa şartlarına göre nakit veya vadeli de çalıştıklarını söyledi. Uçar, “Faizlerin yüksek olması kumaşa da yansıdı. En büyük sıkıntı şirketlerin sermaye yetersizliği. Bir an önce faizlerin düşmesi lazım” diyor. Hüseyin Kazıkkaya da, “Gerçekten muhatap istiyoruz. En büyük sorunumuz o. Başka bir şey yok. Diğerleri kendiliğinden düzelir” mesajını veriyor.