Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, "Baktığınız zaman tüm bu olumsuz tabloya rağmen Türkiye 2016'da yüzde 2,9 büyüme başarısını gösterdi. Eğer bu darbe girişimi olmasaydı, bu saldırılar olmasaydı Türkiye yüzde 4,5'in daha üzerinde bir büyümeyi gerçekleştirecekti" dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik'in de katıldığı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığının iş birliğinde TÜYAP Fuar Alanında düzenlenen “Üreten Türkiye Konuşuyor” toplantısında, ülke olarak daha fazla üretme iradesini gösterecekleri bu toplantılardan ikincisini Adana'da yaptıklarını, toplantı sonucunda çıkacak raporları Bakanlar Kuruluna getireceklerini söyledi.
FETÖ'nün darbe girişiminin ardından tüm piyasaları açtıklarını anlatan Tüfenkci, bankacılık işlemlerinin devam ettiğini, vatandaşların "TL etkilenmesin" diye dövizlerini bozdurduğunu anlattı.
Kendilerinin de bunun karşılığı olarak ciddi anlamda ekonomik teşvik paketlerini hayata geçirdiklerini dile getiren Tüfenkci, şöyle konuştu:
"Baktığınız zaman tüm bu olumsuz tabloya rağmen Türkiye 2016'da yüzde 2,9 büyüme başarısını gösterdi. Eğer bu darbe girişimi olmasaydı, bu saldırılar olmasaydı Türkiye yüzde 4,5'in daha üzerinde bir büyümeyi gerçekleştirecekti. Bu darbenin görünen faturası Türkiye'ye yüzde 1,5 kadar küçülme. Biz, sizler, tüm üreten kesim Türkiye'nin gelişmesi noktasında göstermiş olduğu irade, yurt dışı pazarlara açılma noktasında hükümetimizin almış olduğu teşvikler 2017 içinde de inşallah bu oranların çok daha üzerinde, yüzde 5'lerde bir büyümeyi ve daha üzeri bir büyümeyi bu Türkiye yakalamış olacak. Şimdi mart ayı ihracat rakamlarına baktığımız zaman da Türkiye'nin bu anlayışla bir önceki yıla göre daha iyi rakamları yakaladığımızı da göreceğiz."
Sadece sanayiciye değil, küçük işletmelere ciddi teşvikler verdiklerini, orta ölçekli işletmelere kredi desteği sağladıklarını belirten Tüfenkci, özellikle çıkartılan sicil affı konusunda kendilerine sanayiciden uygulama konusunda bazı şikayetler geldiğini, bu konuda yine banka ve ilgili kesimlerin katımıyla yapılacak toplantıda affın tam olarak uygulanmasını isteyip takip edeceklerini aktardı.
Şirket kuruluş ve tasfiye işlemlerini basitleştirdiklerini ve maliyeti düşürdüklerini, karekodlu çek uygulaması gibi çeke itibar kazandıracak çalışmalar yaptıklarını, çekle ilgili şikayetlerin azaldığını, küçük işletmelerin finansmana erişimi önündeki engelleri kaldırdıklarını anlatan Tüfenkci, tarım ürünlerinin değerlerini daha iyi kazanması için lisanslı depoculuk sistemini hayata geçirdiklerini, bu yönde üreticiye yaptığı masraflar hakkında destek verdiklerini söyledi.
Tüfenkci, ürün ihtisas borsasının kuruluşunu da tamamladıklarına işaret ederek, "Cumhurbaşkanımız da imzaladıktan sonra bu da yürürlüğe girmiş olacak. Yeni bir piyasayı milletimize kazandırmış olacağız." şeklinde konuştu.
Hal kayıt sistemini getirerek fiyattan üretime kadar ürün hakkında yapılan işlemlerin açıklandığını dile getiren Tüfenkci, "Ancak biz bunları yeterli görmüyoruz. Özellikle üretici örgütlerinin piyasada daha fazla etkin olmasını sebze ve meyve ticaretinde yaşanan ürün zayiatlarının minimuma indirilmesi üretici tüketici arasındaki fiyat farkının azalmasına yönelik çalışmalarımız sürüyor." dedi.
Tüfenkci, terörden zarar gören illerin kalkınması için çok önemli olan 23 ilde cazibe merkezinin kurulmasının, Adana, Gaziantep, İstanbul gibi bölgeleri de ham madde temini yönüyle olumlu etkileyeceğini aktardı.
Bakan Tüfenkci, Türkiye'nin geldiği noktada ve 3 kat fazla büyümesinde temel nedenin siyasi istikrar ve güven olduğunu belirtti.
Tüfenkci, milli gelirin 25 bin dolara çıkarılması için yeni bir yönetim şekline geçilmesi gerektiğini kaydetti.
Koalisyon dönemlerinde Türkiye'nin büyüme rakamlarının ya eksi ya da çok düşük kaldığını vurgulayan Tüfenkci, "Şöyle bir simülasyon yapıldı. Türkiye eğer koalisyonlarla yönetilmeseydi, tek başına iktidarlarla yönetilseydi, Türkiye'nin şu andaki milli geliri 11 bin dolar değil 22 bin dolar olurdu. Yani Türkiye'ye bir Türkiye daha ilave etmiş olurduk. İstikrasızlıklar, darbe dönemleri Türkiye'nin üretim kaybına neden olduğunu, küçülmesine neden olduğunu geriye doğru baktığımızda geldiğimiz nokta itibariyle çok net görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Tüfenkci, anayasalarla ekonomi arasında ilişki bulunduğunu, bu konuda Nobel ödülü almış çalışmalar olduğunu söyledi.
Anayasa paketinin sadece bir siyasi mesele olmadığını, aynı zamanda iş dünyasının ve üreten Türkiye'nin bir meselesi haline geldiğini anlatan Tüfenkci, özellikle yürütme içinde sistemden kaynaklanan krizlerden çok çektiklerini kaydetti.
Ekonomiye ilişkin, anayasa kitapçığı fırlatılmasıyla yaşanan kriz, koalisyon dönemlerindeki ekonomik sorunlar, geçmişte cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasındaki çekişmeler ile 28 Şubat döneminde Türkiye'nin kayıplar yaşadığını hatırlatan Tüfenkci, şöyle devam etti:
"Biz istiyoruz ki artık Türkiye bu sıkıntıları yaşamasın. Bu sistem arızalarından dolayı bu yapıdan kurtularak insanımız istikrarı görsün ve üretime odaklansın, işine odaklansın. 5 yıl seçim bu ülkede olmasın ve sanayicimiz, ihracatçımız kendi işine baksın, işini büyütsün aşını büyütsün, daha fazla gencimize istihdam bulalım, üretelim. Dolayısıyla tüm amacımız esasında Türkiye'nin yeni bir başarı hikayesini sağlamasıdır. Ben kesinlikle inanıyorum ki bu anayasa reformu aynı zamanda önemli reformlardan birisi. Türkiye'nin yeni bir atılım sağlayacağı yeni bir başarı hikayesi yazacağı bir dönemi, inşallah 16 Nisan'dan sonra 'evet' çıktığında cumhurbaşkanı hükümet sistemiyle beraber, bu başarı hikayesini de hep beraber yakalamış olacağız."
Tüfenkci, özellikle üretim ve yatırım ortamını rahatlatıcı kararların hızlı bir şekilde alınmasını sağlayacak bir yönetimin Türkiye için yeni bir başarı hikayesi olduğunu kaydetti.
Adana’nın 2002 yılında ihracatı 462 milyon dolar iken 2016 yılında bu rakamın 2,5 kat artarak 1,6 milyar dolara ulaştığını, aynı dönemde kentin ithalatının 618,7 milyon dolardan 1 milyar 888 milyon dolara çıktığını belirten Bakan Tüfenkci, ihracat artış miktarının ithalat artış miktarından daha fazla olduğunu, bunun da kentin üretim gücünü gösterdiğini vurguladı.
Kentin 2002 yılında 20 bin 67 olan firma sayısının 2015’te yüzde 73 artarak 34 bin 677’ye yükseldiğini, 2002-2015 yıllarında bölgesindeki illerde toplam firma sayısının yüzde 61 arttığını ifade eden Tüfenkci, şöyle devam etti:
"Bir diğer önemli gösterge, esnaf ve sanatkar sayılarıdır. 2013’te Adana’da esnaf ve sanatkarlarımızın sayısı 38 bin 131 iken 2016 yılında yüzde 10 artarak 41 bin 803’e yükselmiştir.Burada bulunan şehirlerimizdeki esnaf ve sanatkar sayısı yüzde 12, ülke genelindeki esnaf ve sanatkar sayısı ise yüzde 12,5 artış göstermiştir. Hükümetimiz esnafımıza her dönem destek olmuştur ve bu desteği yıllar itibariyle artırmıştır. Adana’da 2002-2016 arası dönemde kredi alan esnaf ve sanatkar sayısı 28 kat artarak 382’den 10 bin 777’ye yükselmiştir.Adana esnaf ve sanatkarlarına kullandırılan Hazine destekli kredi miktarı 356 kat artmış, 468,7 milyon TL’ye ulaşmıştır. Ülke bazında ise 132 kat artarak 20,4 milyar TL olmuştur. "