LPG'li araçlar için hizmet verilen bölümünde evde kullanılan tüplerin dolumuna yeltenen akaryakıt istasyonlarını ağır cezalar bekliyor. Alt limiti 250 bin TL’den başlayan cezalar üst limitte 800 bin TL’yi aşıyor.
2012 yılında kesilen 340 bin TL’lik cezanın iptaline ilişkin açılan dava Anayasa Mahkemesi’ne taşındı ve karar geçtiğimiz günlerde verildi. Mahkeme cezaya ilişkin mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine hükmetti.
Aparatın pompadan tüpe gaz basımında kullanılan cihaz olduğunu tespit eden jandarma ekibi araçtaki tüp ve aparata yönelik tutanak hazırlayarak bahsi geçen çalışan ve ilgili araç sahibine imzalattı.
Denetimi yapan ekip aparatın görüntüsü ve olaya ilişkin tutanağı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu ile de paylaştı. EPDK yapılan inceleme sonrasında söz konusu istasyona 5307 sayılı kanuna aykırılıktan yaklaşık 340 bin TL para cezası uyguladı.
EPDK tarafından kesilen cezaya itiraz eden işletme sahibi, istasyonundaki LPG alanında tüp doldurduğuna dair herhangi bir tespit yapılamadığını ve konu hakkında düzenlenen tutanağın ise yeterli bilgiler içermediğini belirterek konuyu mahkemeye taşıdı.
Olayda adı geçen otogaz istasyonunda idarece yapılan denetim sonucunda LPG dolumuna yarayan tüp dolum aparatı tespit edildiğine vurgu yapan mahkeme ise davanın reddine karar verdi.
'Başvurucunun ön araştırma ve soruşturma yapılmaması şikayeti yönünden ise olayda idari para cezası verilmesi için böyle bir soruşturma yapılmasının zorunlu olmadığını, olayın bir soruşturmaya gerek duyulmayacak biçimde açık olduğunu belirtmiştir. Mahkeme bu sebeplerle başvurucunun 5307 sayılı Kanun'un 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendine göre cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varmıştır.''
Bunun üzerine kesilen cezaya yönelik mülkiyet hakkının ihlali iddiasıyla konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşıyan istasyon sahibi buradan da umduğunu bulamadı.
Adalet Bakanlığı'nın da ''Anayasa Mahkemesinin norm denetimi kapsamında verdiği karara atıf yapılarak para cezaları alanında devletin takdir yetkisine işaret edilmiş ve başvurucuya yüklenen özel ve orantısız aşırı bir yükten söz edilemeyeceği bildirilmiştir.'' görüşüne yer verildiği davada AYM başvuruyu inceleyerek kararını açıkladı.