Merkez bankalarının şahin politikalarının agresifleşmeye başlamasının ardından enflasyon korkusu ve resesyon riski arasında kalan piyasalarda resesyon fiyatlamaları yavaş yavaş enflasyon endişelerinin önüne geçiyor.
Yılın ilk yarısının tamamlanacak olması dolayısıyla fon yöneticilerinin portföylerindeki ayarlamaların piyasalarda oynaklığı artırması beklenirken, yoğunlaşan makroekonomik verilerden gelecek işaretlerin fiyatlamalarda önemli rol oynaması bekleniyor.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) hafta içinde ülkedeki bankaların stres testlerini geçtiğini duyurmasının ardından bankalardan gelen temettü dağıtımı ve hisse geri alma programları, dün New York borsasının yüzde 1'e yakın yükselişle başlamasına yardımcı oldu.
Buna karşın Conference Board tüketici güven endeksinin 98,7 ile son 16 ayın en düşük seviyesine gerilemesi ve endeksin içeriğindeki bazı bölümlerin resesyona işaret etmesi pay piyasalarındaki pozitif havayı sonlandırarak satış baskısını hızlandırdı.
Ayrıca, ABD'de SP Case-Shiller Ulusal Konut Fiyat Endeksi, nisanda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20,4'lük artış kaydetti. Konut fiyatlarındaki artışın yavaşladığına işaret eden endeks, martta yıllık bazda yüzde 20,6 artış göstermişti.
Öte yandan, Wall Street'te yaklaşan bilanço sezonu öncesinde rekor karlılık beklentilerinin revize edilmesinin mantıklı olabileceğine yönelik artan söylentiler de yatırımcıların risk iştahını törpüleyen durumların başında geliyor.
Fed yetkilileri ise son 40 yılın en güçlü enflasyonunu yaşayan ülke ekonomisinin yumuşak bir iniş yapabileceğine inanmaya devam ediyor.
Dün açıklamalarda bulunan New York Fed Başkanı John Williams ve San Francisco Fed Başkanı Mary Daly enflasyonu düşürmeleri gerektiğini yinelerken, Daly, Fed'in adımlarının ülke ekonomisinin büyüme hızının daha sürdürülebilir bir seviyeye indirebileceğine inandığını söyledi.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda ise temmuz toplantısında 75 baz puanlık faiz artışına kesin gözüyle bakılsa da, 75 baz puanlık artış ihtimalinin yüzde 96'dan yüzde 86'ya gerilemesi dikkati çekiyor. Eylül toplantısında 50 baz puan faiz artırılacağına ilişkin beklentiler ise güçlenmeye devam ediyor.
Rusya'nın Ukrayna'ya savaş açmasının ardından batılı ülkelerin Rusya'ya karşı uygulamaya aldığı yaptırımlar genişlemeye devam ediyor. ABD yönetimi, Rusya'nın savunma sanayisini hedef alan yeni yaptırımlar açıklarken, Rus altınının ithalatına da yasak getirdi.
Açıklamada, Rusya'nın savunma, sanayi, teknoloji ve imalat sektörlerinin temel taşı olan devlet kurumu Rostec dahil Rus savunma sanayi için kritik öneme sahip 70 kuruluş ile 29 kişinin yaptırım listesine alındığı aktarıldı.
Bu gelişmelerle dün New York borsasında SP 500 endeksi yüzde 2,01, Nasdaq endeksi yüzde 2,98 ve Dow Jones endeksi yüzde 1,56 değer kaybetti. ABD'de endeks vadeli işlem kontratları yeni güne ise sınırlı yükselişle başladı.
Avrupa'da dün Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde'ın açıklamaları takip edilirken, gözler Lagarde'ın bugün devam edecek konuşmasının yanı sıra Almanya'da açıklanacak enflasyon verilerine çevrildi.
ECB üyesi Martins Kazaks da dünkü açıklamalarında 50 baz puanlık önden yüklemeli faiz artışının mantıklı olabileceğine değinirken, para piyasalarında ECB'nin 50 baz puanlık artışa gitme ihtimali yüzde 25 seviyelerinde bulunuyor.
Hafta boyunca bölgede açıklanacak enflasyon verileri başta olmak üzere açıklanacak makroekonomik verilerin enflasyona ilişkin güçlü işaretler taşıması durumunda belirsizliğin ve oynaklığın güçlenme ihtimali bulunuyor.
Dün, New York borsasında satış baskısı etkili olmadan önce kapanan Avrupa borsaları alış ağırlıklı bir seyir izlerken, Almanya'da DAX 30 endeksi yüzde 0,35, İngiltere'de FTSE 100 yüzde 0,90, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,64 ve İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 0,79 değer kazandı. Avrupa'da endeks vadeli işlem kontratları yeni güne ise düşüşle başladı.
Çin'de dün ülke içinde seyahat edenlere yönelik karantina süresinin azaltılması yatırımcı güvenini desteklese de, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında devam eden sıfır vaka politikası ülke ekonomisi için risk oluşturmayı sürdürüyor.
Dolar/yen paritesi bu sabah 136,2'ye çıkarak son 24 yılın en yüksek seviyesi olan 136,7'nin hemen altında dengelenirken, Japonya Merkez Bankası'nın (BoJ) 10 yıllık tahvil faizinde yüzde 0,25'lik getiri hedefine sadık kalamayabileceğine yönelik beklentiler piyasalarda belirsizlikleri artırıyor.
Bölgede açıklanan makroekonomik verilere göre ise Japonya'da perakende satışlar aylık yüzde 0,6 ve yıllık yüzde 3,6 artsa da piyasa öngörülerinin altında kaldı.
Bu gelişmelerle kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,09, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 1,02, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 1,50 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 1,80 değer kaybetti.
Yurt içinde, dün satış ağırlıklı bir seyir izleyen BIST 100 endeksi, günü yüzde 1,54 azalışla 2.490,24 puandan tamamladı.
Dün akşam NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılım için Türkiye ile mutabakata vardığını duyurdu. Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası'nda (VİOP) haziran vadeli BIST 30 endeksine dayalı kontrat, akşam seansında haberin ardından yaklaşık yüzde 0,5 yükseldi.
Dolar/TL ise dün yüzde 0,7 artışla 16,6747'den kapanmasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 16,6660 seviyesinde işlem görüyor.
Analistler, bugün yurt içinde ekonomik güven endeksi, yurt dışında ise ABD, Avrupa ve İngiltere merkez bankası başkanlarının konuşmalarının yanı sıra, Avro Bölgesinde tüketici güven endeksi, Almanya'da Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), ABD'de 1. çeyrek büyüme ve kişisel tüketim harcamaları verilerinin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 2.480 ve 2.450 seviyelerinin destek, 2.520 puanın direnç konumunda olduğunu söyledi.