Türkiye’de kolay temin edilebilen ve limitleri kullanıcı gelirinin kat kat üzerinde olan kredi kartları, bilinçsiz tüketicileri borca sürüklerken, israfı da körüklüyor.
Kolay temin edilebilen ve limitleri kullanıcı gelirinin kat kat üzerindeki kredi kartları, bilinçsiz tüketicileri borca sürüklerken israfı da körüklüyor. Parası olmayan tüketici, kredi kartıyla istediği kadar alışveriş imkânına sahip olunca tasarruf azalıyor. Türkiye’deki tasarruf oranı 2017’de yüzde 25,4’e kadar çıkarken, bu oran geçen yıl itibariyle yüzde 19’a gerilemiş durumda.
Türkiye’de kolayca temin edilebilen ve limitleri kullanıcı gelirinin kat kat üzerinde olan kredi kartları, hem tasarrufu önlüyor hem de borç batağına sürüklüyor.
Avrupa ve Amerika’da kredi kartları, kullanıcısının bankalardaki mevduatı kadar limitle sınırlandırılırken,
Türkiye’de kolayca temin edilmesi dikkat çekiyor.
Uzmanlar, kredi kartıyla yapılan alışverişlerde bolca taksit imkânı sunulmasının da bilinçsiz tüketicileri borca sürüklediğine ve israfı körüklediğini ifade ediyor.
Beyaz eşya, mobilya, elektronik ve altın alışverişinde kartlarda tanınan taksit sayısı artınca tasarruf azalıyor.
TASARRUFLAR TAKSİT SAYISIYLA TERS ORANTILI
İç tüketimin canlı tutulması için kartlı alışverişlerde taksit sayısının yükseltildiği dönemlerde tasarrufun azaldığı rakamlara yansıyor.
2009’da yüzde 21,4 olan Türkiye’deki tasarruf oranı 2017’de yüzde 25,4’e kadar çıktı fakat 2020 sonu itibariyle yüzde 19’a geriledi.
Türkiye’de parası olmasa da tüketicilere kredi kartıyla istediği kadar alışveriş yapma imkânı sunulmasının önüne geçilecek ciddi düzenlemelere ihtiyaç var.
GELİRİNİN DÖRT KATI KADAR LİMİT VERİLİYOR
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) son olarak Eylül 2020’de kredi kartı limitleri ile ilgili bir düzenleme yaptı.
Bankalar müşterilerine kredi kartı limiti belirlerken çeşitli kriterleri dikkate alıyorlar. Müşteriden gelirlerini beyan etmeleri isteniyor.
Ancak ilk defa kredi kartı sahibi olacak bir gerçek kişinin tüm kart çıkaran kuruluşlardan temin ettiği kredi kartları için tanınacak toplam kredi kartı limiti, ilk yıl için, ilgilinin aylık ortalama net gelirinin iki katını, ikinci ve sonraki yıllar için ise dört katına kadar çıkabiliyor.
GEÇEN YIL 50 BİN LİRAYA KADAR ÇIKARILDI
Gelirini beyan edemeyenler de yüksek limitli kartlara sahip olabiliyor. Geçen yıl yapılan düzenlemeyle; müşterinin bankada mevduat ya da altın hesabı varsa kredi kartı limitinin yükseltilmesi imkânı verildi.
aha önceki uygulamada geliri beyan edemeyenlere 2 bin lira limitli kredi kartı tahsis edilebiliyordu. BDDK, dört ay önce yaptığı düzenlemeyle gelirini beyan edemeyen ancak bankada 50 bin liralık mevduat hesabı olan bir kişiye mevduatı kadar kredi kartı limiti verebilmenin yolunu açtı.
Hazır parayı harcamayı sevmiyoruz
Bankalar Arası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre, banka kartları ve kredi kartları ile kasım ayında toplam 109 milyar TL’lik ödeme yapıldı.
Bu tutarın 90,7 milyar TL’sinde kredi kartları, 18,3 milyar TL’sinde banka kartları kullanıldı.
Bu rakamlar, kartlı alışverişlerde kredi kartıyla yapılan ödemelerin banka kartıyla yapılan ödemelerin 5 katı olduğunu gösteriyor.
LİMİTLER KAZANCIN 4 KATINA ÇIKIYOR
BDDK’nın resmi internet sitesinde kimler kredi kartı alabileceği konusunda şu açıklama bulunuyor: 18 yaşından büyük olan, ayırt etme gücüne sahip, kısıtlama altında bulunmayan ve kredibilitesi ilgili bankaca uygun görülen kişiler kredi kartı alabilir.
Bankalar, kendilerine kredi kartı için başvuran kişilerin gelirleri, mali geçmişi, skorlama sonuçları ile yasaklılık ve engel durumlarını değerlendirmek suretiyle, kişiye özel kullanım limitleri belirler.
Bununla birlikte, bir gerçek kişinin sahip olduğu tüm kredi kartları için tanınacak toplam kredi kartları limiti, ilk yıl için ilgilinin aylık ortalama net gelirinin iki katını, ikinci ve sonraki yıllar için ise dört katını aşamaz.”
Alış veriş tuzakları: Kara Cuma… Bekarlar Günü…
Kasım’da internetten kartlı ödeme tutarının en çok yoğunlaştığı günler sırasıyla 27 Kasım Cuma ve 11 Kasım Çarşamba oldu. Bu iki tarihin, bireyleri çılgınca tüketime yönlendiren gün ve kutlamalar olması dikkat çekiyor.
Her yıl tüm dünyada kasım ayının dördüncü cuma gününe denk gelen “Kara Cuma” ve Türkiye’de “Süper Cuma”, “Muhteşem Cuma” ve “Efsane Cuma” gibi isimler de verilen alışverişlerde büyük bir çılgınlık yaşandı. Dünyada “Bekarlar Günü” olarak adlandırılan 11 Kasım gününde de her yıl büyük bir tüketim çılgınlığı yaşanıyor.
27 Kasım’da yapılan kartlı ödeme tutarı geçen yılın aynı gününe (29 Kasım) göre yüzde 41 artarak 1,94 milyar TL olurken, 11 Kasım günü yapılan kartlı ödeme tutarı ise geçen yılın aynı gününe göre yüzde 53 artarak 1,81 milyar TL’ye ulaştı.
KART SAYISI 260 MİLYONU AŞTI
Bankalararası Kart Merkezi (BKM), 1 Aralık 2020 tarihi itibariyle; Türkiye’de 75,3 milyon adet kredi kartı, 185 milyon adet banka kartı kullanılıyor.
Kasım 2019 ile kıyaslandığında kredi kartı adedinde yüzde 8’lik, banka kartı adedinde ise yüzde 13’lük artış yaşandı.
Toplam kart sayısı ise 260 milyon adede ulaşarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 oranında artış gösterdi.
Taksitlendirme fiyatını artırıyor
İstanbul Üniversitesi Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Kadir Tuna, kredi kartının önemli bir ödeme aracı olduğunu belirterek,
“Kredi kartının dünyada iki temel işlevi var. Günümüz koşullarında yüksek nakit taşımanın, büyük bir riski olduğundan bunu ortadan kaldırabilmek için kredi kartı kullanılıyor. Diğer işlevi ise, kişinin zorunlu ihtiyaç duyduğu sağlık gibi konularda nakit ihtiyacı ortaya çıkabilir"
dedi. Türkiye’deki kullanımına baktığımızda bu işlevin dışında birçok sektörde önemli bir taksitlendirmeye yol açtığına dikkat çeten Tuna,
"İlk bakışta bu taksitlendirme, birçok sektöre önemli katkı sağlıyor. Daha fazla mal ve hizmet satabilmeleri anlamında. Fakat öte yandan bunun getirdiği önemli sonuçlar da var. Bu durum önemli ölçüde enflasyonu besleyen unsurlardan biri. Ne Kadar vade uzarsa bu mal ve hizmetleri satanların fiyatlandırmaları da bu ölçüde oluyor. Burada bizim enflasyon üzerinde uzun yıllar devam eden yapısal sorunlardan biri”
dedi. Tuna, kredi kartların limitlerine ilişkin düzenlemeler yapıldığını ancak yeterli olmadığını da dile getirdi.
Sağlıklı büyüme iç tasarrufla mümkün
Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ulusoy, bir ülkenin refah artışının en temel göstergesinin GSYH düzeyi ve yıllar itibariyle reel artışı olduğunu belirterek, istikrarlı bir ekonomik büyüme için de finansmanın nitelikli, yani iç tasarruflardan karşılanması gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’nin ciddi bir tasarruf açığı olduğunu ifade eden Ulusoy,
“Bir ülkenin cari işlemleri açık veriyorsa o ülkedeki tüketim ve yatırım harcamaları toplam tasarrufların üzerinde demektir. Bu nedenle de dış tasarruflar (dış borçlar) devreye girmektedir"
dedi. Ulusoy, toplumun orta ve zengin gelirli kesimin tasarruflarında artış seferberliği olması gerektiğine vurgu yaparak, “Lüks-gösteriş, gelirin üzerinde borçlanarak tüketme alışkanlığından vazgeçmek gerekiyor.
Özellikle gelirinden bağımsız kredi kullanarak ölçüsüz tüketme alışkanlıklarını değiştirmede BDDK’nın yapacağı düzenlemeler etkili olabilecektir.
Toplum olarak kısa süreli refahı uzun dönemli fakirlikle değiştirmemek, yarınlara daha yüksek refahla-güçlü ülke olarak girmenin iç tasarruf-sermaye birikimini artırmaktan başka çıkış yolu yok” diye konuştu.
İcrada yığınla kredi kartı dosyası var
Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal, tüketicinin kredi kartlarını cebinde nakit para gibi görerek limitini sonuna kadar bilinçsizce kullandığına dikkat çekerek,
“Bir çok vatandaşın cebinden birden fazla kart var ve bu kartların limitleri kişinin aldığı maaşın çok üzerinde. Bu çok büyük bi risk taşımakta. Maalesef bu konuda bir bilinç tam olarak oluşmadı. Maaşı alıyor borçlara yatırıyorsunuz, kartlar ile birlikte gelecek aylardaki maaşlarınızı birkaç ay önceden harcıyorsunuz, sonrası malum icralarda yığınla kredi kartları dosyaları oluyor”
dedi. Özellikle pandemi sürecinde, kartla alışverişlerden uzak durması gerektiğine vurgu yapan Koçal,
“Geleceğimizi borçlanmamak ve bankalara ipotek vermemek için kredi kartlarından uzak durarak, nakit paramız var ise alışveriş yapılmalı. Aksi takdirde asgarisi ödenen ya da ödenmeyen kredi kartları çok yüksek faizler ile katlanarak, tüketiciye geri dönüyor, maaşlarına haciz konarak, temel ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda kalınıyor”
diye konuştu.