Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, uluslararası yatırımcılara seslenerek, “Önümüzde 4,5 yıllık kesintisiz bir icraat dönemi bulunmaktadır. Bu süreçte istikrar ve kalkınma ivmemizi hızlandırarak bölgede güvenli bir liman ve dostlarının daima yanında olan güçlü Türkiye olmaya devam edeceğiz” dedi. Oktay, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi’nin himayesinde, düzenlenen Saraybosna İş Forumu 10. Toplantısı’ndaki konuşmasında, forum vesilesiyle kardeş ülke Bosna Hersek’te olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.
Oktay, Bosna Hersek’in Güneydoğu Avrupa’nın cazibe merkezi ve yatırımcılar için bir marka olma yolunda da ciddi mesafe aldığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Batı Balkanlar’ın doğu ile batı ve kuzey ile güney arasında kavşak görevi gördüğünü belirterek “Bölge ülkeleri için en önemli olan Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yakın olmaları. AB’ye entegre olmak, ortak vizyonun geliştirilmesi için büyük bir avantaj olabilir” dedi. Oktay, 10. Saraybosna İş Forumu kapsamında düzenlenen “Liderlik” konulu panelde konuştu. Bölgede birlik duygusunun var olduğunu söyleyen Oktay, “Temennimiz vizyonun da birleşmesi. Forumda da belirtildiği gibi ‘Tek Bölge, Tek Ekonomi’ olması” ifadelerini kullandı. Oktay, bölgede dezavantajlara yönelmek yerine, ortak çıkar ve değerlere odaklanılması gerektiğine işaret ederek “Ayrıntılı baktığımızda birçok avantaj görebiliriz. Yarışmak yerine iş birliği içerisinde olmalıyız” diye konuştu.
Batı Balkanlar’daki ülkelerin AB ülkelerine yakınlığının teknoloji ve pazara da yakınlık sağladığını söyleyen Oktay, genç ve eğitimli nüfusun kültürel çeşitlilik, iş fırsatları ve yeniliklerden de faydalanabildiğini belirtti.
Türkiye’nin Bosna Hersek ve diğer dünya ülkeleriyle başarılı ilişkiler geliştirmesinin temelinde kendi yaklaşımının önemli olduğunu ifade eden Oktay, “Bizim yaklaşımımız derken herhangi bir ülkenin kaynaklarını kendi faydamız için kullanmayı asla düşünmüyoruz. Almak yerine, vermeye odaklanıyoruz. Asla bizim için getirisi nedir diye düşünmüyoruz. Özellikle yardım konusunda. Bunun en önemli örneği, Türkiye’deki 4,6 milyon sığınmacı” değerlendirmesinde bulundu.