Dünya gül yağı ihtiyacının yüzde 65’lik kısmını, Türkiye’deki lavanta ihtiyacının ise yüzde 80’lik kısmını karşılayan Isparta’da gül hasat sezonu ile birlikte kırsal turizm dönemi yoğunluğu başladı.
Kentte, Burdur ili sınırında bulunan ve ilk gül açan bölgesi olan Keçiborlu Ardıçlı köyünde geçtiğimiz sene yapılan gül festivali ile turistlerin ilgi odağı olan bölge, bugünlerde ziyaretçi akınına uğruyor.
Doğallığı, iklimsel yapısı ve manzarası ile dikkatleri üzerinde toplayan 235 nüfuslu Ardıçlı köyünde, sezonda yaklaşık 700-800 ton dolayında gül üretimi yapılırken, bugünlerde köye bir günde nüfusunun 2 katı ziyaretçi geliyor.
Köydeki kırsal turizm gelişimi hakkında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulunan önceki dönem muhtarı ve gül üreticisi Yakup Yolcu, “Ardıçlı, önceden unutulmuş ve köhne bir yerdi. Ama belediyemiz, ulusal kanallar, yere kanallar, Tarım İlçe Müdürlüğü, Kaymakamlık derken köyümüz son 2 yıldır çok popüler bir köy oldu. Yerli ve yabancı turist akınına uğradı. Ardıçlı, Isparta gülünün ilk açtığı köyü. Şimdi, Isparta deyince Ardıçlı akla geliyor. Burası, 18 Nisan’dan itibaren gül açmaya başlayıp, 10-15 Haziran’a kadar sezonun devam ettiği bir yer. Bu sene mevsim dolayısıyla biraz geç kaldı ama şu anda rekolte çok yüksek, verim oldukça iyi. Burası, tarım ve turizm açısından oldukça güzel bir yer” dedi.
“Alt tarafımız Burdur Gölü, üst tarafımız dağ ama Ardıçlı, buraya gelen yerli ve yabancı turistlerin, ‘Bir daha buraya geleceğiz’ diyerek, mutlu şekilde ayrıldığı bir yer” şeklinde köylerini tarif eden Yakup Yolcu, “Burası için bu söylenenlerden dolayı biz köylü olarak çok mutluyuz. Burada ulusal kanalların yayın yapması, sadece Türkiye için yerli tanıtım değil, dünya genelinden aldığımız telefonlarla biz çok mutlu oluyoruz. Şu anda yerli ve yabancı turistler olmak üzere, Uzak Doğu’dan ve Kıbrıs’tan çok yüksek sayıda turistler geldi, ağırladık. Buradan giderlerken de gül bahçesinde çaylarını içip, hasat yapıp, onlara verdiğimiz gül keselerini de bir hatıra olarak saklayıp, buradaki güzel kokuyu tadabilecek mutlu şekilde ayrılıyorlar. Buraya mutlaka başka bir arkadaşlarını da göndereceklerini söylüyorlar” diye konuştu.
Köyde, geçen yıla kadar yaşayanların gül üretimi ve diğer tarımsal faaliyetlerle geçimlerini sağladığını, ancak son dönemde bu durumun kırsal turizme dönüştüğünü aktaran Yolcu, şu görüşlerde bulundu:
“Önceden baktığımızda düşünürsek, girdi tarımdan tek kapılıydı. Ama şimdi baktığımızda, kırsal turizmden, en az gül hasadı kadar elde ettiğimiz girdilerimiz var. Geçen yıl festival sebebiyle buradaki kırsal turizm işletmesi sayısı ikiydi ama gelecek senede ben herkesin birer işletme açacağını umut ediyorum. Buraya gelen ve giden turist sayısı bunu gösteriyor. Hafta sonunda yalnızca cumartesi günü benim bahçeme gelenlerin sayısı bir günde 450 kişi oldu. Gerçekten böyle olunca girdileri de iyi oluyor. Gelenler burada gözlemesini yiyip, çaylarını içip, gül topladıktan sonra bu güzel manzarada oturup istirahatlerini edip, gül ürünlerinden satın alıyorlar. Sadece gül yağı, gülsuyu kongratı satışı ile değil, ileriki dönemde burada üretip satmamızla birlikte hem tüketiciye göre uygun fiyatlı hem de üreticinin cebine iyi para gireceğini düşünüyorum.”
Köye gelen turistlerin, gül bahçesinde çalışan işçilerle birlikte çalışma zevkine ulaşmak için erkenden geldiklerini anlatan Yolcu, “Bizim işçilerimiz sabahın erken saatlerinde 05.30 ve 06.00 gibi gül toplamak için bahçeye giriyor ve çiçek bitinceye kadar devam ediyorlar. Ama gelen turlara göre sabahın 07.00’sinde gelen gruplar için toplamayı uzatabiliyoruz. Turistler sabah buraya ilk geldiklerinde bizler, ‘Yol yorgunusunuz, çay ikram edelim’ desek de, onlar ‘Biz bu havayı bir daha yakalayamayız, önce bahçeye girelim’ diyorlar. Bahçelerin içerisinde gül topluyor, fotoğraf çekiliyorlar ve 2-3 saat bahçede zaman geçiriyorlar. Ondan sonra gelen turistler de bizim işçiler gibi işlerini bitirdikten sonra çaylarını içmeye, kahvaltı yapmaya ve dinlemeye geçiyorlar” şeklinde konuştu.
Turlarla köye gelen turistlerin geçirdiği zamanı ve sunulan imkanları anlatan Yolcu, “İlk önce buraya gelenler bahçelere dağılıyorlar. Gül toplama keyfini yaşayan turistler, burada çalışan işçilerin torbalarına ücretsiz olarak çiçeklerini bırakıyorlar. İsteyen gül çiçeğini hatıra olarak veya reçel yapmak için de götürebiliyor. Daha sonra kahvaltılarını yine gül ile birlikte adlandırılamamış birçok çeşit çiçeğin içinde yapıp, ardından güllü dondurmalarını ve güllü çaylarını da içebiliyorlar. Rize’ye gönderdiğimiz güller ile yaptırdığımız güllü çay da tuttu, artık gelen insanlar sadece Rize çayı değil güllü çayı da tadıyorlar. Şimdi Isparta, yalnız gül üretimi ile değil, turizm yönüyle de marka olmaya devam ediyor. İnsanlar, daha önceleri tatillerde otellere gidiyorlardı ama şimdi buralara geliyor ve tekrar geleceklerini belirtiyorlar” dedi.
“Köyümüzün nüfusu 235. Nüfusa göre üretilen 700 - 800 ton gül üretimini değerlendirdiğimiz zaman, gül üreten köyler arasında Ardıçlı birinci sırada geliyor” diyerek sözlerini sürdüren Yolcu, “Buradaki gül kokusuna bizler alışkın olduğumuz için belki yeterli oranda tabir edemeyiz ama gelenlerin söylediğine göre bize, ‘Siz, cennette yaşıyorsunuz’ diyorlar. Buraya mutlaka gelip, görmelerini, ağırlanmalarını bekliyoruz. Yerli ve yabancı kim olursa olsun, Mevlana Hazretlerinin dediği gibi herkese kapımız açık. Buraya gelecek olanlar tarafından bizler önceden haber verdiği takdirde biz, bu güzellikten mahrum kalınmasın ve bu güzelliği yakalasınlar diye köyümüzdeki bahçelerimizden bir ya da birkaçının çiçeğini toplatmıyoruz. Ben, önümüzdeki süreçlerde köyümüzün kırsal turizmde daha yükseğe ve zirveye ulaşacağına inanıyorum” ifadelerine yer verdi.
Keçiborlu Kuyucak Köyündeki Lavanta Kokulu Köy Projesi Koordinatörü ve Keçiborlu İl Tarım Müdürlüğünde görevli Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Sağdaş ise, “Isparta Keçiborlu Ardıçlı köyü, kentin ilk gül açan yeri. Isparta, Türkiye’nin gül bahçesi olarak biliniyor. Güllerimiz, önceki yıllara göre bu yıl biraz daha geç açtı ama çiftçimiz gelen rekolteden oldukça memnun. Gelen turistlerle, burası da kırsal turizm noktasında Isparta’nın parlayan yıldızı konumunda. Isparta, gül - lavanta ve zambağıyla kırsal turizmde öne çıkan bir yer. Ardıçlı köyümüz de buna ilk başlangıcı yapmış durumda. Tüm misafirlerimizi Haziran ayı ortalarına kadar Ardıçlı ve Isparta’nın diğer köylerindeki gül hasat ve turizm noktalarına bekliyoruz. Ardıçlı’da Mayıs sonu ve hatta Haziran ayı başına kadar gül sezonu devam edecek. İlerleyen tarihlerde de diğer köylerimizdeki güllerimiz açmaya başlayacak ve devam edecek. Hiçbir zaman geç değil, çıkın ve buradaki bu güzelliği siz de görün” görüşlerinde bulundu.
Antalya’dan Isparta’ya gelerek Ardıçlı’daki gül bahçesini gezerek fotoğraf çekildikten sonra gül toplayan Bülent Alfert ise, “Buraya gelirken, köye girmeden aldığımız koku çok hoştu. Böyle bir kokuyu herkesin hissetmesi lazım. Her taraf doğal, güller içinde, sessiz ve sakin. Burada, bahçeler kuş cıvıltıları içinde ve göl manzarası var. Herkesin buraya mutlaka gelmesini, bu havayı ve gülleri toplamasını, enerjisini mutlaka buraya gelip harcamasının gerektiğini düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.