Gıdadaki enflasyonu aşağı çekmek için üretici ile tüketici arasındaki tedarik zincirindeki fırsatçıların sayısı azaltacak çözümler masada. Son yıllarda iyice yaygınlaşan ve üretici ile tüketicinin buluştuğu e-satış platformlarındaki alışverişler hızla genişliyor.
Tarladan sofraya uzanan tedarik zincirini kısaltacak bir diğer çalışma ise kooperatifçilik yasası ve haller yasa düzenlemeleriyle yapılacak. Hazırlıkları tamamlanan iki düzenlemenin yeni yasama döneminde Meclis gündemine taşınması bekleniyor.
Gıda fiyatlarının hem küreselde hem de Türkiye’de yüzde 30’lar civarında yükselmesiyle bu konunun önemi daha da arttı. Enflasyonu yüzde 19’un üzerine taşıyan etkenlerin başında gelen gıda fiyatlarındaki artışı dizginlemek için bir dizi yöntem deneniyor. En çok üzerinde durulan konu ise üretici ile tüketici arasındaki tedarik zincirini kısaltmak.
BİRİNCİ YOL YASAL DÜZENLEME
Bunu başarmanın iki yolu görünüyor. Birinci olarak kooperatifçiliği teşvik ederek yaygınlaştırılması bekleniyor.
Üç hafta sonra açılacak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemine gelmesi beklenen konulardan biri de Kooperatifçilik düzenlemesi olacak.
Ticaret Bakanlığı’nın yaz boyunca milletvekilleriyle birlikte çalışarak son şeklini vermeye çalıştığı Kooperatifçilik Yasası ile Haller Yasa taslaklarının 1 Ekim’de TBMM’ye sevkedilmesi planlanıyor.
KOOPERATİF VE HAL DÜZENLEMESİ
Yapılacak köklü değişikliklerle kooperatif şirketlerinin piyasada kalabilmesi ve güçlenmesine ilişkin altyapı düzenlemeleri yapılacak.
Hane halkının üretime dahil edilmesiyle güçlendirilmesi planlanan kooperatifler için vergi avantajı, hallerde öncelik, istihdamlarının desteklenmesi ve şubeleşmelerinin teşvik edilmesi gibi düzenlemeler düşünülüyor.
Uzun yıllardır gündemde olan hallerle ilgili düzenlemede ise ürün çeşitliliğini artıracak, modernizasyon ve altyapı yenileme gibi değişiklikler öngörülüyor.
İKİNCİ YOL MOBİL UYGULAMADAN SATIŞ
Gıda enflasyonunun önüne geçecek bir diğer önemli kanal ise doğrudan satış imkânı sunan mobil uygulamalar olarak dikkat çekiyor.
Birkaç yıl öncesine kadar tüketiciye ulaşamayan ve aracıların belirleyeceği fiyata razı olan çiftçiler internet siteleri kurarak, Instagram ve mobil uygulamaları aktif kullanarak ürünlerini doğrudan satabiliyor.
Bu model özellikle AB ülkelerinde yerel kalkınmanın itici gücü olarak görülüyor. Sektör olarak ifade edersek alanı yeni gelişse de üreticilerin ilgisini çekiyor.
DİJİTAL HAT YAYGINLAŞIYOR
Son yıllarda üreticilerin internet ve e ticaret sitelerini aktif kullanması sayesinde, ürünlerin tüketiciye doğrudan ulaştığı dijital bir hat oluştu.
Bu teknolojik imkanın gelişmesiyle vatandaş ürününü yerinden ve uygun fiyata alıyor.
Böylece hem üretici hem de tüketici kazanıyor. Tarım ekonomisinde küçük üretici teknoloji ve dijitalleşme sayesinde önemli aktör olmaya başladı. Dijitalleşme diyoruz çünkü oyunun kurallarını değiştiren bu oldu.
100 bini aşkın KOBİ online kanallarda
Artık butik yani küçük üretici ön plana çıktığı için vatandaş, hem doğal hem de görece hesaplı olana doğrudan ulaşabiliyor.
Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği raporuna göre 2020’de e-ticaret hacmi yüzde 85 artarak 250 milyar TL işlem hacmine ulaştı. Bu rakam içinde 100 binden fazla KOBİ online kanallarda yer alıyor ve bunların önemli bir bölümü yan sektörler ile beraber tarım ürünleri ile ilgili.
Aracı çıkınca herkes kazanıyor
Dijitalleşme sayesinde aracılar aradan çıkıyor böylece hem üretici hem tüketici kazanıyor. Bu sayede tarlada 2 markete 12 kira gibi tartışmaların da önüne geçebilecek bir alternatif model oluşuyor.
Tarım üreticisi, mahsulünü doğrudan satarken, ürünü işleyenler için de önemli bir pazar oluştu.
Eskişehir tarhanası, Antakya nar ekşisi, Adana salçası ve dahası bir tık uzağınızda. Evinde üretim yapan kadınlar, e ticaret siteleri vasıtasıyla hazırladıkları turşu, erişte, salça gibi doğal ürünleri satabiliyor.
#Gıda
#TBMM
#Ticaret Bakanlığı