Türkiye, dünya genelinde yüz binlerce insana bulaşan, binlerce insanın da ölümüne neden olan koronavirüs salgını nedeniyle üst düzey önlemler almaya devam ediyor. Özellikle virüs nedeniyle ilk ölümün meydana gelmesinden sonra uzmanların uyarılarını dikkate alan vatandaşlar medikal maske, dezenfektan ve kolonyalara hücum etti. Marketlerde, mağaza ve eczanelerde satılan el dezenfektanları, kolonya, medikal eldiven ve maskeler kısa sürede tükendi. Ülkece birlik, beraberlik ve dayanışmaya en çok ihtiyaç duyduğumuz bu olağanüstü günlerde ise fırsatçılar ve stokçular devreye girdi. Maske ve dezenfektan üreten büyük firmalar da stok yaparak maskenin fiyatlarında 10 kata varan artışlara sebep oldu.
Yaşanan mağduriyet ve toplumda infial oluşması üzerine Sağlık Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı harekete geçti. Sağlık Bakanlığı, medikal malzeme üretimi yapan ve piyasada tekel konumunda bulunan 20’ye yakın büyük firma, küçük ölçekli üretim yapan atölyeler ve tüccarların adreslerini İçişleri Bakanlığı’na bildirdi. Belirlenen adreslere bakanlık görevlileri eşliğinde Mali Şube polislerince eş zamanlı baskınlar düzenlendi. Özellikle 20 büyük firmanın depo ve fabrikalarına giren polisler yüzbinlerce medikal eldiven ve maskeyi stoklanmış halde buldu. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) şirketlerin yurt dışı ile para hareketliliği tespit etti.
Büyük üreticilerin, ihracat yapması yasak olmasına rağmen dezenfektan, medikal maske ve elvenleri fahiş fiyata yurt dışına sattığı belirlendi. İç piyasaya ürün vermeyen fabrikaların, Türkiye’deki fiyatları da artırdığı ve çift yönlü olarak haksız kazanç elde ettiği tespit edildi. İhraç yasağı getirilmesine rağmen malları yurt dışına gönderen firmalar kendilerini “Anlaşmaları yasak getirilmeden önce imzalamıştık” diyerek savundu. Durumun ortaya çıkarılmasının ardından medikal malzeme üretimi yapan fabrikalara Sağlık Bakanlığı ile sözleşme imzalamaları hususunda 12 saat süre verildi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da devletin kararlılığını televizyon ekranlarında net bir şekilde ortaya koydu. Soylu’nun “Sağlık Bakanlığımızla sözleşme yapmaları için onları tekrar uyardık. Aksi takdirde elimizde başka yetkiler de var, bu yetkileri kullanmaktan da hiçbir zaman imtina etmeyiz. Parasıyla alacağız, hem de iyi parayla alacağız, Sağlık Bakanlığı alacak. Sözleşme olmazsa fabrikalarına el koyarız. Hiç bundan da çekinmeyiz ve böyle bir yetkimiz var” sözlerinin ardından firmalar bir bir masaya oturarak Sağlık Bakanlığı ile sözleşme imzaladı.