Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, aralık ayında başlayacak asgari ücret görüşmelerinde işçi tarafının refahı, kamunun ise dengeyi gözeteceğini söyledi. Yılmaz, yeni asgari ücret için, “Esas olan vatandaşımızın satın alma gücünü artırmamız" dedi. Yılmaz, Kur Korumalı Mevduat sistemi konusunda da “KKM görevini yaptı. Şimdi aşamalı bir şekilde çıkıyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, asgari ücrete bu yıl yüzde 107 zam yapıldığını belirterek, “Başlayacak bu görüşmeler aralık ayında orada elbette refah beklentileri ve rekabet, istihdamı devam ettirme. Kamu kesimi de dengeyi gözetecektir diye düşünüyorum. Esas olan bizim vatandaşımızın satın alma gücünü artırmamız. Dolayısıyla enflasyonu düşürme perspektifimiz kalıcı bir şekilde refah artışını artırmamızı sağlayacak olan perspektif. Bunu yapmadığınız sürece çok yüksek artışlarda yapsanız enflasyon bunu eritiyor” diye konuştu. Yılmaz, Anadolu Yayıncılar Federasyonu’nun düzenlediği programda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
KKM’DEN ANİ ÇIKMAYIZ
Kur Korumalı Mevduat (KKM) sisteminin görevini yaptığını kaydeden Yılmaz, “Şimdi aşamalı bir şekilde çıkıyoruz” diye konuştu. “Her enstrümanı zamanına ve yerine göre değerlendirmek lazım” diyen Yılmaz, “O gün için KKM bir ihtiyaçtı. O gün KKM devreye girmemiş olsa yaşayacağımız kur şokunun getireceği maliyeti düşündüğümüz zaman buraya ödediğimiz maliyet ondan çok daha düşük. Kalıcı bir mekanizma olarak görülmedi. Aniden sonra erdirme gibi bir yaklaşımımız yok. Belli bir ölçeği de aşmasını istemiyoruz. Dolayısıyla KKM görevini yaptı.
Şimdi aşamalı bir şekilde çıkıyoruz” bilgisini verdi.
ENFLASYONDA TEK HANE 26’DA
Enflasyonu aşağı çekerken büyüme ve istihdamın da belirli bir seyirde devam ettirilmesi gerektiğini bildiren Yılmaz şöyle konuştu: enflasyonda tek haneye 2026 yılında ulaşılacağını yineledi. Yılmaz, ödeme sistemleri ile her yıl yurt dışına 500 milyon dolar ödendiğine işaret ederken yerli ödeme sistemi TROY konusunda “Bu da bize indirimli fiyat uyguladıkları halde. TROY kart gibi ödeme yöntemleri bu paraların ülkemizde kalması ve cari açığın azalması açısından önemli. TROY ile ilgili son dönemde hızlı gelişmeleri de görüyoruz.”
Bankalar için toplumsal kredi notu
Toplumsal Kredi Notu hadisesi üzerinde Merkez Bankası’nın çalıştığını söyleyen Yılmaz şu bilgileri verdi: “Belli alanlara kredi veren bankaları düzenlemelerle teşvik etme meselesi. Bu konuda da bir çalışma yürütülüyor. Diyelim ki teknolojik yatırımlara daha fazla kredi verilmesini istiyorsunuz. Sosyal açıdan önemli gördüğünüz işlere bunu yapan bankalara tolerans göstererek yaptığınız düzenlemelerle objektif bir şekilde ilerleteceğiz. Önümüzdeki dönemde detayları netleşecek. Tasarruf alanları belirleniyor ve bu alanlar önemli sektörlere kanalize edilecek. Bankacılık sistemiyle birlikte bu çalışmalar mümkün.”
TL’yi cazip hale getirme programı YTAK geliyor
TL maliyetlerindeki yükselmeyle farklı yöntemlere başvurduklarını ifade eden Yılmaz, “Bir taraftan TL’yi cazip hale getiriyoruz bir taraftan da yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı korumaya çalışıyoruz. Bu çerçevede en önemli inisiyatiflerimizden bir tanesi Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) denilen kredilerini yeniden ve yeni bir çerçeveyle devreye almak olacak. Bunu uzun süredir çalışıyorduk EKK’da değerlendirdik. Çeşitli kurumlar bu konuda hazırlıklar yaptılar. Özellikle artan finansal maliyetleri uzun vadeli stratejik yatırımlarımızı caydırmaması için bir çerçeve oluşturduk. En az 1 milyar TL tutarında olması gerekiyor bu yatırımların ve belli özelliklere sahip olması gerekiyor. Böyle olunca yüzde 15 ile 30 arasında bir rakam olacak” değerlendirmesini yaptı.
Kira dengelenecek
Yüzde 25 kira uygulamasına ilişkin değerlendirmede bulunan Yılmaz şunları söyledi: “Kiralarla ilgili bu yüzde 25 şartı bir yıl uzatılmıştı biliyorsunuz. Dezenflasyonist döneme girdiğimiz bir ortamda artık böyle bir ihtiyacımız kalmayacak önümüzdeki dönem. Hakikaten farklılıklar oluştu. Aynı binada çok farklı kiralar, ücretler. Bu çok sağlıklı bir durum değil, belli bir süre içinde bu dengeye oturacaktır inşallah. Orada da önemli olan bu dezenflasyonist süreci, 2024’ün ortalarından itibaren
zaten ciddi anlamda bir dezenflasyon sürecine girmiş olacağız. Böyle bir tartışmaya da ihtiyaç kalmayacak diye düşünüyorum.”