Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarından bazı notlar:
Türk milletinin dünyada girişimcilik ruhu en güçlü toplumlardan biri olduğuna inanıyorum. İnsanlarımızın ruhunda var olan girişimcilik mayasını doğru yöntemlerle daha da geliştirmemiz gerekiyor. Biz her şeyi el yordamıyla yapmaya çalışan bir milletiz.
Kongremizin girişimciler için bir milat olacağına inanıyorum. Geçtiğimiz yıllarda yaptığımız reformlarla ülkemizi sınıf atlattık. Sadece 2006 yılından 2017 yılına kadar 180 milyar dolarlık uluslararası yatırım çekmiş bir ülkedir. Bu her şeyden önce bir güvendir. Yaptığımız bütün yatırımlar dünyadaki bütün projeler arasından ilk 10'a girer. Yeni havalimanının yolcu kapasitesi 200 milyona kadar ulaşabilecek.
Büyüme oranlarında G-20'de birinci sırada yer aldık. Türkiye, geçmişte G-20 ülkeleri arasında değildi ama şimdi G-20 arasında. Kamu ve özel sektör yatırımlarının tutarı ilk defa 1 trilyon lirayı aşacak. Bu da 4 katlık bir artışa denk geliyor. Bu nereden nereye göstermesi bakımından çok önemli. Güven ve istikrar olmasaydı küresel sermaye Türkiye'ye giremezdi.
Ciddi bir genç nüfusumuz var. Bütün ailelere en az 3 çocuk diyorum. Genç ve dinamik bir nüfusa ihtiyacımız var. Dünya yaşlanıyor, yarın biz de yaşlanacağız. Yaşlı bir nüfusla bir yere varılmaz. İnsan ekonominin temel taşı. Sermaye, insan ve emek... İnsan varsa emek var, sermaye var, yatırım var. İnsan yoksa bunların hiçbiri yok. Yatırımı öncelikle insana yapmamız lazım.
İnsandan çekinmeyelim Girişimciliğin ruhunda da insan var. Girişimci insanlara ihtiyacımız var. Onları el ele verip yetiştirmek durumundayız. Türkiye sadece Avrupa-Asya geçiş noktası değil, ticaretten sanayiye, turizmden tarıma kadar milyarlarca nüfusa hitap eden stratejik bölgesel bir merkez. Hedefimiz bu konumuzu en iyi şekilde değerlendirip, ülkemizi en gelişmiş 10 ekonomisinden biri haline getirmek. Girişimcilere çok önemli destekler sağlıyoruz.
Dünyada siyasetin ve ticaretin odak noktaları değişiyor. Bölgesel ve yerel odaklı yaklaşımlarla hareket ediliyor. Dünyanın tek merkezden yönetilemeyeceği yavaş yavaş anlaşılmaya başlandı. Yabancılar, siyaseten de ülkemizi idare etmeye çalışıyorlardı. IMF mesela... Ruhunda vesayetçilik var. Dünyanın garip ülkelerin, inim inim inletiyorlar. 2013'te 23,5 milyar dolarlık borcumuzu IMF'e ödedik. Ondan sonra 5 milyar avro borç istediler bizden. Şaşırdılar baktılar "Türkler bu parayı verecekler" ve bu borcu almaktan vazgeçtiler.
Şu anda IMF'e beş kuruş borcumuz yok. Sonra bir ortamda "Niye borçlanmaları dolarla yapıyorsunuz?" dedim, "Altınla olsun borçlanma" dedim. Dolarla dünya kur baskısı altında kalıyor. Altın tarih boyunca hiçbir zaman baskı unsuru olmadı. "Altınla bu adımı atalım" dedik.
Suriye'de yaşananları ne ile izah edeceğiz? Konvansiyanel silahlarla öldürülen bir kenara koy, sadece kimyasal silahlara bak böyle olur mu? Biz diyoruz ki dünyada yeni bir barışın temelini atalım, bu ülkelere bomba yağdırmayalım. Yardım parası gelse de gelmese de biz o mültecileri evimizde misafir etmeye devam edeceğiz. Bizim amacımız Suriye'yi güvenli ve yaşanabilir hale getirmek. Avrupa'dan buraya vurmak için niye gelinir? Bunlar düşündürücü kimseyi zalimlerin insafına bırakmadan herkese kapımız açık. Türkiye'nin kimsenin toprağında gözü yok. Güvenli hale getirdiğimiz Suriye topraklarına yüzbinlerce mülteci geri döndü. Bölgedeki barış operasyonlarını sürdüreceğiz.
Biz insansız hava aracı almak istemiştik, izin çıkmadı dendi. Biz de kendi insansız hava aracımızı yaptık. Kötü komşu insanı mülk sahibi yaptı. Ali Sabancı, belki de Pegasus uçaklarını yurtdışından almayacak. Bunları biz üreteceğiz. Girişimcilik bunu yapar. Yerli otomobilde 5 girişimci adımını attı. 5 girişimci yüzde 100 yerli otomobilimizi üretecek. İdealler büyük hayallerle gerçekleşir, girişimcilerimiz hayalleri gerçekleştirecek.