Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), enflasyonla mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor. Yıl sonu için belirlenen enflasyon tahminini yüzde 38 olurken, tüketici fiyatlarındaki aşağı çekilmeyi destekleyecek hamlelerden biri de döviz kurları üzerinden yapılıyor. Uygulanan politikalarla dolar ve avronun TL karşısında stabil seyretmesi sağlanırken, ham madde dahil dövize endeksli ürünlerin fiyatının artmasının da önüne geçiliyor. Uzmanlara göre; bu durum enflasyonun düşmesinde belirleyici etkenlerden biri olacak.
Yerel seçim öncesinde bazı çevrelerce oluşturulmaya çalışan dolar kuru dizginlenemeyecek algısı, Merkez Bankası'nın adımlarıyla çöktü. 31 Mart'tan bu yana izlenen likidite artırıcı politikalarla enflasyonun yukarı yönlü hareketi de tersine çevrildi. Dolar kurunda sağlanan yatay seyir, tüketici fiyatlarının artmasındaki temel etkenlerden olan üretici enflasyonunun ilerleyen süreçte önce durgunlaşıp, ardından düşüşe geçeceğine işaret ediyor.
TCBM'nin net rezervlerindeki iyileşme de sürüyor. Merkez Bankası'nın toplam rezervleri, 7 Haziran haftasında bir önceki haftaya göre 2 milyar 504 milyon dolar artarak 146 milyar 152 milyon dolarla tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. Brüt döviz rezervleri 2 milyar 447 milyon dolar artışla 86 milyar 356 milyon dolara ulaştı. Aynı dönemde altın rezervleri de 56 milyon dolar yükselişle 59 milyar 740 milyon dolardan 59 milyar 796 milyon dolara çıktı.
Merkez'in rezerv birikimine ağırlık vermesi, paritede fiyatlanmaları TL'den yana avantajlı hale getirerek kuru durgunlaştırdı. Böylece Merkez Bankası'nın önümüzdeki süreçte enflasyonla mücadelede eli daha da güçlenmiş oldu.
Türkiye, cari denge, dış ticaret, turizm gelirleri ve yabancı yatırım gibi verilerindeki iyileşmeyle, TL üzerindeki kur baskısının azalacağı bir döneme girdi. ABD ile Avrupa’nın faiz indirimlerine başlamasıyla Türkiye gibi gelişen piyasalara kaynak girişinin hızlanacak olması; negatif kur algısını bozacak gelişmeler arasında başı çekiyor. Son dönemlerde yeni ihraç edilen tahvil ve bonolara olan yabancı talebi de yakın zamanda doların TL'ye karşı değer kaybedeceği senaryolarını destekliyor. Makroekonomik göstergelerdeki pozitif görünümün yanında yılın ikinci yarısında enflasyonda meydana gelecek düşüş, kurda kalıcı istikrarın daha da pekişmesine imkân tanıyacak.