Türkiye’nin en büyük bin sanayi kuruluşu, elde ettiği kârın yarısını bankalara faiz gideri olarak ödemeye başladı. İstanbul Sanayi Odası’nın yayınladığı “1000 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun Sermaye Maliyeti Analizi” başlıklı bilimsel araştırmaya göre, en büyük bin sanayi şirketinin bankalara ödediği faiz gideri son 3 yılda 10.8 milyar liraya fırladı. Dünya ortalamalarına göre mali borçlarda bankalara yüzde 35 daha fazla bağımlı olduğu tespit edilen en büyük bin üretici firma, Merkez Bankası'nın yüksek faiz politikasına isyan ediyor.
TCMB’nin izlediği yüksek faiz politikası nedeniyle bankalardan yüksek faizle borçlanmak zorunda kalan imalatçılar, yüksek finansman giderlerini ürün fiyatlarına yansıtıyor. Bu da enflasyona neden oluyor. 2017 yılında enflasyonun yüzde 11,92 gibi yüksek bir seviyede gerçekleşmesinin en önemli nedenlerinden birinin yüksek faizler olduğunu belirten Yeni Şafak Ekonomi yazarı Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, “Türkiye ekonomisi için, faizin maliyet unsuru olması faizin enflasyonu tetiklediği gibi, ortaya çıkan enflasyon rakamı da faizi artırıyor. Dolayısıyla faiz, yatırımların önündeki önemli bir engel olduğu kadar önemli bir maliyet unsuru olarak da öne çıkıyor. Bu yüzden, faiz, enflasyonun hem nedeni hem de sonucu. Yani, faiz ve enflasyon ilişkisi çift taraflı çalışan bir döngü. Kurumların ve yatırımcıların karar vermesinde ve en önemlisi de Merkez Bankası’nın politika belirlemede enflasyonu baz alması sorunun daha da çetrefilli hale gelmesine neden oluyor" tespitinde bulunuyor.
Işık Üniversitesi Öğretim Görevlisi prof. Dr. Murat Ferman, faizin enflasyona neden olabileceğiyle ilgili çok açık bilimsel makaleler ve kaynaklar olduğunu dile getiriyor. Frederic S. Mishkin, Minneapolis Fed Araştırma Direktörü Fabrizio Perri gibi ekonomistler faizin enflasyon üzerindeki etkilerini inceliyor. Stanford Üniversitesi öğretim üyesi John H. Cochrane’ın 2016 yılında yayınladığı “Yüksek faiz enflasyonu düşürür mü artırır mı?” başlıklı 96 sayfalık bilimsel makalede, yükseltilen faiz oranlarının enflasyonu hem kısa hem de uzun vadede yükseltebileceğine dair ciddi bulguları sergiliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, uzun süredir dile getirdiği “Enflasyonun sebebi yüksek faizdir” çıkışına karşı, yüksek faizi savunmak üzere harekete geçen TCMB yönetimi, internet sitesinde “Enflasyonun Nedenleri” başlıklı özel bir bölüm koydurdu. Daha önceden TCMB sitesinde böyle bir bölüm olmamasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz çıkışının ardından geçtiğimiz aylarda açılan özel bölümde, “Bir ekonomide enflasyon oluşmasının temel olarak 4 nedeni vardır” başlıklı bir giriş metni yer alıyor. Talep Enflasyonu, Maliyet Enflasyonu, Para Arzı ve Enflasyon Beklentileri başlıklı dört bölüm altında yapılan açıklamalarda esas olarak yüksek faizin enflasyonun nedeni olmadığı tezi işleniyor. Dünya iktisat literatürü tarandığında yükseltilen faizlerin aynı zamanda enflasyonu tetiklediğiyle ilgili yüzlerce bilimsel makaleye erişmek mümkün olmasına rağmen TCMB yönetiminin bu gerçeği görmezden gelmesi, kurum yöneticilerinin faiz lobileriyle ilişkilerinin sorgulanmasına neden oluyor.
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, ‘faiz konusunda finansman maliyetlerinden şikayet ediyor musunuz’? sorusuna “Kim şikayet etmez ki, herkes şikayetçi. Yüksek faiz yatırımların önünün kesilmesi demek. Bunun ayakları da olması gerekir. Faizden tabii ki herkes şikayetçi. Bugün sayın Cumhurbaşkanımız da, Ekonomi Bakanımız da, vatandaş da, sanayici de şikayet ediyor. Kim yüksek faizden mutlu olabilir? Yüzde 20 faizlerle nasıl yatırım yapılacak. Bunun ayakları var. Bunun tanımlanması lazım. Bunun için dış kaynak önemli ama herkesin oturup bir düşünmesi lazım. Faizle bu işin gitmeyeceğini biliyoruz” dedi. “Faiz karlarınızı etkiliyor mu?” sorusu üzerine Zorlu; “Eritmez olur mu, şirket bilançoları herşeyi gösteriyor” cevap verdi.
Işık Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Murat Ferman, faiz-enflasyon ilişkisiyle ilgili olarak çok açık bilimsel makale ve kaynaklar olduğunu belirterek, iktisat biliminin bu konuda çok kafa yorduğunu ve üzerine çalışmanın yapıldığını söyledi. “Enflasyon bir artarsa faiz 1.5 artar. Arada bir ilgi var ama tam ölçülemiyor” diyen Ferman, çok kuvvetli makalelerden birinde kur geçişkenliğinin bir anda olmayacağına dair bilginin olduğunu paylaşan Ferman, “Ocak ayında yaşadığımız enflasyondaki artışın 1 buçuk puanı, Kasım ayındaki Dolar-TL paristesinde TL’nin zayıf kalmasından kaynaklanıyor” dedi.
Türkiye’de faizle el ele yürüyüp işi daha da kötüleştiren kur geçişkenliği olduğunu vurgulayan Ferman, şunları kaydetti: “Kur geçişkenliği etkisini de, enflasyon ile el ele gelince, sıkıntı yaratır. Sn. Cumhurbaşkanımızın burada sağladığı en büyük katkı şu. Faiz meselesinde bugüne kadar bunlar açık bir şekilde konuşulmuyordu. Herkes biliyor ama kendi arasında konuşuyordu. Hükümet olarak diyor ki ‘Arkadaş faiz yüksek olduğu için enflasyon yüksek oluyor diyor’. Cumhurbaşkanımız bunu masaya yatıralım, tartışalım diyor. Yüksek faizli kredilerle nasıl yatırım yapılacak.”
İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Adnan Dalgakıran ise “Hangi yatırımcı, faizi ister. Faizler yüksek olduğu zaman yatırımlar durur. TL faizleri yüzde 20’lere kadar çıktı. Dolayısıyla bu faizler yatırım yapılabilir faizler değil” sözleriyle tepkisini dile getirdi. Döviz bazında da dünyada faizlerin yükseldiğine dikkat çeken Dalgakıran, eski rahatlığın olmadığından yakındı. Dalgakıran, yatırımcının ciddi bir finans problemi olduğunu ve mutlaka çözülmesi gerektiğini vurguladı.
Faizlerin sadece bankaların inisiyatifi ile çözülemeyeceğini dile getiren Dalgakıran, şu değerlendirmelerde bulundu: Bunun çok sebebi var. Bu sebeplerden biri enflasyon. Enflasyon yükseliyor. Faiz yükseliyor. Ama asıl neden Türkiye’nin daha katma değerli üretim yapamaması. Türkiye’nin ilk bin sanayi kuruluşuna baktığımızda karlar oldukça düşük. Yüksek katma değerli üretim de olmadığı için hem düşük karlı işletmelerin olacak hem yüksek faiz ödeyeceksin. Bu içinden çıkılmaz bir durum. Faizlerin yüksek olmasını kimse istemez. Bunu da devlet büyükleri görüyor. Yatırımların düşük olmasından faizlerin yükü anlaşılıyor. İnşallah gereğini yaparlar.”