Akdeniz’in Sicilya ve Sardinya’dan sonra üçüncü büyük adası olan Kıbrıs, stratejik ve ekonomik önemiyle küresel güç mücadelesinin yaşandığı bölgelerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Orta Doğu, Anadolu, Süveyş Kanalı ve Nil Havzası’nın kapısı olarak da değerlendirilen ada, keşfedilmiş ve keşfedilmeyi bekleyen enerji kaynaklarıyla tüm dikkatleri çekiyor.
Türkiye’nin terör kuşağı oluşturmak isteyen DAEŞ ve PKK’ya karşı yürütülen operasyonları devam ederken, Kıbrıs’ta Rum tarafının tek taraflı faaliyetleri hız kazandı. Kıbrıs’ta doğalgaz arama çabasına giren İtalyan şirketi ENI'ye ait sondaj gemisinin gayrimeşru faaliyetleri sonrası Kuzey Kıbrıs’ın meşru haklarını koruyan Türk Deniz Kuvvetleri Güney Kıbrıs’ın gayrimeşru tutumunu önleme ve takip görevini sürdüyor.
ANKASAM Danışmanı Kadir Ertaç Çelik, “Akdeniz’de Kıbrıs üzerinden Türkiye ve Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında doğrudan Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasında ise dolaylı olarak dondurulmuş bir krizin yeniden aktive edildiği bir sürece tanıklık etmekteyiz” açıklamasında bulundu.
Çelik, “Bu tacizler ve gerek uluslararası deniz hukukuna ilişkin düzenlemelere gerekse politik etiğe tezat oluşturan bu hamleler sadece Rum yönetimi temelli sondaj krizi ile sınırlı kalmamakta Yunanistan da Ege Denizi’nde statüsü (kendilerince) tartışmalı olan ada veya adacıklar üzerinden provokasyonlar yapmakta hatta karasuları meselesini cılız sesle de olsa gündeme taşımaya çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.
Enerji Bakanı Berat Albayrak, enerji diplomasisinin ekonomi kadar dış politikaya da büyük etkisi olduğunu vurguladı. Doğu Akdeniz'de yürütülen etkin siyaset ve Güneydoğu'daki enerji fırsatlarının terör tehdidinden temizlenmesinin önemli adımlar olduğunu dile getiren Albayrak, şöyle konuştu:
"Sınır hatlarında mayınların temizlenmesiyle çok yoğun bir kara sondajına başlayacağız. Giremediğimiz bölgeler olmuştu. Ayrıca, Doğu Akdeniz'de Kıbrıs'ın statüsü, oradaki insanlar çok önemli. Hep oldu bittiye dayalı olmuş. Bölgede tek taraflı bir siyaset aldı başını gitti. Kıbrıs'taki zenginlikler Kıbrıslılara aittir. Türkiye de burada tavrını ortaya koydu. Somut ve akılcı bir çözüm üretilmediği sürece, biz etkin olmak zorundayız. Tek taraflı bir sondaj yapılırsa, Türkiye olarak buna izin veremeyiz."
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs Rum Kesimi'nin Akdeniz açıklarında doğalgaz sondaj çalışmalarına ilişkin şu açıklamalarda bulunmuştu:
“Kıbrıs'ın etrafındaki her türlü rezervlerde KKTC ve Kıbrıs Türk halkının hakkı vardır. Esasen Rum tarafı bunu söylemlerinde inkar etmemektedir. Fakat tek taraflı olarak bunları yürütüyor. Bir taraftan biz İsviçre'de Kıbrıs'ta bir çözüm için müzakereleri yürütürken aynı anda Rum Kesimi'nin bu sondaj çalışmalarını yürütmek için bir gemiyi bölgeye getirdiğini gördük. Esasen Rum tarafının çözüm ve işbirliği konusunda ne kadar samimiyetsiz olduğunun bir göstergesidir. Bir çözüme odaklanmak yerine bir taraftan provoke edecek şekilde bu sondaj çalışmalarını tek taraflı yürütmeye çalışmıştır. Zaten samimi olmadıkları için 10 gün aralıksız müzakere etmemize rağmen, sabırla beklememize rağmen bir sonuç elde edilememiştir. Elbette Rum tarafının bu tek taraflı faaliyetlerine duyarsız kalmamız mümkün değil. Enerji Bakanlığımız ve (Dışişleri) Bakanlığımızla beraber atılacak adımlar konusunda işbirliği içinde. Elbette bu tek taraflı adımlara karşı bizim de atacağımız adımlar olacaktır"