Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezinde düzenlenen Hizmet İhracatçıları Buluşması ve 2018 Yılı HİB Ödül Töreni'nde konuştu.
Geçen yıl kurulan Hizmet İhracatçıları Birliğinin, Türkiye'nin bu alandaki potansiyelinin ifadesi olduğunu dile getiren Erdoğan, hizmet ihracatı ve pazarlarının çeşitlendirilmesi, yeni pazarlara girilmesi ve mevcut pazarların geliştirilmesi konusunda birlikten önemli çalışmalar beklendiğini belirtti.
Geçen 17 yılda demokrasiden hukuka, eğitimden sağlığa, ulaştırmadan enerjiye kadar tüm alanlarda kurulan güçlü altyapının aynı zamanda destek ve cesaret verdiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ülkemize yönelik terör tehditlerinin ve ekonomik saldırıların artmasının gerisinde işte bu büyük potansiyelin harekete geçmesinden duyulan rahatsızlık vardır. Ama bu büyük dirilişe, bu büyük uyanışa, bu büyük şahlanışa Allah'ın izni ve yardımıyla kimse engel olamayacaktır. Ülkemiz ve milletimizle ilgili senaryoları yırtıp atarak, tuzakları parçalayıp geçerek, yolumuza devam ediyoruz. Yaşadığımız onca badireye rağmen Türkiye'ye ve Türk milletine bugüne kadar diz çöktüremediler, inşallah bundan sonra da bunu başaramayacaklardır. Artık Türkiye'ye zarar vermenin bir bedeli vardır. Ancak bu bedeli göze alanlar, karşımıza çıkabilir. Eskisi gibi 'boş atıp dolu tutma' yöntemiyle ülkemizi yönlendirebileceklerini sananlar, eninde sonunda bu gerçeği kabullenmek mecburiyetinde kalacaktır. Büyük ve güçlü Türkiye hedefine hiç olmadığı kadar yakınız. Ülkemizin elde ettiği her bir başarı, milletimizin geleceğine daha güvenle bakmasını sağlıyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllarca Türkiye'yi kendi iç çekişmeleriyle oyalayanların bu kez hezimete uğradığını dile getirerek, şunları söyledi:
Bir defa devletin ne olduğundan bihaber olan bir zat. Ne demek yahu? Sen gelemeyeceksin zaten o ayrı bir konu da. Devletlerde devamlılık esastır ve bir müteahhit bu işe girmiş, anlaşmasını, sözleşmesini yapmış. Buna cevap vermeyi zait addediyorum da böyle söylediği için bütün müteahhitlerimize, uluslararası konumu olan müteahhitlerimize bir şey hatırlatmak istiyorum, bakınız bu ülkede nasıl bir siyasetçi var bunu bilin. Bu, üstelik şu anda ana muhalefetin başında.
Kanal İstanbul'un çevreci özelliğinin yanı sıra Türkiye'ye kazandıracağı haklar olduğunu bildiren Erdoğan, Selimiye'nin önünde tankerin 7 ayı aşkın bir süre yandığını, hiçbir şey yapılamadığını anlattı.
Erdoğan, boğazda birçok kez kuru yük gemilerinin, tankerlerin yalılara kaç kez bindirdiğini dile getirerek, "Her an bu bir tehlikedir ve çevrenin tehdididir. Kanal İstanbul ile bu tehditler adeta yok seviyesine geleceği gibi bir de ülkemize ciddi manada bir getirisi olacaktır. Bütün bunların çalışmaları yapılmış ve Karadeniz'den Marmara'ya iniş burada farklı bir özelliğe bir de çevreci anlayışla çevre güzelliğine de inşallah bu kanalla İstanbul'umuz sahip çıkacaktır." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bal bal demekle ağız tatlanmaz" sözünü anımsatarak, şunları söyledi:
"Ekonomide de sadece 'Her şey iyi, güzel, hoş." demekle çarklar dönmüyor, tencere kaynamıyor. Bunun için somut gelişmelere, elle tutulur, gözle görülür icraata ihtiyaç vardır. Son dönem verilerine baktığımızda işte bu somut gelişmeleri görebiliyoruz. Ekonomik Güven Endeksi, kasım ayında yüzde 1,7 oranında artarak 91,3 oldu. Bu alanda son 2 aylık artış yüzde 6,2'yi aştı. Kasım ayında kurulan şirket sayısı -hani diyor ya 'Bütün şirketler kapanıyor.'- Ben sana resmi rakam veriyorum, dikkat et, bir önceki yıla göre yüzde 10,2 oranında artış kaydetti. Konut ve otomobil piyasalarındaki canlanmayı herhalde görmeyen yoktur. Konut satışları kasımda yüzde 54,4 ve otomobil satışları da yüzde 3,5 arttı.
Otomotiv sektöründe ülkemize güvenip stoklarını iyi tutanlar kazanmaya devam ederken, stokları yetersiz olanlar maalesef yok sattı. İhracatımız genel ticaret sistemine göre 180 milyar doları bulurken, turist sayısında 50 milyonun üzerinde yeni bir rekor bekliyoruz. Mal ihracatımızda elde ettiğimiz 180 milyar dolarlık gelirin yanı sıra hizmet ihracatında elde ettiğimiz tarihi başarıyla cari fazla verir hale geldik. Hizmet ihracatımız 2002'de sadece 14 milyar dolar iken, bu yılın ekim ayı itibarıyla yıllık 53 milyar dolara kadar yükseldi. Ekim ayı itibarıyla cari fazla rakamı 4,3 milyar dolar oldu. Mal ve hizmet üretiminde daha rekabetçi bir ekonomiyle, pazar çeşitliliğimizi de artırarak bu eğilimi sürdürmekte kararlıyız."
"Borsamız 110 bin puanın üzerine çıkarak son 1,5 yılın zirvesini gördü. Tarihi bir rekordur bu. Tüm bu gelişmeler işlerin yolunda gittiğini, ekonomik toparlanmanın hızlı bir şekilde sürdüğünü bizlere gösteriyor. Meclis'te dün kabul edilen 2020 bütçesi bu bakımdan yeni bir dönemin özellikle müjdecisidir. Çok enteresan bir durum var tabii. Bakıyorsunuz bir tarafta iktidarı yerden yere vurmaya çalışan var, öbür taraftan oylama yapılıyor Genel Kurul'da kimse yok, hepsi bırakıp gitmişler ve iktidar orada gayet güzel bir birliktelik ortaya koymak suretiyle oylamada nasıl bir oy aldığını ispatlamıştır ama muhalefet lime lime dökülmüştür. Bu vesileyle emeği olan tüm bakan arkadaşlarımıza, başta Cumhur İttifakı olmak üzere, bakan arkadaşlarımızla birlikte emeği geçen tüm arkadaşlarımıza ve sonuna kadar bu işi, yarışı sürdüren tüm grup başkan vekili ve yanlarındaki yardımcılarına şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Bununla birlikte elbette hala çözülmesi gereken sorunlar, atılması gereken adımlar bulunuyor. Bunların hepsinin planını, programını yaptık. Hepsini de birer birer hayata geçireceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda üstesinden gelinen sıkıntıların sıradan rastgele sorunlar olmadığını belirtti.
Bir yandan vatandaşlara hizmet etme, bir yandan mazlumlara ve mağdurlara kol kanat germe, bir yandan da tüm dünyaya meydan okuma pahasına ülkenin çıkarlarını savunmaya çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, Libya ile yapılan anlaşmaya değindi.
Erdoğan, bir mutabakat metnini ortaya koyduklarını belirterek, şöyle devam etti:
Milletimizin dirayeti ve dostlarımızın duası sayesinde yolumuza devam ediyoruz. Bu kritik dönemde iş dünyamızın ve tüm vatandaşlarımızın ülkelerine güvenmeleri, bizlere destek olmaları özellikle önemlidir. Türkiye'yi hep birlikte büyütecek, geliştirecek, 2023 hedeflerine ulaştıracağız. Evlatlarımıza 2053 ve 2071 vizyonlarını güven ve huzur içinde hayata geçirebilecekleri bir ülke bırakmak için çok daha çalışacak, daha sıkı mücadele edeceğiz. Çünkü bu ülke hepimizin. Çünkü önümüzdeki gelecek, hepimizin ortak geleceği. Bizim kendimize ait hissettiğimiz bir başka vatanımız yoktur. Bizim gölgesine sığınacağımız bir başka bayrağımız yoktur.
Bizim günde beş vakit duymadan huzurla yatağa gireceğimiz bir başka ezanımız yoktur. Öyleyse taşıyla, toprağıyla, insanıyla, tüm değerleriyle ülkemize sıkı sıkıya sarılmaktan başka çaremiz de yok demektir. Yüreğimizde işte bu ateş yanmaya devam ettiği müddetçe Allah'ın izniyle hiç kimse istiklalimizi ve istikbalimizi elimizden alamaz. Bunu bir asır önce Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşımızda yapamadılar. Bunu yapmaya 15 Temmuz'da da güçleri yetmedi. Çanakkale'de kuleler yükseliyor. Artık 100 metreye doğru varıyorlar. Bu ne demek biliyor musunuz? Nereyi, nereye sağlıyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'in yolunun Gelibolu ile adeta bütünleştirildiğini, bunların birer ufuk olduğunu vurgulayarak, bunların sıradan işler olmadığını söyledi.
"Şehir hastaneleri, diyoruz. Niye yapıyorsunuz diyorlar." diyen Erdoğan, "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi/Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" dizelerini seslendirerek, bir vatandaşının sağlığı için devleti yok farz eden millet olduklarını söyledi.
Erdoğan, onların bunu anlamadıklarını dile getirerek, "Bu beyefendi SSK'nın genel müdürlüğünü yaptığında iflas ettirdi. Biz şimdi şehir hastanelerini yaparak, halkımıza adeta 5 yıldızlı otel lüksünde hastaneler yaparak olayı farklı yere doğru taşıdık, taşıyoruz. Güney sınırlarımız boyunca kurmak istedikleri terör koridorunu da parçalayıp attık. İnşallah bundan sonra da önümüze çıkan her engeli aynı şekilde kararlılıkla aşacağız." diye konuştu.
2018 yılı Hizmet İhracatı Ödüllerini kazanan firmaları tebrik ederek, birinci olanlara ödüllerini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin büyümesi, gelişmesi kalkınması için alın teri döken, emek veren, gayret gösteren herkesin milletim adıma başımızın üstünde yeri var." diyerek konuşmasını tamamladı.