Hazır giyim ve tekstil sektöründe normalleşme ile birlikte piyasalar hareketlenmeye başladı. Bu iki sektörde koronavirüsün olumsuz etkilediği ihracat rakamlarının da önümüzdeki günlerde hızla tırmanması bekleniyor. Küresel pazarda Çin’den boşalacak pazarlara yönelik faal çalışma yürütülmesi hedefleniyor. Koronavirüs salgınıyla birlikte, ABD ve AB ülkelerinden Çin’den Türkiye’ye siparişlerin kaydığını gözlemlediklerini aktaran İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçılar Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, ancak salgının tüm dünyayı etkilemesi sebebiyle ihracatta gerileme yaşadıklarını belirtti. İstanbul Hazır Giyim Ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe ise Çin’in hakimiyetinin azaldığı her türlü pazarda Türkiye’nin tedarik alternatifi olabilecek durumda olduğunun altını çizdi.
Türkiye’nin, Çin’den sonra Avrupa Birliği’nin en büyük tekstil ve hammaddeleri tedarikçisi konumunda olduğu bilgisini veren Ahmet Öksüz, “Dolasıyla sektörümüz Çin ve diğer ülkelerden gelebilecek talepleri büyük ölçüde karşılayabilecek güce ve alt yapıya sahip. Küresel ticaretin normale dönmesiyle birlikte özellikle Çin’e giden siparişlerin önemli bir bölümünün Türkiye’ye kayacağını öngörüyoruz” dedi. Çin’in 327 milyar dolarlık küresel tekstil ve hammaddeleri ihracatının 3’te 1’ini tek başına gerçekleştirdiğini söyleyen Öksüz, 120 milyar dolarlık tekstil ve hammaddeleri ihracatının bir kısmının Türkiye’ye yönelmesiyle birlikte ihracatın hızla artacağını ve 2021 yılından itibaren önemli ölçüde büyüme trendi yaşanacağını öngördüklerini belirtti.
Çin dışında elyaftan ipliğe kumaştan giyime her tür ürünü üretebilme kapasitesine sahip tek ülkenin Türkiye olduğunu aktaran Mustafa Gültepe ise, Çin’in hakimiyetinin azaldığı her türlü pazarda tedarik alternatifi olabilecek durumda olduğumuzu söyledi. Gültepe sözlerini şöyle sürdürdü: “Çin’in kapasitesi çok yüksek, tümünü Türkiye’nin doldurması söz konusu değil. Ancak ABD’nin 104 milyar dolarlık hazırgiyim ithalat talebinin 36 milyar dolarının Çin tarafından karşılandığını düşünüldüğünde, Çin’in yaratacağı bu boşluktan ülkemizin alacağı her pay önemli olacaktır. Biz de ülkemizin bu boşluktan mümkün olduğu kadar fazla yararlanabilmesi için ABD sektörel kuruluşları USFIA (ABD Moda Sanayii Birliği) ve AAFA (ABD Hazırgiyim ve Ayakkabı Birliği) ile işbirlikleri de yaparak bu pazarda girişimlerimizi yoğunlaştırmaktayız.”
Artık normalleşme sürecinin başladığını belirten Gültepe, “Alıcılar da yavaş yavaş siparişlerinin oluşturmaya başladılar. Dolayısıyla, yeni normalde Temmuz ayıyla birlikte sektörümüz ihracatının tekrar toparlanmaya başlamasını bekliyoruz” dedi. Ahmet Öksüz ise, tekstil ve hammaddeleri sektörü olarak normalleşme sürecine ve “yeni normallere” hızla entegre olduklarını belirtti. E-ticaret, alternatif lojistik kanallar, sanal fuarlar, dijitalleşmeye dair birçok alanda Ar-Ge çalışmaları gerçekleştirdiklerini söyleyen Öksüz, “Beklentimiz küresel alıcıların siparişlerini Çin’den ziyade Türkiye gibi güçlü alt yapısı olan ülkelere kaydıracakları yönünde” ifadesini kullandı.