Rusya-Ukrayna savaşı başta buğday olmak üzere birçok üründe arz ve talep dengesini alt üst etti. Ukrayna limanlarında bekleyen tahıl ve gıda maddelerinin deniz yoluyla sevkine ilişkin toplantı ve görüşmeler sürüyor. Tüm gözler koridora çevrilmişken, Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği (IAOM) Avrasya Başkanı Eren Günhan Ulusoy’la sektörün sorunlarını konuştuk.
Şubattan bu zamana kadar ithalatlar devam etti. Ukrayna'nın Romanya sınırındaki nehirlerinden de Ukrayna menşeli ürünler Türkiye'ye geliyor. 2021-2022 sezonunda 9.2 milyon tonluk bir ithalat söz konusu. Bu rakam da geçtiğimiz sezonun yüzde 20 üstünde. Hem özel sektör hem de Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) belirsizlikten dolayı stokları güçlendirdi.
Türkiye'nin kendine yeterlilik noktasında yüzde 90’larda olması bizi bir nebze de olsa rahatlatıyor. İkinci konuda bu ülkelerden ithalatta sorun çıktığında yine Avrupa'da Rusya-Ukrayna kadar yakın değil ama orta mesafedeki ülkelerden tedarik etmek mümkün. Ancak tabi ki daha pahalıya ithal edebilirsiniz. Krizin etkileri var. Ama bu bizi yokluk noktasına hiçbir zaman getirmez.
Limanlarda ve terminallerde bekleyen rakamla ilgili Ukrayna'nın 20 milyon ton tahıl ifadesi söz konusu. Bu rakam yüksek. Asıl mesele bundan sonra başlıyor.
Uzun dönemde 19 milyon ton olan tüketimimizi şu anda 21 milyon ton olarak hesaplıyoruz. 2,5 milyon tonluk açık var. Bunu ithalat yoluyla kapatmayı planlıyoruz. 2 milyon ton rakamı 20 milyon tonunun içinde ithalat olmazsa olmaz değil. 2 milyondan bahsediyoruz ama Türkiye senede 9 milyon ton buğday ithal ediyor. Bunu da işliyoruz; un, makarna ve bulgur olarak ihraç ediyoruz.
Dünyada son 7 yıldır un ihracatında birinciyiz. 2021 Temmuz’dan 2022 Haziran ayına kadar olan dönemi 2.9 milyon ton un ihracatı ile tamamladık.
Hiç olmadığı kadar fiyat artışı yaşandı. Geçen sene 2 bin 250 TL ton olan müdahale alım fiyatı bu sene 7 bin 450 TL’ye çıktı. 3.5 kata yakın fiyat artışı oldu. Çiftçinin maliyeti karşılandı. Çiftçinin kazanması bir sonraki sezon için olumlu veridir. Üretimle ilgili girdileri artırma gücü verir. Girdileri artırdığınızda verim ve üretim artar. Bu bizim beklentilerimizi daha olumlu hale getiriyor.
Türkiye gerçekten tarım ülkesi. Avrupa’da en çok tarımsal hasılaya sahip olan ülkeyiz. Dünyada da 8’inci sıradayız. Ama bunun içerisindeki kompozisyon tabii çok değişti. Tarımdan kaybetmiyoruz ama tahıldan diğer ürünlere geçişten dolayı ekilebilir alan kaybı yaşıyoruz.
Sulanabilir arazide buğday yerine mısır ektiğinizde gelir iki katına çıkıyor. Türkiye üç yıldır kurak bir dönemden geçiyor. Geçen yıl 16.9 milyon tonluk rekorte oldu. Bu yıl için 19 milyon tonluk ilk tahmin yayınlandı. Ama 18,5 milyon ton gibi bir rakamda kalabiliriz.