Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, reel sektörün krediye daha kolay ulaşmasını sağlamak için Aktif Rasyo formülünü yeniden düzenledi. BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, “Böylece kaynaklar daha verimli kullanılacak. Bankalar asli görevine dönecek" dedi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun dünkü toplantısından sanayiciye müjde çıktı. Kurulun 18 Nisan tarihli toplantısında yeni tip korornavirüs salgınının ekonomik etkilerinin en aza indirilmesi ve bankaların ellerinde bulundurduğu kaynakların en etkin şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla bazı düzenlemelere gidildi. Buna göre bankaların, 1 Mayıs 2020'den başlamak üzere haftalık bazda Aktif Rasyosu (AR) hesaplamalarında kullanılan Aktif Rasyo formülü değiştirildi. Böylece bankaların toplanan kaynakları para piyasalarında ya da yurt dışı türev piyasalar gibi belli yerlerde kullanmasının önüne geçilerek adil bir sepet dağılımı yapıldı.
BDDK böylece reel söktörün krediye ulaşmasının da önündeki engelleri kaldırmış oldu. Toplantıda AR'ın her ay sonu itibarıyla, o aya ilişkin aylık ortalamasının mevduat bankaları için yüzde 100'ün, katılım bankaları için yüzde 80'in altına düşmemesine de karar verildi.
BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, yeni düzenleme ile bankaların kaynaklarını daha verimli kullanacağını belirterek, reel sektör ihtiyacı olan finansmana daha rahat erişebileceğini söyledi. Akben, “Bankaların asli görevi vatandaşlarımızdan ve şirketlerimizden topladıkları mevduatı kredi vererek reel ekonomiye aktarmaktır. Ancak, bazı bankaların bu temel fonksiyonu gerçekleştirmek yerine kaynaklarını para piyasaları ve yurt dışı türev piyasalarına yönlendirmeyi tercih ettiğini, bunun neticesinde reel sektörün kredi finansmanına erişimde zorlandığını bir süredir izliyoruz. Koronavirüsün dünya ekonomilerini sarstığı, ülke ekonomimizde yoğun bir finansman ihtiyacının ortaya çıktığı bu dönemde ülke tasarruflarımızı en etkin şekilde kullanmak elzemdir. Bu noktada bankalara önemli görevler düşmektedir. Bu adımı da o nedenle attık” dedi.
26 Mart 2020 tarihinde bankalara bir yazı yazdıklarına da dikkat çeken Akben, “İçinden geçtiğimiz dönemde müşterilerin kredi taleplerinin karşılanması, kredi limitlerinin kullandırılmasında kısıtlamaya gidilmemesi; kredi geri çağırma, mevcut kredi limitini kullandırmama, fiyat artırma, teminat şartlarını zorlaştırma, makul faiz oranlarıyla yeniden yapılandırma yapmama gibi uygulamalardan özenle kaçınılmasını tavsiye ettik.
Aradan geçen yaklaşık üç haftalık dönemde, bu tavsiyeye uymayan bankalar olduğunu vatandaşlardan ve firmalardan gelen şikayetlerin yanı sıra hem murakıplarımızın yerinde denetimleri hem de veri analizleri neticesinde tespit ettik. Geldiğimiz noktada, bankaların ülke kaynaklarını daha etkin kullanmalarına ve reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamalarına yönelik bir düzenleme yapılması ihtiyacı hasıl oldu” açıklamasında bulundu.
- Vatandaştan toplanan mevduatın kaynak ihtiyacı duyan reel sektöre ulaştırılması için kredi aktarım mekanizmasının etkin bir şekilde çalışmasını sağlamanın en öncelikli konuları arasında olduğuna dikkat çeken Akben konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu karar da kredi sisteminin etkin şekilde çalışmasını, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunmasını sağlayıp bu sayede finansal piyasaların gelişmesine ve finansal istikrara katkıda bulunmasını amaçlamaktadır. Kararın etkisi açısından bankalar arasında farklar bulunmaktadır, bazıları belirlenen eşiklerin üzerinde bazıları ise altındadır. Kurul kararı bankaların daha etkin çalışabilmesi için alınmıştır. Salgın sürecinde düzenlemeler ne kadar iyi işler ise herkes bundan o ölçüde fayda sağlayacaktır. Bu dönemde sahada gerçek anlamda bankacılık yapan bankalar müşteri sadakatini de artırıp orta-uzun vadeli karlılıklarını yükselteceklerdir.”