Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Mehmet Öztürk yaptığı açıklamada, Türkiye'de motorlu araçların hava kirleticilerin başında geldiğini vurguladı. Özellikle 15 yaş üstü motorlu araçların daha fazla hava kirliliğine neden olduğunu dile getiren Öztürk, "Türkiye'de yaklaşık 22 milyon araç var. Bu araçların yüzde 30'u 15 yaş üzeri, yaşlı. Bu araçların fenni muayeneleri, egzoz muayenelerine baktığımız zaman, yaşlı araçların fenni muayeneye gelmediğini görüyorum. Bunlar arızalı, hatalı, çevre düşmanı araçlar" ifadelerini kullandı
Özellikle hava kirliliğindeki partikül maddenin en büyük kaynaklarından birinin "dizel" yani "motorin" kullanan araçlar olduğunu aktaran Öztürk, bu araçların fenni muayene ve egzoz muayenesini aksatmadan yaptırmalarının hava kirliliği açısından önemine işaret etti.
Hava kirliliğine neden olan motorlu araçlara ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü ile bir çalışmaları olduğunu belirten Öztürk, "Emniyetten biz tüm araçların listelerini alacağız. Bizde egzoz muayenesi yapılanlar var. Listeden egzoz muayenesi yaptırmayanları tespit edeceğiz. Vatandaşı o noktada uyaracağız ve zaman zaman da birlikte denetim sisteminin daha yaygınlaştırılması için çalışma yapacağız." diye konuştu.
Bu konuda yerel yönetimlere de büyük görevler düştüğünü anlatan Öztürk, il ve ilçelerde insanların araba kullanımını minimize etmek için bisiklet kullanımını teşvik edecek günler düzenlenmesini istedi.
"Temel hedefimiz vatandaşın daha temiz hava solumasıdır." diyen Öztürk, bu konuda farkındalığın artırılması için Bakanlık olarak "Ulaşım Kaynaklı Hava Kirliliğinin Sağlık Üzerine Etkileri" başlıklı bir kitapçık hazırladıkladıklarına da vurgu yaptı.
Kitapçıkta, motorlu araçların yaşlandıkça tükettikleri yakıt miktarı ve kirletici emisyonunun arttığı belirtilerek, özellikle yaşlı motorlu, periyodik bakımı ve onarımı yapılmayan, karbüratörlü, istiap haddinin üzerinde yük taşıyan araçlar ile bozuk yollar ve trafik tıkanıklığının hava kirliliğinin artışına neden olduğu bildirildi.
Kitapçıkta motorlu taşıt kaynaklı hava kirliliğine uzun süre solunum yoluyla maruz kalan kişilerde, akciğer hastalıkları, solunum fonksiyonlarında düşme, sitogenetik bozukluklar, immünolojik hastalıklar, endokrin bozuklukları, kanser, gürültü ve stres gibi hastalıkların görülebileceği aktarıldı.
Kitapçıkta özellikle egzoz muayenesi ve bakım-onarımı yapılmayan dizel taşıtlardan salınan kirleticilere maruz kalma süresine bağlı olarak kişilerde oluşacak akut etkilerin ise "Göz ve burun tahrişleri, stres, inme, astım, saman nezlesi, alerjik duyarlılaşma, akciğer fonksiyonlarında zayıflama, baş ağrısı, yorgunluk, mide bulantısı" şeklinde olduğu bilgisine yer verildi.
Bu konuda kısa vadede alınabilecek önlemlere de dikkat çekilen kitapçıkta, egzoz kaynaklı hava kirliliğini önlemek için kamuoyu algısının oluşturulması, anti-rölanti ve düşük emisyonlu bölge uygulamasının devreye konması, özellikle trafiğin yoğun olduğu sabah ve akşam saatlerinde trafik polisleri, açık büfede çalışanlar, otoyol gişe ve otopark çalışanları, taksi şoförleri, akaryakıt istasyonlarında çalışanlar ve diğerlerinin maske takmalarının teşvik edilmesi, trafiğin yoğun olduğu bölgelerde çalışanların sağlık muayenesinin periyodik yapılması, trafiğin yoğun olduğu meydana, caddeye ve sokağa bakan pencerelerin kapalı olması gerektiği aktarıldı.
Ayrıca, trafiğin yoğun olduğu ve durma noktasına geldiği yerlerde araçların rölantide çalıştırılmaması, toplu taşıma duraklarının kavşaklar geçildikten sonraki kısımda yapılması, çocukların okula gidişinin bisikletle veya yürüyerek olacak şekilde planlanması ve elektrikli /doğalgazlı toplu taşıma ve taksi kullanılması gerektiği de kitapçıkta paylaşıldı.