Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, mobilyacılık sektörünün sürekli geliştiğini belirterek, "Bu alanda 2,3 milyar dolarlık dış ticaret fazlası vermeyi başardık. Elbette bu başarılı performansın asıl aktörleri, asıl kahramanları, mobilya firmaları, onların maharetli usta ve çalışanlarıdır. Ben mobilya sektöründeki bu dinamizmin artarak devam etmesinin, diğer sektörlerimize de örnek teşkil edeceğine yürekten inanıyorum" dedi.
Çaycuma ilçesinde düzenlenen 3. Batı Karadeniz Yapı, Dekorasyon ve Mobilya Fuarı'nın açılış töreninde konuşan Bakan Varank, çağın en büyük ihtiyaçlarından birinin nitelikli insan gücü olduğunu söyledi.
Mobilyacılık sektörünün her geçen yıl büyüyen, üretim kapasitesini, oluşturduğu katma değeri ve istihdamı artıran, üzerinde hassasiyetle durdukları alanlardan olduğunu belirten Varank, geçen yıl mobilya firmalarının 180 ülkeye 3,2 milyar dolarlık ihracat yaparak kendilerini gururlandırdığını vurguladı.
Bakanlık olarak, Ar-Ge'den tasarıma, katma değerli ve yüksek teknolojili ürünlerin üretiminden sanayide yerlileşmeye kadar birçok alanda destekler sağladıklarını yineleyen Varank, yenilikçiliği teşvik etmenin yanı sıra güçlü oldukları geleneksel sektörlerde de tasarımın ve markalaşmanın artması için çaba sarf ettiklerini vurguladı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, 2012 yılından bu yana mobilyada 2,6 milyar liralık yatırım için teşvik belgesi düzenlediklerini paylaşan Bakan Varank, şöyle devam etti:
"Bu yatırımlar sayesinde 18 binden fazla ilave istihdam öngörüldü. KOSGEB eliyle son üç yılda sektörde faaliyet gösteren 5 bin 725 işletmeye 125 milyon lira destek ödemesi yaptık. Yine, bölgemiz özelinde, Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı vasıtasıyla da yapı ve mobilya sektörüne yaklaşık 14 milyon lira destek sağladık. Tabii dünyada ticaretin kuralları yeniden yazılırken, bu fuar vesilesiyle burada bulunan firmalarımıza, üreticilerimize bir noktayı özellikle hatırlatmak istiyorum. Başarılı bir üretim ve imalatın en kritik eşiği yenilikçiliktir. Yenilikçiliğin temeliyse Ar-Ge ve tasarımdır. Alanında kendini yenileyemeyen, Ar-Ge'ye yatırım yapmayan, tasarıma önem vermeyen günümüz dünyasında başarıyı elde edemez. Özellikle de mobilya sektöründe ancak ve ancak bu alanlara yönelerek dünyayla rekabet edebilirsiniz."
Varank, "Dünya ile rekabet ettiğimiz her bir sektörde, takip eden değil takip edilen, izleyen değil yönlendiren olmamız lazım. Türkiye'ye yakışan, Türkiye'nin üreticilerine yakışan budur. Onun için 3 şeye dikkat edeceğiz. Ar-Ge'ye, tasarıma ve markalaşmaya." değerlendirmesinde bulundu.
Firmaların markalaşmayı, Ar-Ge'yi ve tasarımı bir maliyet unsuru olarak değil, daha yüksek kazançlara açılacak bir kapı olarak görmesi gerektiğini kaydeden Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Açık yüreklilikle ifade etmek isterim ki Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bu noktada sizlerin yol arkadaşıdır. Siz yeter ki üretin, kendinizi yenileyin. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, ülkemizin dört bir yanında, 84 teknopark, bin 200'e yakın Ar-Ge merkezi, 350'ye yakın da tasarım merkezi kurduk. Bu merkezlerde her alandan üreticimiz kendini geliştiriyor, yeniliyor, çağa ayak uyduruyor. Batı Karadeniz bölgemizde yer alan teknoparklarda 54 firma mobilya sektörüne dönük Ar-Ge faaliyetleri yapıyor ancak sektöre yönelik bir tasarım merkezi var mı diye baktığımızda görüyoruz ki maalesef ne Zonguldak ne Bartın ne de Karabük'te böyle bir tasarım merkezi henüz kurulmamış. Üçüncüsünü düzenlediğimiz bu fuarın, gelecek yıllarda büyüyerek devam etmesinin birinci şartı nedir diye sorarsanız size cevabım şu olabilir, bölgede mobilya üzerine tasarım merkezleri kurmaktır. Bu yüzden, tüm firmalarımıza buradan bir çağrı yapmak istiyorum, gelin bu konuda hızlı ve somut adımlar atalım, bölgemizde tasarım merkezleri kuralım."
Bakan Varank, Batı Karadeniz Bölgesi'nde sanayicilerin tüm taleplerini karşılamak için bakanlık imkanlarını sonuna kadar zorladıklarını belirterek, bölgenin sanayi altyapısını güçlendirmek, üretimi hızlandırmak için yoğun bir çaba gösterdiklerini anlattı.
Batı Karadeniz'in bir cazibe merkezi olma yolunda önemli avantajlara sahip olduğuna işaret eden Varank, potansiyeli harekete geçirmek için 2015 yılında Filyos Endüstri Bölgesi'ni ilan ettiklerini ve çalışmalara başladıklarını, Filyos'a giderek incelemelerde bulunacaklarını söyledi.
Filyos Endüstri Bölgesi'nin sadece Batı Karadeniz'in değil, tüm Türkiye'nin sembol projelerinden biri olduğunu aktaran Bakan Varank, "Türkiye'nin ilk Mega Endüstri Bölgesi olarak kabul ettiğimiz Filyos, limanıyla 6 milyon metrekare endüstri bölgesiyle 4 milyon metrekare serbest bölgesiyle, 3 milyon metrekare genişleme alanıyla ülkemizin Karadeniz'e oradan dünyaya açılan bir kapısı olacak. Filyos Limanı 3 kilometre uzunluğu ve 25 milyon ton kapasitesiyle bölgemizin en büyük limanı olacak. Limanın hemen arkasındaki 597 hektar büyüklüğündeki bölgenin haritası ve jeolojik etüt raporu, bakanlığımız tarafından onaylandı." diye konuştu.
Bu 597 hektarlık alanda çelik ve çeliğe dayalı sanayinin bulunacağı Endüstri Bölgesi'ni, tüm sanayiciler için yatırıma açtıklarını aktaran Varank, şunları kaydetti:
"Son dönemde Tosyalı Grubu özellikle cari açık verdiğimiz otomotiv sacı başta olmak üzere ülkemizin nitelikli demir çelik ihtiyacı için bölgede yatırım yapmak üzere müracaat etti. Biz de kendilerine Endüstri Bölgesi mevzuatları çerçevesinde yer verilmesini kabul ettik. Yine aynı süreçte Kardemir'i ve Karabük Organize Sanayi Bölgesi içindeki sanayicilerimizi de bizzat fabrikalarına giderek, toplantılar ve görüşmeler yaparak buraya davet ettik. Bu kapsamda, Karabük Özel Sektör Demir Çelik Haddecileri Derneğinin üyeleri de bölge içerisinden alan talep ettiler. Onların da başvuru süreçlerini hızla tamamlayıp, bölgede yer almalarını sağlayacağız. Tabii bu noktada bir şeyi ifade etmem gerekiyor. Endüstri bölgeleri yeni ve inovatif bir model. Bürokratik kafayla değil özel sektör mantığıyla kurgulanmış bir model. Dolayısıyla Endüstri Bölgeleri kanununa göre, bir yönetici şirkete ihtiyaç var. Bu yüzden 17 Haziran'da, elini taşın altına koyan bölgenin en büyük yatırımcı şirketini yönetici şirket olarak atadık. Buradan farklı anlamlar çıkarmaya çalışanlar olduğunu duyuyorum. Bizim derdimiz üzüm yemek, bırakın dedikoducular kendi kendine oyalansın dursun. Bölgede yatırımcıların belirlenmesinden, parselasyon planlarına ön tahsislere kadar tüm süreçler Bakanlığımızın onayıyla gerçekleşecek, bu manada herkes müsterih olsun."
Filyos projesinin üstüne titrediklerini yineleyen Bakan Varank, Filyos Endüstri Bölgesi'nin büyüyen, gelişen, güçlü ve büyük Türkiye'nin sembol eserlerinden biri olacağını, bu projede yatırımları, dolayısıyla üretimi hızlandırmanın öncelikleri olduğunu söyledi.
Bölgedeki tüm sanayicilerden projeyi sahiplenmelerini, destek vermelerini beklediklerini aktaran Varank, "İnşallah Filyos Endüstri Bölgesi'ndeki tüm parseller faaliyete geçtiğinde, 10 bin yeni istihdam, 1,5 milyar dolarlık yatırım ve yılda 750 milyon dolar ihracat hedefliyoruz. Bölgede yer almaları için sanayicilerimizle görüşmelere devam ediyoruz. Ayrıca her gittiğimiz yurt dışı seyahatinde Filyos'un tanıtımını yapıyoruz. Burada bulunan serbest bölgeye de ilginin olduğunu ifade etmek isterim. İnşallah Filyos, Batı Karadeniz Bölgesi'nin gelecek yüz yılını şekillendirecek." ifadelerini kullandı.
Bakan Varank, fuarın firmalara ve mobilyacılık sektörüne hayırlı olması, bereket getirmesi temennisinde bulundu.
Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş da bölgenin turizm hareketliliği nedeniyle bir potansiyele sahip olduğunu, bu çerçevede sanayinin geliştiğini ve umutlarının Filyos'la büyüdüğünü ifade ederek, "Fuar bir arayıştır, gelecek, markalaşma, uzmanlaşma ve yenileşme arayışıdır. Buradaki fuar fikrini biz destekliyor ve bir şekle evirmeye çalışıyoruz." dedi.
AK Parti Zonguldak Milletvekili Ahmet Çolakoğlu ise geleceğe umutla bakan bölgede, sanayi ve tarımın geliştiğini vurgulayarak, "Yıllarca taş kömürüyle hayat bulan Zonguldak, iş adamlarımızın ve bakanlığımızın desteğiyle inşallah artık bir sanayi ve tarım şehri olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından Bakan Varank, beraberindekilerle fuar alanında stantları gezdi.