Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Birinci Su Şurası Sonuç Belgesi'nin Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklanacağını duyurdu. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında 2022 yılının başında "İklim Şurası" düzenleyeceklerini bildirdi.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pekdemirli, Cumhuriyet tarihinde ilk kez gerçekleştirilen 1'inci Su Şurası'na katıldı. Ankara'da bir otelde düzenlenen toplantıda, Bakan Pakdemirli'nin yanı sıra Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Başkanı Yunus Kılıç, Devlet Su İşleri Genel Müdürü Kaya Yılmaz, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey ve davetliler yer aldı. Bakan Pakdemirli, suya hiçbir zaman sadece tarım ve orman boyutuyla bakmadıklarını belirterek, "Bizim hedefimiz; her bir vatandaşımızın, bugün de yarın da temiz suya erişimini sağlamak, su kaynaklarımızı korumak, verimli kullanmak ve suyumuzu geleceğe umutla taşımak oldu. Su Şurası, bu hedefe ulaşmak için bizim yol haritamızdır.
Su Şurası'nda alınan kararlar, gelecek nesillerimiz için; suyun, gıdanın, medeniyetin, temiz enerjinin güvencesi olacaktır. Su, sınırsız bir kaynak değildir. Son yüzyılda; artan nüfus, sanayileşme, plansız kentleşme ve endüstriyel tarıma geçişle birlikte küresel su kullanımı 6 kat artmıştır. Su, bu yüzyılın en kıymetli ve en stratejik kaynaklarından birisi haline gelmiştir. Sanayi devriminden bugüne, son 200 yılın en sıcak dönemlerini yaşıyoruz. Su döngüsünde ciddi değişimlere şahit oluyoruz. Bazı bölgelerde aşırı yağış ve sellere, bazı bölgelerde kuraklığa maruz kalıyoruz. Dünyada son 50 yılda; sel, fırtına, kuraklık gibi doğal afetlerin sayısı 5 kat arttı. 2050 yılına kadar yüzde 10 ila 25 arasında bir düşüş bekleniyor. Kısacası, artık suya göre bir düzenin kurulacağı, küresel mücadelelerin odak noktasında suyun olacağı zamanlara girdik, giriyoruz" dedi.
'7 AY BOYUNCA DETAYLI OLARAK ÇALIŞTIK'
29 Mart'ta başlattığımız Cumhuriyet tarihimizin ilk Su Şurası'nda; ilgili bakanlıklar, akademisyenler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve su kullanıcılarını kapsayan toplam 1631 katılımcıyla birlikte A'dan Z'ye tüm konuları masaya yatırdık. 11 çalışma grubunda; su güvenliğinden su hukukuna, tarımsal sulamadan havza bazında su yönetimine, su kaynaklarının geliştirilmesinden iklim değişikliği ve meteorolojiye kadar suyla ilgili aklınıza gelecek tüm konulara 7 ay boyunca tüm paydaşlarla birlikte detaylı olarak çalıştık" diye konuştu.
'SONUÇ BELGESİ AYIN SON HAFTASI AÇIKLANACAK'
- Bakan Pakdemirli, Su Şurası Sonuç Belgesi'ni ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklayacağını ifade ederek, "Bunun yanında, 84 milyon vatandaşımızın suyla ilgili görüşlerini, varsa projelerini almak için 'susurasi.gov.tr' web sayfası içinde 'Fikrini Bildir' bölümünü oluşturduk. Sözün özü, her bir fikri dinledik, her öneriyi not ettik. Bu raporlar doğrultusunda, her bir çalışma grubu için sonuç belgeleri hazırlandı. Bu ayın son haftasında, tüm sonuçlar değerlendirilerek, nihai belgemiz olan Birinci Su Şurası Sonuç Belgesi, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuna açıklanacaktır.
Bildiğiniz üzere ülkemizde belediyelerdeki kayıp-kaçak oranı yüzde 35'lerin üzerinde. Sadece 2020 yılı için şebekelerdeki su kayıplarına bağlı finansal kayıp miktarı 1,9 milyar lirayı aşıyor. Büyükşehir ve il belediyelerinde su kayıplarını, belediyelerle yakın iş birliği içinde 2023 yılına kadar yüzde 30'a indirmeyi, 2028 yılına kadar ise yüzde 25'in altına çekmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, içme suyu fiyatlandırma esaslarının ülke genelinde belirlenmesi ve uygulanmasının sağlanması ile suyun verimli kullanımına yönelik çalışmalarımız olacak" ifadelerini kullandı.
'TBMM'YE SUNMAK İSTİYORUZ'
- Şura kapsamında, Su Kanunu'nun taslak metnini de yeniden gözden geçirdiklerini dile getiren Pakdemirli, "Su Kanunu'nu, suyun tek elden yönetimi hedefimiz çerçevesinde, tüm paydaşların görüşlerini alarak, ortak akılla değerlendirdik. Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edeceğimiz Şura Sonuç Bildirgesi ile birlikte İnşallah Su Kanunu'nu da TBMM'ye sunmak istiyoruz" dedi.
Ayrıca bu süreçte, su tüketimi alışkanlıklarında mevcut durumu ortaya koymak ve bu alanda alınacak tedbirleri belirlemek amacıyla hane bazında araştırma yaptıklarını belirten Bakan Pakdemirli, "Bu araştırmada çok ilginç sonuçlara ulaştık. Araştırmaya katılanların yüzde 40'ı ülkemizin su zengini olduğu düşünüyor. Yüzde 89'u gelecekte susuzluğun yaşanabileceğini ve yüzde 83'ü de su tasarrufuna dikkat ettiğini söylüyor. Ancak, yüzde 67'si çamaşır makinelerinde su tüketimini artıran ön yıkamalı program kullanıyor ve yüzde 43'ü makinesini tam doldurmadan çalıştırıyor. Yine, her üç kişiden biri bulaşıkları makineye dizmeden önce elde yıkıyor ve makineyi tam doldurmadan çalıştırıyor. Yüzde 22'si diş fırçalarken, yüzde 52'si ise el yıkarken suyu açık bırakıyor. Bakanlık olarak, su bilincinin küçük yaşlardan itibaren kazandırılması amacıyla ana sınıfları da dahil su okuryazarlığı derslerinin ilköğretim müfredatına girmesi için ilgili kurumlarla görüşmelere başladık" diye konuştu.
"İKLİM ŞURASI OLUŞTURULACAK"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Pre-COP26 Toplantısı için bulunduğu Milano'da yaptığı açıklamada, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yapılacakları değerlendirdi.
İklim değişikliğinin sınır tanımayan bir mesele olduğunu belirten Kurum, "İklim değişikliği sadece bir çevre meselesi değil, pek çok sektörü derinden etkileyen bir kalkınma meselesi, ülkelerin bir milli güvenlik meselesidir." dedi.
Son 200 yılda özellikle gelişmiş ülkelerin vahşi kalkınma modellerini benimseyerek, havaya, suya, toprağa saygı göstermeden büyümeleri ve aşırı tüketimleri nedeniyle dünyanın zarar gördüğüne işaret eden Kurum, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin Türkiye'de de büyük felaketler yaşanmasına neden olduğunu anımsattı.
"Oluşan emisyonların yutak alanlarla dengelenmesi için hem denizlerimizin kirlilikten korunması hem de ormanların ve korunan alanların artırılması gerekiyor." ifadelerini kullanan Kurum, yürütülecek çalışmalarla bu dengenin kurulmasının sağlanacağını, net sıfır emisyon hedefiyle enerjiden tarıma, ulaştırmadan ticarete, sanayiden atık yönetimine kadar ekonomiye yön veren tüm alanlarda politika ve teknolojiler hayata geçirileceğini söyledi.
"Tüm sektörlerin dinlendiği ve fikirlerinin dikkate alındığı bir Şura olacak"
Kurum, iklim değişikliğiyle mücadelede, net sıfır emisyon hedefinde, sadece devletin değil, devlet dışı aktörlerin, sivil toplumun, iş dünyasının, özel sektörün de aktif katılımını en yüksek dereceye çıkaracaklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
- "Böylece, ülkemizin milli gelirinin yükselmesi, ihracatın artması ve yeşil kalkınma hamlesini, kadınlarımızın, gençlerimizin liderlik ettiği projeler yaparak, çok taraflı platformlar kurarak, birlik ve beraberlik içerisinde başarılı bir şekilde gerçekleştireceğiz. Bu kapsamda 2022'nin Ocak ayında bir 'İklim Şurası" düzenleyeceğiz. Özel sektörümüzle, sivil toplum kuruluşlarımızla, üniversitelerimizle, sanayicilerimizle, uluslararası kuruluşlarla uzun vadeli stratejik eylem planımızı ortaya koyacağız.
Önemli olan tüm paydaşların iklim değişikliğine ilişkin fikirlerinin, önerilerinin özgürce paylaşıldığı, tüm sektörlerin dinlendiği ve fikirlerinin dikkate alındığı bir şura olacak. Bu şuradan alacağımız fikir ve öneriler de aslında bundan sonraki süreçte ülkemizin 2053'e giden yolda net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda atacağımız adımlar için önemli kararların altyapısı olacaktır. Daha yaşanabilir bir dünya için net sıfır emisyon hedefine ulaşmaya sadece bizim değil, bütün dünyanın ihtiyacı var. Biz de buna katkı veriyoruz."
"Al-kullan-dönüştür döngüsel ekonomisi oluşturarak ekonomiye katkı sağlıyoruz"
Kurum, şunları kaydetti:
"Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde yürüttüğümüz Sıfır Atık Projemizle doğal kaynaklarımızın korunmasını sağlıyoruz. Al-kullan-dönüştür döngüsel ekonomisi oluşturarak ekonomiye katkı sağlıyoruz. Türkiye Çevre Ajansıyla 2022 yılında başlatacağımız zorunlu depozito uygulamalarımızı yaygınlaştıracak çalışmalar yürütüyoruz. 400 millet bahçemizle ve ekolojik koridorlarımızla yeşil alanlarımızı, ormanlaştırma yutak alanlarımızı artırıyoruz. Doğal korunan alanlarımızı artırıyor, bisiklet yolu ve yeşil yürüyüş yollarımızı yaygınlaştırıyoruz. Akıllı şehir ve sıfır atık uygulamalarını yaygınlaştırarak ülkemizin her yerinde; enerji verimli, iklime duyarlı yerleşim alanları kuruyoruz. Daha az fosil yakıt kullanmak adına, yenilenebilir enerji kaynaklarımızı ülkemizin her yerinde artırıyoruz."