Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, katıldığı canlı yayın programında önemli açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına İFM'nin yapısına ve işleyişine değinerek başlayan Nebati, merkezin 1 milyon 300 bin metrekarelik bir kullanım alanına sahip olduğunu belirtti.
Nebati, İFM'nin günlük 100 bin insanın faaliyette bulunabileceği ayrıca bir yaşam merkezi olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bugün açılışını yaptığımız bu finans merkezine bankalarımız yavaş yavaş taşınmaya başladılar. Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıfbank taşınmaya başladı. Bu yılın sonuna kadar yaklaşık 85 bin kişilik bir taşıma işlemi gerçekleşmiş olacak. Önümüzdeki yılın sonunda da 100-103 bin kişilik bir yaşam alan oluşmuş olacak. Burada sadece bankalar değil, finansı oluşturan sigortacılık ve katılım gibi alanlar da İFM'de olacak. Ayrıca burası bir taraftan finans merkezi olurken aynı zamanda ticaretin de merkezi haline dönüşecek. Çünkü İstanbul aynı zamanda ticaretin de merkezi."
İFM'de kiralanabilir alanların yüzde 77'sinin hazır olarak müşterilerin hizmetine sunulduğunu dile getiren Nebati, dolayısıyla da buraya Çinli ICBC ve Uluslararası Finans Kurumu gibi finansal kuruluşların başvuru yaptıklarını anlattı.
Nebati, Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında alınan tedbirler ve konulan hedeflere ilişkin yaptığı değerlendirmede, ortaya konulan hedeflerin büyük bir kısmına ulaşıldığını belirtti.
İhracat, istihdam ve büyüme gibi makro ekonomik göstergelerde başarı yakalandığına işaret eden Nebati, Türkiye'nin büyük bir potansiyele sahip olduğunu, büyük bir depreme rağmen üretimin ve ihracatın durmadan devam ettiğini ifade etti.
Nebati, temel gıda maddelerinde fiyatların aşağı yönlü bir seyir izlediğini belirterek, mayıs ayı itibarıyla da düşüşlerin hızlanacağını dile getirdi.
"KOBİ yatırım bankacılığına" ilişkin bir soru üzerine Nebati, Türkiye'deki üretimin yüzde 99,7'sinin KOBİ'ler tarafından yapıldığını ifade etti.
İstihdamın da yarısından fazlasının KOBİ'ler tarafından gerçekleştirildiğini anlatan Nebati, "Biz gerek kredi garanti fonu üzerinden gerekse KOSGEB üzerinden KOBİ'lerimizi desteklerken bir de bununla ilgili bir bankanın oluşturulması ve bunun üzerinden buraya destek verilmesi noktasında hazırlıklarımız var. Şimdi bir aşağı yukarı 250 milyar sonra 100 milyar sonra bir 50 milyar lira KGF paketlerinde 14 başlık altında KOBİ'lerimizin her alanında desteklenebileceği şeklinde bir yapıyı oluşturmuş durumdayız." diye konuştu.
Togg ile ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Nebati, havaalanları, otoyollar ve köprüler gibi pek çok yatırım gibi yerli ve milli otomobil Togg'un da Türkiye yollarında olmasından büyük gurur ve mutluluk duyduğunu ifade etti.
Nebati, bakanlar içerisinde Togg'u ilk kullananlardan biri olduğunu belirterek, "Yola çıktığım zaman bir çok araç duruyor, vatandaşlar alkışlıyor, fotoğraf çekmeye çalışıyor. İnsanlar bu aracın Türkiye'de üretiliyor olmasından dolayı çok mutlu. Togg bizim milli gururumuz. BDDK üzerinden bankalarımızla konuşarak bir paket oluşturduk. Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettikten sonra ilan edeceğiz." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "300 milyar doları Türkiye'ye getireceğiz" söyleminin hatırlatılması üzerine Nebati, göreve geldiği zamanlarda kendisinin de bir çok defa elçiliklerle yöneticilerle ve genel müdürlerle toplantılar yaptığını ve süreci bildiğini ifade etti.
Nebati, Kılıçdaroğlu'nun bir lokantada fon yöneticileriyle görüştüğünü kaydederek, "Biliyoruz o konuları. Bir toplantı yapıyor ve sonra da çıkıp diyor ki 'Ben 100 milyar sterlin getireceğim'. Şimdi de '300 milyar dolar getireceğiz' diyor, nasıl gelecek? 300 milyar dolarlık bir fonun gelmesi için çok ama çok özel bir ikramı olması lazım. Bu bunun Türkçesi tefeciliktir, 'size tefeci faizi vereceğim, bana o parayı getirin' demektir. Başka türlü olması mümkün değil." şeklinde konuştu.
Programın sonunda seçimlere ilişkin bir soru üzerine de Nebati, "14 Mayıs birileri tarafından 15 Temmuz'un intikamının alınacağı bir tarih olarak gözüküyor. Bizim açımızdan da 14 Mayıs, 15 Temmuz gibi girişimleri ve ipleri dışarıda olan girişimlerin bir daha bu ülkede tekrar aynı düşüncelere sahip olamayacağını göstermesi açısından önemli bir gün. Yani bu bir beka meselesi." değerlendirmesinde bulundu.