14 aylık görev süresi boyunca 1300'e yakın heyet kabul ettiğini, sektörel sorunlar ve kuruluşların dile getirdiği konuları dinleyip çözüm aradıklarını ifade eden Bolat, 2022'de ithalatın 376 milyar dolara çıktığını, geçen yıl ise ithalatı 362 milyar dolara indirmeyi başardıklarını söyledi.
Hem dünya hem Türkiye için çalkantılı dönemde artık yeni bir dengeleme, konsolidasyon döneminin başladığını, yeni bir OVP ile somut hedeflerin ortaya konulduğunu dile getiren Bolat, şunları kaydetti:
Ömer Bolat, hükümet olarak görevlerinin ihracatçıların rahatlaması için girdi maliyetlerinin düşmesi ve ellerindeki bütçe imkanlarıyla, Bakanlıklarına tahsis edilen mali bütçeyle gerekli destekleri, destek programlarını hazırlayıp ihracatçıların arkasında, yanında yer almak olduğunu vurgulayarak, "Yeni destek programı da bu çerçevede açıklandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankamızla da koordineli olarak finansmana ulaşım, finansman maliyetlerinin düşürülmesi gibi çabalar içindeyiz. Zaten inşallah eylül sonrası, ekim gibi enflasyonun yüzde 50 ve altına yıllıklandırılmış olarak düştüğünü gördükçe kredi maliyetlerinde de aşağı doğru inişleri hep birlikte göreceğiz. Hatta piyasa, politika faizinden daha önde o anlamda hareket edecektir diye gözlemliyoruz. Piyasalardan aldığımız gözlemler ve sinyaller de bu yönde." diye konuştu.
İsrail'e ihracatta ciddi bir düşüş olduğunu bildiren Bolat, bu konuda hükümetin aldığı kararı tereddütsüz uyguladıklarını söyledi. Bolat, "Ama Allah bereketini veriyor. Başka pazarlarda yeni imkanlar, açılımlar oldu. Oralardan bu eksiği kapatmaya gayret ediyoruz. Oradaki açık bizim için kayıp olmadı. İnşallah da olmayacak. Önemli olan orada dünyaya ve İsrail'in soykırımcı yönetimine bir mesaj vermekti ve dünyada da bunu yapan tek ülke Türkiye oldu. Türkiye, öncü ve lider ülke oldu." değerlendirmesinde bulundu.
Bolat, hükümetin bu kararının bütün dünyada büyük yankı uyandırdığını, ardından Batı dünyasında birçok yerde vicdanların haykırdığını gördüklerini, birçok Batılı ülkenin Filistin devletini resmen tanıdığını anlattı.
Ekonomideki bu dezenflasyonist politikayla, yani enflasyonu düşürme politikasıyla somut sonuçların görülmeye başlandığını ifade eden Bolat, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Ticaret Bakanı Bolat, OVP'nin geçen yıl 7 Eylül'de açıklandığını hatırlatarak, Strateji Bütçe Başkanlığının OVP'yi hazırladığını ve programda ihracatla ilgili şu ana kadar herhangi bir güncelleme yapmadığını dile getirdi.
"11 ay hedefe sadık kaldık. Bu çok önemli. Neden önemli? Geçen yıl dünya mal ihracatı yüzde 5, dünya ticareti yüzde 1,2 azaldı. Dünya hizmet ihracatı yüzde 10 arttı. 2024'ün 7 ayı geride kaldı. Dünya ekonomisinde, dünya ticaretinde beklenen sıçrama henüz görülmedi. Temmuz ayı itibarıyla 261,5 milyar dolar ihracatı yakalamamız aslında aşağı doğru bir gelişme değil. 'Hedefin yarıdan fazlasını başarmış olmak' anlamına geliyor. Geçen yıl 255,4 milyar dolardı. 6 milyar dolar artıdayız. OVP hedefine göre 5,5 milyar dolar kaldı. O açıdan kalan 5,5 milyar dolar için biz tabii çalışacağız ama sonucu o aylar bittiği zaman, rakamlar ortaya çıkınca göreceğiz. Şu anda aşağı doğru gidiş öngörmüyoruz. Sonbahar her zaman için ihracat döneminde canlı bir dönemdir. Önemli olan doğru istikamette olmak. Yani rakam 1 milyar dolar, 2 milyar dolar az olmuş, çok olmuş. O kadar önemli değil. Geçen yılı aştık mı? Aştık. Hedefin yarıdan fazlasını gerçekleştirdik mi? Gerçekleştirdik.
Hizmet ihracatı 101 milyar dolardı. Şu anda yıllıklandırılmış rakamımız 106,5 milyar dolar. Yıl sonu hedefimiz neydi? 110 milyar dolar. İnşallah onu da başaracağız. Temmuz, ağustos, eylül turizmin yoğun olduğu aylar... Sonbahar taşımacılık gelirlerinin artacağı dönem... Hedeflerimize bağlıyız."
Finansman konusunda birçok olumlu adımlar atıldığını, tedbirler alındığına işaret eden Bolat, "Allah'ın izniyle sonbaharda enflasyondaki düşüşü gördüğümüz zaman Türkiye'de de finansman açısından şartların daha iyiye doğru gittiğini, aşağı doğru gideceğini hep birlikte göreceğiz." dedi.
Finansmana erişimle ilgili avantajları daha da artırmaya çalışacaklarını, yeni enstrümanlar geliştireceklerini ifade eden Bolat, bir soru üzerine, enflasyonun yüksek olduğu bir ülkede girdi maliyetinin de yüksek olabileceğini ancak fiyatların maliyetlerden daha hızlı arttığını söyledi.
Ömer Bolat, çalışanların enflasyon karşısında satın alma gücünü korumak zorunda olduklarına dikkati çekerek, "Girdi maliyetlerini stabil hale getirmek, finansman maliyeti, enflasyon ve döviz kurunun istikrarlı, stabil olduğu bir ekonomik ortamı meydana getirme gayreti içindeyiz. Bu çabalarımızın da koordinasyonu ekonomi yönetimi tarafından sağlanıyor ve bir OVP çerçevesinde makro göstergeler noktasında hedeflerimize ulaşıyoruz." şeklinde konuştu.
Kur noktasında, hükümetin sabit bir kur politikası olmadığını vurgulayan Bolat, döviz rezervlerinde son 1 yılda büyük artış kaydedildiğini, sadece 31 Mart seçimlerinden bu yana 85 milyar dolardan fazla döviz kaynağı girişi bulunduğunu, bunun küçük bir miktarının yurt dışı kaynaklı olduğunu, diğer bölümünün ise vatandaşların ve şirketlerin dövizden TL'ye dönmesinden kaynaklandığını bildirdi.
Girdi maliyetlerinin artışına karşı döviz kurunun önemli bir enstrüman olduğuna işaret eden Bolat, enflasyon düştükçe girdi maliyetlerinin de stabil hale geleceğini dile getirdi.