Bayraktar, Anadolu Ajansının (AA) "Global İletişim Ortağı" olduğu, bu yıl "Rüzgarın Yüzyılı" temasıyla düzenlenen 12. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi'nde (TÜREK 2023), son 20 yılda birincil enerji yoğunluğunun yüzde 27 azaltılmasına rağmen talebin iki katına çıktığını söyledi.
Bakan Bayraktar, gelecek 20 yılda enerji talebinin artacağına işaret ederek, "Geçtiğimiz 20 yılda elektrik talebi aynı dönemde yıllık yüzde 5 arttı. Önümüzdeki 20 yılda da yıllık yüzde 3'ün üzerinde artacağını öngörüyoruz." diye konuştu.
"Arz güvenliğinden taviz vermeden, temiz enerji dönüşümünün altyapısını hazırladık ve bu dönüşümü başlattık. Elektrikte dönüşüm için enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, nükleer, geçiş yakıtı olarak doğal gaz, hidrojen, depolama teknolojileri, dijitalleşme ve kritik mineralleri öncelikli alanlarımız olarak belirledik. Öncelikli alanların geliştirilmesi için uygulama araçlarımızı da uluslararası finansmana erişim, teknolojilerin geliştirilmesi ve yerlileştirilmesi ile kapasite gelişimi olarak belirledik."
Bayraktar, artan talebin karşılanmasında karbonsuz enerji kaynaklarının öne çıktığını belirterek, "Güneş ve rüzgar enerjisinden mümkün olan en üst seviyede faydalanılması, iletim ve dağıtım şebekesine, depolama, hidrojen, dijitalleşme gibi destekleyici teknolojilere gerekli yatırımın yapılması ve yerli teknoloji gelişimi ile küresel tedarik zinciri çeşitliliğinin desteklenmesi gerekiyor." ifadesini kullandı.
Rüzgar enerjisi sektörünün 11 bin 609 megavat kurulu güç ve yıllık yaklaşık 2 milyar avro ciroya ulaştığını ve ülke elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 11'ini karşıladığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
"Rüzgar enerjisinin toplam üretimdeki payına dair dünya ortalaması ise yüzde 7,5. Yani ülkemizde mevcut kullandığımız potansiyel dünya ortalamasından daha fazla. Bununla birlikte çok daha büyük bir potansiyelimiz var. Bu nedenle 20 yıl sonra bu oranı artırmayı ve elektrik ihtiyacımızın yüzde 25'lik kısmını rüzgar enerjisinden karşılamayı hedefliyoruz. Bu hedeflere ulaşmak için birçok alanda iyileştirme, reform ve yeni düzenlemelere ihtiyaç duyuyoruz. Lisanslı, lisanssız, depolamalı, YEKA olmak üzere kapasite tahsisi yapılmış fakat yatırımları henüz devreye alınmamış 28 bin megavatın üzerinde kapasite şu anda yatırımcılarımızın elinde bulunuyor. En kısa zamanda bu tahsis edilen kapasitenin devreye girmesini istiyoruz."
Bakanlığın 2017'den itibaren ulusal ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde sürdürdüğü Rüzgar Enerjisi Potansiyel Atlası güncellenmesi çalışmalarının tamamlandığını ifade eden Bayraktar, "Güncellenen atlas verilerine göre rüzgar potansiyelimizin mevcut teknoloji ve şartlarda yaklaşık 100 bin megavat olduğunu, rüzgar türbini teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde ise 150 bin megavat seviyelerine kadar çıkabileceğini öngörüyoruz. Bu potansiyel mevcut kurulu gücümüzü göz önünde bulundurduğumuzda ilave yaklaşık 140 bin megavatlık kapasite anlamına geliyor. Bu miktar günümüz rakamlarıyla 140 milyar dolarlık bir yatırıma tekabül ediyor." dedi.
Bayraktar, YEKDEM'deki elektrik ve yerli katkı destekleri sayesinde rüzgar enerjisi santralleri için jeneratör, kanat, kule ve kule bağlantı elemanlarının ülkede üretildiğini ve kanat ile türbin kulesi aksamlarında Türkiye'deki sanayicilerin üretimlerinin yüzde 80'ini dünya piyasalarına ihraç edecek seviyeye geldiğini söyledi.
Bakan Bayraktar, sektörde yaklaşık 25 bin kişiye yeşil istihdam imkanı sağlandığını da sözlerine ekledi.