"Üretimin ve refahın artışına katkı yapması gereken sistemin, finansal ve ekonomik istikrarı tehdit edebilen bir konuma gelebildiğini gösterdi. Katılım finans kuruluşları, bizim için stratejik öneme sahip. Küresel finansal krizin ardından katılım finans sisteminin avantajları net olarak görülmüş, sektörün gelişimi tüm dünyada ivme kazanmıştır.
Türkiye'de katılım finans kuruluşları 2005 yılında yasal olarak banka statüsü kazanmış, o tarihten bu yana yıllık yüzde 23'lük büyüme hızıyla konvansiyonel bankaları geride bırakmış, aktif büyüklük olarak pazar payı ise yüzde 2,4'ten yüzde 6,5'e yükselmiştir."
Yakın dönemde emeklilik yatırım fonları içindeki katılım fonlarının payının da hızla artarak yüzde 16'lı seviyelere kadar ulaştığını aktaran Albayrak, tüm bu olumlu göstergelere rağmen gelinen noktada katılım finans kuruluşlarının, sahip olduğu potansiyeli henüz yeterince değerlendiremediğini söyledi.