ABD Başkanı Donald Trump'ın İran ile nükleer anlaşmadan çekilme kararından sonra özellikle Avrupa Birliği (AB) ve üye ülkelerin şirketlerinin milyarca dolarlık İran yatırımlarının ne olacağı tartışılıyor. 2015'deki anlaşmanın ardından İran ile ticaret hacmini 3'e katlayan Avrupalı şirketlerin zararı da büyük olacak. Önceki gün ABD yönetiminin İran'da yatırımı olan yatırımcıyı bölgeden çekilmesi yönünde uyarması sonrasında AB’den ‘Anlaşmaya sadık kalacağız' yönünde tepkiler gecikmedi.
Alman ve Fransız yetkililerinin gündeminde ise İran ile ticaretin avro ile sürdürülmesi bile var. Önceki aylarda Türkiye ve İran arasında ulusal paralar ile ticaret yapılması yönündeki kararın benzerini, AB Komisyonu da alabilir. Bu ihtimalin gerçekleşmesi halinde doların küresel egemenliğine ve politik gücüne büyük bir darbe vurulmuş olacak. Özellikle Fransız ve Alman şirketleri İran’da etkin durumda. İran’da 120 Alman şirketi faaliyet gösteriyor ve Almanya’da da 10 bin şirket İran’la iş yapıyor.
Fransız kamuoyuna yansıyan haberlerde, Avrupalı şirketlerin bir araya gelerek durum değerlendirmesi yapacağı ifade ediliyor. Fransa’nın 2015’ten sonra İran ile ticaret hacmini üçe katladığını belirten Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire ABD’nin kendini gezegenin ekonomi jandarması görmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Le Maire, Total, Sanofi, Renault ve Peugeot gibi büyük şirketlerin karardan olumsuz etkileneceğini de aktardı.
Fransız petro kimya şirketi Total, İran ile son olarak 5 milyar dolarlık anlaşma imzalamıştı. Avrupalı uçak imalatçısı Airbus’ın, İran ile 20,8 milyar dolarlık 100'den fazla uçak satış anlaşması vardı. Ülkede geçen yıl 160 bin adet araç satan Renault'un dışında Peugeot ve Citroen’i elinde bulunduran PSA, İran otomobil pazarının yüzde 30'una hakim.
Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis) verilerine göre, Almanya ile İran arasında 2017 yılında dış ticaret hacmi 3,8 milyar avro oldu. Almanya’nın geçen yıl 2 milyar 970 milyon 489 bin avroluk ihracat yaptığı İran, Almanya’nın ihracat sıralamasında 5 basamak birden yükselerek 50’nci ülke oldu. Alman şirketlerin artan ticaretinin olumsuz etkileneceğini dile getiren farklı şirket ve sivil toplum temsilcilerinden de siyasilere lobi faaliyetleri başladı. Kamuoyu açıklamalarının da ardı arkası kesilmiyor.
Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği (DIHK) Başkanı Eric Schweitzer, “ABD başkanının son kararı Alman ekonomisini zor durumda bıraktı. İran’la iş yapan çok sayıda Alman şirketi oldukça emniyetsiz durumda” ifadelerini kullandı.
Schweitzer Alman medyasına şunları söyledi: “Almanya’nın İran’a ihracatı geçen yıl yüzde 16 arttı. ABD hükümetinin tek taraflı eylemi şu anda bu işletmeleri büyük bir kısıtlama altında tutuyor. Özellikle mevcut sözleşmelerde bile koruma olmadığından, bu gelişme göz önünde bulundurulduğunda, Almanya ekonomisi, Federal Hükümet ve AB’yi işleri güvence altına almaya çağırıyor.” Alman-İran Ticaret Odası Başkanı Michael Tockuss ‘’Bakanlığımızın ABD’li büyükelçiyi Alman şirketlere emir vermek gibi bir rolü olmadığı konusunda uyaracağından eminim” çıkışını yaptı.
Alman Kimya Derneği (VCI) Başkanı Utz Tillmann da uluslararası ortakların anlaşmaya bağlı kalması gerektiğini dile getirdi. Tillmann, “İran anlaşmanın hükümlerini ihlal etmediği sürece, tüm diğer taraf devletler buna kesinlikle uymalıdır” ifadesini kullandı. Alman Mühendisler Derneği (VDMA) tarafından yapılan açıklamada ise Avrupa Birliği’nin İran’a karşı yaptırımları yeniden yürürlüğe koymadığı sürece Alman şirketlerinin yasal olarak İran’la iş yapabileceklerini ve VDMA’nın bu konuda destek vereceğini bildirdi.