Merkez bankalarının faiz kararları geride kalırken, ABD ile Çin arasında gerçekleşen ticaret görüşmeleri ve gelecek makro ekonomik veriler altın fiyatlarını etkileyecek en önemli aktör haline geldi.
Merkez bankalarının güvercin duruşunun altın fiyatlarını destekleyeceği beklentisi, altında gelinen seviyenin en önemli katalizörlerinden biri oldu. Küresel çapta merkez bankaları beklentiler yönünde hareket ederek politika faizlerini düşürdü.
Altının ons fiyatı son üç haftanın en yüksek seviyesi olan 1.526 dolara yükseldikten sonra, 1.520 dolar seviyesinde dengelendi.
Ticaret savaşlarında yaşanacak iyimser gelişmelerle altın fiyatında belirli gevşeme yaşanabileceğini tahmin eden analistler, 1.480-1.490 seviyesinin altının ons fiyatı için önemli destek olduğunu belirtti.
Merkez bankalarının adımları sonrası yatırımcılar tarafından güvenli liman olarak görülen altının fiyatlamasında ABD ile Çin arasında süregelen ticaret görüşmeleri başta olmak üzere, küresel makro ekonomik veriler, jeopolitik riskler ve siyasi gelişmelerin önemli rol oynaması bekleniyor.
Çin ekonomisi, 2019'un 2. çeyreğinde yüzde 6,2 ile son 27 yılın en düşük büyümesini kaydederken, diğer makro ekonomik göstergelerde de görece negatif seyir izlenmeye devam ediyor.
Analistler, ABD'de yaşanacak olası bir resesyon durumunda Fed'in parasal genişlemeyi sürdürmeye devam etmesinin beklendiğini, bu ihtimalin altının ons fiyatını yukarı yönlü destekleyen en önemli faktörlerden birisi olduğunu ifade etti.
ABD'de Kasım 2020'de yapılacak başkanlık seçimlerinin ticaret savaşlarına ilişkin beklentileri temel anlamda etkileyebilecek bir değişken olmaya başladığını belirten analistler, ABD Başkanı Donald Trump'ın seçim öncesi ABD ekonomisinin resesyona girmesinin tekrar seçilme şansını zorlaştıracağı için ticaret savaşlarında daha yumuşak bir tutum takınabileceğini söyledi.
Fed Başkanı Jerome Powell'ın gelecek döneme ilişkin faiz kararında ekonomideki verileri dikkate alacağını açıklamasının ardından ABD verilerinin altın fiyatı için öneminin görece arttığını ifade eden analistler, enflasyonda hedeflenen seviyeden uzaklaşılması veya büyümeye ilişkin aşağı yönlü risklerin artması halinde Fed'in faiz indirebileceğini ve bu durumun altın fiyatlarını olumlu etkileyebileceğini dile getirdi.
Suudi Arabistan'ın petrol tesislerine yapılan saldırı sonrası ABD ile İran arasında artan gerilimin, jeopolitik riskleri tekrar gündeme taşıdığını ifade eden analistler, ABD ile İran arasında gerginliğin yükselmesi durumunda güvenli liman olarak görülen altına talebin artacağını söyledi.
Avro Bölgesi, ticaret savaşlarından ekonomik anlamda en çok etkilenen bölgelerin başında geliyor. ABD ile Çin arasında yaşanan süreç küresel anlamda talep yetersizliğine neden olurken, ekonomisi ihracat üzerine kurulu Almanya gibi ülkeler düşen talepten olumsuz etkilenmeye devam ediyor.
ECB, son toplantısında bankaların fazla rezervlerinden aldığı faiz oranını sıfırın altında yüzde 0,05'e çekse de bu hamlenin bölge ekonomisindeki kötü gidişi durdurabilecek yeterlilikte olup olmadığı konusundaki endişeler canlılığını koruyor.
Denk bütçe politikası izleyen Kuzey Avrupa ülkeleri, kamu harcamalarını artırmak için son ana kadar bekleyeceklerini açıklarken, bu ülkelerin başını Almanya çekiyor. Almanya Finans Bakanı Olaf Scholz, olası bir resesyon durumunda müdahale etmek için milyarlarca avroluk birikimlerinin olduğunu fakat müdahale etmek için acele etmeyeceklerini ifade etmişti.
Analistler, orta vadede sıkı maliye politikası duruşunun devam etmesi durumunda, ECB'nin genişlemeci para politikasına devam edeceğini bunun da altın fiyatlarını yukarı yönlü etkileyeceğini dile getirdi.
Brexit'in en önemli siyasi risk olarak Avrupa gündeminde yerini koruduğunu kaydeden analistler, bu konuya ilişkin anlaşmazlıkların da altın fiyatlarını desteklemeye devam edeceği değerlendirmesinde bulundu.