ABD ekonomisi rotasını arıyor

Yeni Şafak
04:007/11/2016, Pazartesi
G: 7/11/2016, Pazartesi
Yeni Şafak

ABD’de yarın yapılacak başkanlık seçimlerini kimin kazanacağı ülke ekonomisinin geleceği açısındanda büyük önem taşıyor. Demokrat Clinton’ın galibiyeti mevcut ekonomi politikalarının devam etmesine, Trump’ın zaferi ise ticaret anlaşmalarından Fed’e kadar birçok alanda radikal değişiklikler yaşanmasına yol açacak.

ABD'de yarın yapılacak başkanlık seçimlerinden kimin zaferle çıkacağı dünyanın en büyük ekonomisinin geleceğini de belirleyecek. Cumhuriyetçi Donald Trump'ın başkan seçilmesi ekonomide radikal değişimler yaşanmasına, Demokrat Hillary Clinton'ın galip gelmesi ise statükonun devam etmesine yol açacak. Skandallarla geçen kampanya sürecinde çok farkedilmese de başkanlık için yarışan Clinton ve Trump'ın seçim vaatleri birbirinden keskin çizgilerle ayrılıyor. Bu durum ekonomi politikaları içinde geçerli. Eski Dışişleri Bakanı Clinton, Obama yönetiminin orta sınıf odaklı politikalarını sürdürmeyi önerirken, emlak milyarderi Trump, “Amerikayı yeniden muazzam yapmak" için ekonomide köklü değişiklere gidilmesini savunuyor. İki adayın ekonomi politikalarındaki büyük farklılıklar, seçim sonuçlarının hem ABD hem de dünya ekonomisi açısından kritik rol oynacağına işaret ediyor.



CLINTON ZENGİNLERİ HEDEFİNE ALDI


Clinton ve Trump'ın ABD ekonomisini özellikle uzun vadede derinden etkileyecek politikalarının başında vergi reformları geliyor. Hemen her başkanlık seçiminde olduğu gibi ABD'nin çarpık vergi sistemini basitleştirmeyi ve adilleştirmeyi taahhüt eden iki adayın bunun için öngördükleri reformlar ise oldukça farklı. Clinton, adil bir vergi sistemi için zenginlerin daha fazla vergi ödemesi gerektiğini belirterek, yılda 5 milyon dolar ve üstünde gelir elde eden zenginlere yönelik vergi oranının yüzde 39,6'dan yüzde 43,6'ya yükseltilmesini öneriyor. Clinton'ın bu önerisi, şu an yüzde 10'dan başlayarak yüzde 15, yüzde 25, yüzde 28, yüzde 33, yüzde 35 ve yüzde 39,6'a kadar yükselen vergi oranlarına tabi tutulan yedi gelir dilimine bir yenisinin eklenmesi anlamına geliyor. Eski First Lady, yılda 1 milyon dolar ve üzerinde kazancı olanların en az yüzde 30 gelir vergisine tabi tutulmasını da istiyor.





TRUMP VERGİLERİ AZALTILMAK İSTİYOR


Diğer taraftan Trump, vergilerin azaltılmasının ekonomiyi canlandıracağı teziyle gelir vergisi dilimlerinin ve bunlara karşılık gelen vergi oranlarının yediden üçe indirilmesi teklif ediyor. Ayrıca, şu an yüzde 35 olan kurumlar vergisinin yüzde 15'e çekilmesini öneren Trump, bunun Amerikalı şirketlerin daha düşük vergili ülkelere taşınmasını önleyeceğini ve taşınanların geri dönmesini sağlayacağını öne sürüyor. Trump, buna ilaveten, Cumhuriyetçilerin uzun zamandır karşı çıktığı veraset vergisinin tamamen kaldırılmasını planlıyor.



ABD YENİ BİR KRİZ GÖREBİLİR


Washington merkezli düşünce kuruluşlarından Brookings ve Urban enstitülerinin iş birliğiyle kurulan Vergi Politikası Merkezi'nin analizlerine göre, Clinton'ın vergi politikaları önümüzdeki 10 yıl içinde vergi gelirlerini 1,1 trilyon dolar artıracak. Trump'ın vergi reformu ise 9,6 trilyon dolarlık gelir kaybına yol açacak. Bu doğrultuda Trump'ın başkan seçilmesinin ülkenin bütçe açığını sürdürülemeyecek seviyelere çıkararak, yeni bir finansal krize yol açabileceği konuşuluyor.



En yakın oldukları konu asgari ücret


Federal asgari ücret ise Clinton ve Trump arasındaki farklılıkların en aza indiği konu başlığı olmaya aday. Demokrat Clinton, saat başına 7,50 dolar olan federal asgari ücretin 12 dolara çıkarılmasını teklif ediyor. Trump ise birçok konuda olduğu gibi asgari ücret konusunda da çelişkili açıklamalarda bulundu. Asgari ücret artışının eyalet yönetimlerine bırakılması gerektiğini savunan Cumhuriyetçi adayın en güncel teklifi ise federal asgari ücretin 10 dolara çıkarılması.




#ABD Başkanlık Seçimi
#​Federal asgari ücret
#Hillary Clinton