Brexit'le AB üyeliği sona eren Birleşik Krallık'ın birlik ülkeleri ile arasındaki pek çok sorunu çözememiş olması taraflar arasındaki gerilimi yükseltti.
Birleşik Krallık, Brexit nedeniyle başta İrlanda, İspanya ve Fransa olmak üzere AB ülkeleri ile çeşitli konularda yoğun biçimde anlaşmazlık yaşıyor.
İrlanda Adası'nda Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere'yle birlik yanlısı Protestanlar arasındaki savaşı sona erdiren "Hayırlı Cuma Anlaşması" gereği, İrlanda ve Kuzey İrlanda arasında fiziki bir kara sınırı oluşturulamıyor.
Brexit Ayrılık Anlaşması'nın bir parçası olarak imzalanan Kuzey İrlanda Protokolü, Birleşik Krallık'ın parçası olan Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticari ilişkileri düzenliyor.
Protokole göre, Brexit'e rağmen Kuzey İrlanda, AB'nin gümrük kurallarına tabi olmaya devam ediyor. AB kuralları gereği Tek Pazar'a, dolayısıyla Kuzey İrlanda'ya İngiltere gibi artık AB üyesi olmayan bir ülkeden bazı ürünlerin doğrudan gönderimi sona erdi.
Limanlarda ve denizde gümrük kontrolleri yapılması kararının uygulaması ise pratikte ciddi sorunlara neden oluyor.
Bu durumda Birleşik Krallık, Kuzey İrlanda'ya pek çok ürünü doğrudan gönderemiyor.
Özellikle, Birleşik Krallık'tan Kuzey İrlanda'ya sosis, salam ve kıyma gibi ürünlerin gidemeyecek olması İngiltere tarafında büyük rahatsızlığa neden oluyor.
Bu nedenle İngiltere, Brexit anlaşmasının tam olarak uygulamaya koymuyor ve söz konusu ürünlerin gönderilmesine "kesintisiz" biçimde devam ediyor. İngiltere'nin Kuzey İrlanda'ya gidecek ürünlere gümrük denetimi yapmayı devamlı "erteleme" yoluna giderek anlaşmaya uymaması AB tarafını rahatsız ediyor.
Londra, AB'den İrlanda protokolünün değiştirilmesini talep ediyor. Bu çerçevede Birleşik Krallık, Kuzey İrlanda'ya ürün ihracatında denetleme yapılmamasını istiyor. Karşılıklı gümrük işlemlerinin basitleştirilmesi de İngiltere'nin istekleri arasında.
Ayrıca, Birleşik Krallık, protokolün uygulanmasında yaşanacak uzlaşmazlıkların Avrupa Adalet Divanı'na taşınmasına ilişkin maddenin de değiştirilmesini talep ediyor.
İrlanda protokolün 16'ncı maddesi AB ve Birleşik Krallık'a ciddi ekonomik, sosyal ve çevresel zorlukların kalıcı olma eğilimi göstermesi durumunda tek taraflı olarak gerekli koruyucu önlemlerin alınmasına imkan veriyor.
Bir tarafın bu maddeyi tetiklenmesi Brexit anlaşmasının "askıya alınması" anlamını taşıyor.
Londra ve Brüksel, Kuzey İrlanda'dan dolayı yaşanan sorunları aşmak için farklı yaklaşımlar ortaya koyuyor.
Başta bu duruma sıcak yaklaşmayan AB'nin yakın zamanda protokolün güncellenmesi amacıyla masaya çeşitli öneriler koyması bekleniyor.
AB ile İngiltere arasında varılan Brexit anlaşmasının dışında bırakılan ve daha önce Gümrük Birliği ile Schengen içinde yer almayan Cebelitarık'ın konumu iki tarafın ilişkilerini geren bir başka başlık olarak beliriyor. İspanya ve Birleşik Kralık, 2020 sonunda Cebelitarık hakkında uzlaşılmıştı.
Buna göre, Cebelitarık, Schengen Bölgesi'ne dahil edilecek, sınır kontrollerini 4 yıllık bir süre için AB kurumu olan Frontex üstlenecekti ancak söz konusu uzlaşının AB ile Birleşik Krallık arasında resmi bir "uluslararası anlaşmaya" dönüşmesi gerekiyor.
Bu çerçevede AB üyesi ülkeler, geçen hafta AB Komisyonu'na Londra ile Cebelitarık konusunda anlaşma müzakerelerine başlama yetkisi verdi. Böylece Brüksel, Cebelitarık'ın durumunun netleştirilmesine yönelik Londra'yla görüşmelere başlayacak.
AB tarafı, Cebelitarık'ın göç, idare, vize, oturum gibi konularla birlikte polis ve veri paylaşımı gibi başlıklarda kendi kurallarına uymasını talep ediyor.
Birleşik Krallık ise Cebelitarık'taki egemenliğinin tartışılmayacağını belirtiyor. Londra, İspanya'nın Cebelitarık'ın ekonomik ve siyasi işlerinde etkin rol almaması gerektiğini belirtiyor.
Cebelitarık, İngiltere ile İspanya'yı sıklıkla karşı karşıya getiriyor. İngiltere yarımadanın kendi siyasi statüsünü belirleme hakkına sahip olduğunu savunuyor.
Cebelitarık'ın ekonomisi önemli ölçüde off-shore bankacılık, internet üzerinden bahis ve turizm gibi alanlara dayanıyor.
AB ve İngiltere arasında Brexit müzakerelerinde balıkçılık ve kotalar konusu en zor başlıklar arasında yer alıyordu. Anlaşma gereği kara sularındaki balık stoku ortak yönetilecekti. İngiltere, balıkçılık aktivitelerini geliştirebilecek, Avrupalı balıkçıların faaliyetleri de devam edecekti.
Taraflar arasında yapılan ticaret ve iş birliği anlaşmasında, İngiliz kara sularındaki AB kotasının 2026 yılına kadar yüzde 25 düşürülmesi ve her balık türü için yıllık kotaların ayrı olarak belirlenmesi öngörülmüştü.
AB ve İngiltere arasında 2021'deki balıkçılık kotalarının belirlenmesine yönelik müzakerelerde uzlaşı sağlanabildi ancak özellikle Fransız balıkçılar belirlenen bölgelerde faaliyet gösteremedi.
İngiltere'ye bağlı Jersey Adası yönetimi, kendi sularında avlanmaya devam etmek isteyen Fransız balıkçı teknelerinden, geçmişteki faaliyetlerine dair kanıt sunmalarını istemişti. Bu durum, İngiltere ve Fransa arasında gerilime neden oldu.
Fransa, Jersey'in elektriğini kesme tehdidinde bulunmuş, Fransız balıkçılar da adanın limanını ablukaya almıştı.
İngiliz hükümeti, Jersey Adası'na önlem olarak iki donanma gemisi göndermiş, Fransa da bunun ardından misilleme olarak bölgeye iki donanma gemisi gönderme kararı almıştı.
Fransız balıkçıların ablukasını bitmesi üzerine donanma gemileri karşılıklı olarak geri çağırılmıştı. Fransa, balıkçılık konusunda AB'nin Birleşik Krallığa karşı daha katı davranmasını talep ediyor.
Böylece, İngiltere'nin AB'den "boşanması" Kuzey İrlanda, Cebelitarık ve balıkçılık gibi çeşitli alanlarda sorunlara neden oldu. Bu yaşanan sorunların yakın zamanda çözülmesi de beklenmiyor.
İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya'dan oluşan Birleşik Krallık'ta, Haziran 2016'da yapılan AB referandumunda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı. Birleşik Krallık AB'den resmen 31 Ocak 2020'de ayrılmıştı.