Rusya ve Ukrayna sıcak çatışma alanlarındaki asker ve sivil kayıpların yanı sıra siber ve dezenformasyon savaşına dair veriler de endişe verici durumda. Rusya’nın Kırım’ın ilhakıyla birlikte şiddetini giderek artırdığı Black Energy ve Notpetya gibi ağır siber saldırıları karşısında yalnızca savunma pozisyonunda kalan Ukrayna’nın, 25 Şubat’ta kuruluşunu ilan ettiği IT Army ve Anonymous gibi 65’den fazla hacker grupla Rusya’ya karşı yoğun siber saldırı düzenlemeye devam ediyor. Siber saldırılara ek olarak her iki ülkenin de yoğun bir dezenformasyon savaşı yürüttüğü bilinen bir gerçek. Dezenformasyon savaşı temelinde yanlış yönlendirmek, kandırmak veya kafa karıştırmak için hükümetler, siyasi aktörler ve hatta vatandaşlar tarafından ortaya konulan bir çaba olarak görülmekte. Bu bağlamda da 2016yılında Dünya Ekonomik Forumu, çevrimiçi savaş ve dezenformasyonu ilk on küresel riskten biri olarak tanımladı.
Rusya’nın askeri ve siber alandaki yıkıcı etkisinin yanı sıra dezenformasyon kapasitesinin de yüksek düzeyde olduğunu söylemek mümkün. Nitekim Kremlin’in, 2014’te Kırım’ı ilhak ettiğinden beri “maskirovka” adı verilen modern bir alan stratejisi kullandığı biliniyor. Rusça bir kelime olan maskirovka, bir şeyi maskeyle örtmek, kılık değiştirmek veya kamufle etmek anlamına geldiği gibi, kelime tam anlamıyla “maskeleme” olarak tanımlanabilir. Ve esasen kavram “Rus aldatma sanatı”dır.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Sovyet Kızıl Ordusu, maskirovka stratejisi ile Nazileri şaşırtmak için yanlış yönlere sahte şişirme tanklar gönderip sonrasında gerçekleştirdiği sürpriz saldırıyla ünlüydü. Rusya analisti Julian Lindley-French “Maskirovka Rusya tarafından geleneksel olarak savaş alanında kullanılan bir aldatma kültürüdür. Sahte haberler, hibrit savaş, siber savaş ve ayrıca askeri angajman ile tüm angajmanı kapsar. Ulusal stratejik hedeflere ulaşmak için yanlış bilginin çok akıllıca kullanılmasıdır” ifadelerini kullanarak Kremlin’in dezenformasyon alanındaki yetkinliğini gözler önüne sermiştir.
Rusya’nın dezenformasyon savaşında ilk hamlesi, Ukrayna tarafından Rus ayrılıkçılara yoğun saldırı düzenlediğine dair gerçek dışı görüntülerinin yayılmasıdır. Rusya’nın ikinci hamlesi ise Ukrayna ordusunun yetersizliğine dair veriler, sahte haberler ve videoları sosyal medyaya dağıtmasıdır. Özellikle Ukrayna ordu personeline “Moskova, Donbas’ta RF Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına izin verdi. Hayatınızı kurtarmak ve JFO bölgesinden ayrılmak için hala zamanınız var” mesajı ve benzerlerini gönderdiği biliniyor. Akabinde de Ukrayna ordusunun savaş alanından kaçtığı yönündeki iddialarla, Kremlin hem Rusya iç cephesinde vatanseverlik duygularını perçinlemek istemiş hem de Ukrayna’nın savunma direncinin kırılması hedeflenmiştir.
Uluslararası Rus karşıtlığının siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarda hızla oluşması, Kiev hükümetinin elini güçlendiren önemli bir kırılma noktası. Kiev hükümetine ait Twitter adreslerinden, Telegram kanallarından ve aynı zamanda da Ukrayna yanlısı uluslararası medya tarafından sıklıkla Rusya ordusunu küçük duruma düşürecek videolar ve görüntüler paylaşılmakta. Rus askeri birlikleri tarafından terkedilen tanklar, zırhlı araçlar, aç kalan askerlerin yemek çalması gibi kareler ve esir düşen askerlerin aileleriyle yapmış oldukları telefon görüşmeleri savaşın ilk günlerinde sosyal medya araçlarında sıklıkla karşılaşılan videolar ve görüntülerdendi. Ayrıca Kiev’in hayaleti olarak isimlendirilen, birden fazla Rus MIG-29, SU-27 ve SU-25 uçağını düşürdüğü iddia edilen Ukraynalı pilota dair hikayenin doğrulanamaması, Ukraynalı genç bir kızın Rus askeriyle karşı karşıya gelmesine dair görüntülerin aslında Filistinli bir kız ile İsrail askerine ait video olduğunun anlaşılması gibi çoğaltılabilecek birçok örnekle birlikte söz konusu görüntülerin birçoğunun gerçek olmadığı yönündeki değerlendirmelerin artmasına neden oldu.
Bir başka tartışma ise BM Ukrayna Daimi Temsilcisi Sergiy Kyslytsya’nın bir Rus askerin ölmeden önce annesine gönderdiği “Anne, ben Ukrayna’dayım. Burada gerçek bir savaş sürüyor. Korkuyorum. Sivilleri bile hedef alarak tüm şehirleri bombalıyoruz. Bize faşist diyorlar. Anne bu çok zor” mesajını BM Genel Kurulu’nda Rusça okumasının akabinde başladı. Rus yetkililer mesajın gerçek olmadığını ileri sürdü. Kyslytsya’nın sözlerinin hızla görsel ve yazılı medyanın yanı sıra sosyal medyada da yayılması, Ukrayna’nın da Rus karşıtlığında yoğun bir dezenformasyon savaşı yürüttüğünü destekleyen önemli bir argüman.
Özellikle çatışma alanında kaybedilen askerlere ilişkin verilerle ilgili de bilgi kirliliği söz konusu. Her iki ülkenin askerlerinin konumlarına ilişkin bilgilerin elde edilememesi için aktif sahada 2014’den beri telefon kullanmamaları, savaş cephesine ait ses, fotoğraf ya da videolara ait çok az gerçek bilgiye erişilmesine neden oluyor. Son olarak Rusya’nın Mariupol hastanesine düzenlediği saldırıda, tarafların birbirilerine savaş suçu işlediklerine ilişkin suçlamaları ve çelişkili açıklamaları
her iki ülkenin cephesinde de yoğun bir dezenformasyon savaşının hız kesmeden devam ettiğini gösteriyor. Halihazırda gelinen noktada dezenformasyon savaşının ortaya çıkarabileceği yeni krizler savaşın şiddetinin artmasına neden olabilecek potansiyeli de içerisinde barındırıyor.