Sosyal medya, İsrail-Filistin çatışması sırasında dezenformasyonun hızla yayıldığı bir platform haline geldi. İsrail, kendisini haklı göstermek adına birçok video, fotoğraf ve haberi servis ederek özellikle Batı medyasının desteğiyle kendini haklı gösterme gayreti içine girdi.
Çoğu kişinin, çatışma bölgesi ile ilgili bilgilere sosyal medya üzerinden ulaştığı biliniyor. Bu bilgilerin hangileri ve ne kadarı gerçek? Bu sorunun cevabı bilinmiyor. Çünkü anlık olarak milyonlara ulaşan çoğu paylaşım veya açıklama, birer dezenformasyon ürünü.
Bu sürecin arkasında HASBARA var. İbranice kökenli HASBARA sözcüğü, açıklama anlamına gelmekle birlikte, “propaganda” ve “bilgi” anlamlarını da taşımaktadır. HASBARA sözcüğü, İsrail’in kamu diplomasisi ve propaganda çalışmalarını tanımlamak için kullanılmaktadır. Yapılan HASBARA faaliyetleri, İsrail’in varlığı da dahil olmak üzere, alınan güncel karar ve yapılan eylemlerin meşrulaştırılmasını, kamuoyu nezdinde olur alınmasını sağlamak için gerçekleştirilmektedir. Devletin bütün birimleri bu faaliyete katılım göstermekte ve tek bir merkezden üretilen ortak bir söylem üzerinden propaganda faaliyetleri yürütülmektedir. Bu faaliyetlere iştirak eden ve en kritik önemdeki kurumlardan birisi de İsrail ordusudur.
Ordu, kurumsal olarak yönlendirdiği sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı “bilgilendirme” faaliyetleriyle, düzenlediği operasyonların makul ve rasyonel gerekçelere dayandığını, operasyonlar esnasında oluşan sivil kayıpların aslında Hamas’ın insan kalkanı politikası sonucu geliştiğini ve ordunun herhangi bir suçu olmadığını, operasyon yapılan bölgede oturanların evlerini boşaltmaları hususunda önceden bilgilendirildiğini ve operasyonun olası insani maliyetlerini azaltmak için çaba gösterildiğini vb. anlatan görsel ve yazılı materyallerle desteklenen bir söylemi yaygınlaştırmıştır. Bütün bunlar HASBARA faaliyetleri kapsamında yapılmıştır.
2014 yılındaki koruyucu hat operasyonu ile yeni bir meşrulaştırma sürecine girilmiş ve İsrail ordusu, yapılan operasyonun gerekçelerini sunarken özel bir çaba harcamıştır. Yayınlanan görsellerde, Hamas’ın ve İslami Cihat’ın sahip olduğu askeri kabiliyetlere dair yüzeysel “bilgilendirme” yapılmakta ve kamuoyu bu “bilgilendirme” faaliyeti kapsamında yönlendirilmeye çalışılmıştır. Bu yönlendirmedeki amaç söz konusu tehdidin ne denli acil bir nitelik taşıdığı, tehdidin doğrudan sivil hayatı ilgilendirdiği ve verilecek karşılığın askeri bir biçimde olması gerektiğine kamuoyunu ikna etmektir.
Bu operasyon sürecinde paylaşılan görsel materyallerin kamuoyu ile paylaşılmasıyla yapılan askeri saldırıların amacının bölgedeki “tehdidi” engellemek ve sivil kayıpları azaltmak olduğu anlatılmaya çalışılmaktadır. Örneğin Hamas’ın üst düzey yetkililerine yönelik gerçekleştirilen nokta atışı saldırıların videoları yoğun bir şekilde paylaşılmış ve İsrail ordusunun askeri yetenekleri gösterilmiş ve hedeflerin ötesine geçilmediği ima edilmiştir.
HASBARA faaliyetleri kapsamında üretilen bir kavram olarak uyarı vuruşu, sözde sivillerin yaşadıkları binalara yönelik yapılacak saldırılarda sivilleri uyarmak, yaşadıkları yerlerden tahliye edilebilmelerine imkân tanımak ve nihayetinde sivil kayıpları önlemek amacıyla uygulanmaktadır. Özellikle sosyal medya aracılığıyla yayınlanan bu videoların amacı, saldırı esnasında sivillerin korunduğu mesajını vermek ve kamuoyunu yapılanların meşru olduğu konusunda ikna etmektir. Hâlbuki bilinen gerçek, saldırı yapılan bölgelerin sivil yaşam alanları olduğudur.
İsrail ordusunun yürüttüğü askeri faaliyetlerin meşruiyetini sağlamak için harcadığı çaba diğer İsrail devlet kuruluşları için de geçerlidir. İsrail’in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi’nin Güvenlik Konseyi toplantısında devlet temsilcilerine kendi cep telefonundan siren sesi dinletmesi HASBARA faaliyetlerinin zirve noktalarından birisi olmuştur.
7 Ekim’den sonraki süreçte ABD Başkanı Joe Biden’ın Yahudi liderlere yaptığı konuşmadaki argümanlar İsrail basınından alınmış ve Beyaz Saray yetkilileri bunları doğrulayamamıştır. Ayrıca Hamas’tan kaçan İsraillilerin görüntülerinin 3 Ekim tarihinde Sukot Bayramı’nda çekildiği ortaya çıkmıştır. İsrailli bebeklerin kaçırılması haberleri kamuoyunu etkilemek için kullanılmıştır. Bu haberler yalanlansa da Batı dünyasında gerçek gibi kabul görmüştür.
HASBARA faaliyetleri gayet ciddi bir şekilde planlı ve sistemli olarak yürütülmektedir. Üç ayda bir, yurtdışındaki temsilcileri ve uzmanların katıldığı iletişim, ekonomik pazar ve psikoloji konularının ele alındığı toplantılar düzenlenmektedir. Bu buluşmaların ayda bir yapıldığı dönemler de olmuştur. HASBARA gönüllüleri ve personeli tarafından HASBARA’nın resmi ve kendi bireysel sosyal medya hesapları aktif kullanılmaktadır. Ayrıca Başbakanlık’ın, Kamu Diplomasisi Bakanlığı’nın ve Savunma Bakanlığı’nın da etkin bir şekilde kullandığı resmi sosyal medya hesapları bulunmaktadır. İsrail Dışişleri Bakanlığı tarafından yönetilen İsrail yanlısı yanıt ve tepkiler veren blogları, Amerika’daki ve Avrupa’daki haber sitelerine İsrail yanlısı yorumlar yapan çalışanları, BBC ve birçok Arap web sayfalarını tarayan, potansiyel krizleri olabildiğince önceden tanımlayabilen profesyonel ekipleri vardır.
İsrail’in uyguladığı politika ve yaptığı insanlık dışı eylemlerin meşruiyetini sağlamak için geliştirdiği bu kamu diplomasisi yöntemi; bebek, çocuk, kadın, yaşlı ayırt etmeksizin masum insanların öldürülmesi uluslararası kamuoyu nezdinde kabul görmekte ya da suskunluk sarmalı içinde kalmalarını sağlamaktadır. Filistin’in ve ilgili teşkilatların, bu halkla ilişkiler mücadelesinde kendilerini kamuoyuna anlatabilecekleri ve argümanlarını sunabilecekleri bir platforma sahip olamadıkları sürece diplomasi alanında İsrail ile denge sağlamaları çok zordur. İsrail saldırılarının uluslararası kabul görmesinin arkasında bu alandaki dengesizlik yatmaktadır.