7 Ekim’de Hamas’ın silahlı kanadı olarak bilinen İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf, İsrail’e karşı “Aksa Tufanı” operasyonunun baslatıldığını duyurdu. İsrail Savunma Kuvvetleri de aynı günün sabahında ‘savaş durumu alarmı’ ilan etti. Moskova da dahil yıllardır İsrail’in işgaline göz yuman birçok önemli başkent saldırının ardından peşpeşe açıklamalarda bulundu.
Moskova, saldırının hemen ardından taraflara itidal çağrısında bulundu. Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan ilk açıklamada, “Çatışmanın taraflarını şiddeti tırmandıracak adımlardan kaçınmaya ve sürdürülebilir bir ateşkesi yeniden tesis etmeye çağırıyoruz” denildi. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zakharova da “BM kararlarının uygulanması, İsrail ile barış ve güvenlik içinde yaşayan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması gerektiği” yönünde açıklamalarda bulundu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ise, “Filistin-İsrail çatışmasının tırmanmasının ‘statükonun sürdürülemez’ olduğunu gösterdiğini” söyledi. Bakan, Filistin-İsrail çatışmasının “daha önce olmadığı kadar bir çıkmazda olduğunu” da sözlerine ekledi. Rusya Devlet Başkanlığı Sözcüsü Dmitry Peskov da çatışmalara yönelik açıklamalarda bulunarak, Rusya’nın “çatışmanın tırmanmasından endişe duyduğunu” ifade etti. Peskov’a göre İsrail›deki Rus diplomatlar “ciddi çabalar” sarf ediyor ve “Kremlin, çatışmanın tırmanmasından çekiniyor.” Rusya Devlet Başkanlığı Ortadoğu ve Afrika Özel Temsilcisi ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov “Şu anda İsrailliler, Filistinliler ve Araplarla temas halindeyiz” şeklinde bir açıklama yaptı. Bakan yardımcısı, Moskova’yı soruna tam dahil etmeden önce “çatışmanın ne gibi sonuçlar doğuracağının anlaşılması gerektiği” vurgusu yaptı. Bogdanov “eğer öngörseydik, buna izin vermezdik” diyerek çatışmanın tırmanmasının Moskova için de sürpriz olduğunun altını çizdi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise, Moskova’da düzenlenen Rus Enerji Haftası’nda İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin açıklamalarda bulunarak “Rusya her zaman İsrail-Filistin meselesi konusunda BMGK kararlarının uygulanmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını savundu.” Putin’e göre “sorunların temeli bu”.
Moskova’dan gelen açıklamaların aksine Rus medyası Tel Aviv’i destekleyen yayınlar yapıyor. Rus-Arap Kültür Merkezi başkanı Mussallam Mohamad Sheaito’a göre Rus medyası da tıpkı Filistin gibi “İsrail işgali” altında ve bu nedenle Rus medyası İsrail yanlısı yayınlar yapıyor. Rus medyasına yönelik bazı uyarılarda bulunan Sheaito, işgale mazur kalan bir kalkın kendini savunma hakkının olduğunun altını da çiziyor. Tarafsız birçok Rus uzmana göre ise Rus medyasına değil Kremlin’den gelecek açıklamalara kulak verilmeli.
Rusya`da birçok uzman İsrail’in ABD ile Rusya arasında bir seçim yapmak zorunda kalacağını dile getiriyor. Uzmanlara göre ABD, Rusya›nın tek saygın ülke olduğu Orta Doğu›daki etkisini kaybediyor. Onlara göre Orta Doğu’da kimse Amerikalıları sevmiyor ve bazı Arap ülkelerinin rejimleri destekliyor olmasına rağmen ne Suudi Arabistan’da, ne Mısır’da, ne Lübnan’da, ne de Suriye’de halk Washington’u desteklemiyor. Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmet Ebu Gayt ile Moskova’da bir araya gelen Bakan Lavrov da ABD’yi eleştirerek, Filistin-İsrail çatışmasının çözümüne yönelik “Washington’nun, Orta Doğu Dörtlüsü’nün ortak çabalarını sekteye uğratacak yıkıcı politikalarının olduğunun” altını çizdi. Bakan ayrıca “ABD, Filistin devletinin kurulmaması yönünde adımlar atıyor” ifadesini kullandı. Lavrov’a göre Amerikalılar, Arap Birliği ile yakın iş birliği içinde çalışmak yerine, tek başına arabuluculuk çabası içerisine giriyor. Rusya Liberal Demokrat Partisi lideri Vladimir Zhirinovsky de İsrail’i eleştiren bir röportajında, “İsrail›in bir geleceğinin olmadığını çünkü Arapların daha yüksek bir iç dayanışmaya sahip olduğunu” belirtti. Ona göre 2024 yılında herkes Ukrayna’yı unutacak çünkü Ortadoğu’da “İsrail kaynaklı korkunç olaylar” yaşanacak.
Son dönemde Moskova’dan gelen açıklamalara bakıldığında Rusya’nın, Arap Birliği ile olan ilişkilerinin boyutunu daha da geliştirmek istediği anlaşılıyor. Kremlin’e yakın çevreler Ortadoğu’da çözümün adresinin Moskova olduğunu işaret ediyor. Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev de çatışmanın tırmanmasından ABD›yi sorumlu tuttu. “İsrail ve Filistin arasındaki çatışma onlarca yıldır devam ediyor ve ABD burada temel sorumlu” ifadesini kullanarak arabuluculuk rolü için Washington’u değil Moskova’yı işaret etti. Putin de “Orta Doğu’daki kurulan mekanizmaları ABD’nin ihmal ettiğini ve her şeyi kendi başına düzenlemeye çalışması”nın hata olduğunu belirtti.
Putin, “Başkenti Doğu Kudüs’te olan egemen bir Filistin devletini kurmadan, sorunu bir bütün olarak çözmek imkansızdır” ifadesini de kullandı. İsrail’in izlediği politikaların da problemin sebebi olduğuna işaret eden Putin, “Telaviv’in yerleşim politikası da böyle bir şiddet patlamasına yol açtı” dedi. Filistin’in İslam dünyasındaki önemine dikkati çeken Putin, “Filistin meselesi her Müslümanların kalbinde yer alıyor ve Filistinlilerin topraklarının bir kısmı, İsrail tarafından farklı zamanlarda ve farklı şekillerde işgal edildi” dedi.
Bazı Rus medya kaynakları “Hamas üyelerinin daha önce Batılı ülkeler tarafından Ukrayna’ya gönderilen silahları kullanmış olabileceğini” yönünde spekülatif haberlerle Ukrayna’nın rövanşını Ortadoğu’da almaya çalışıyorlar. Rus medyasına göre Kiev yönetimi, bu silahlardan dolayı hesap verecek. Tel Aviv de, Hamas’ın Ukrayna’dan gelen silahlarla silahlandığını söyleyerek Rusya ile birlikte hareket etmek istiyor. Oysa Rus medyası Telaviv’e Ukrayna’ya yaptığı askeri yardımı hatırlatarak “Tel Aviv’in Rusya ile müzakere etmekten başka bir çıkışının olmadığına işaret ediyor.