Türkiye’nin eğitimde dünyaya açılan penceresi olarak 2016 yılında kurulan Türkiye Maarif Vakfı (TMV) beşinci yılını tamamladı. Her boyutuyla ayrı bir tecrübe, birikim ve imkân olan; Kovid-19 salgınıyla hızla değişen-dönüşen dünyada daha iyi bir eğitim nasıl yapılır sorusuna yanıt arayan Maarif Vakfı’nın önünde daha kat edilecek çok yol var. Fakat gelinen noktada geçmiş beş yılın ciddi bir değerlendirmeye tabi tutulması ve gelecek perspektifinin de ortak akılla belirlenmesinin gerekliliği de aşikardır. İşte tam da bu amaçla 29-31 Ağustos 2021 tarihleri arasında geçmişin muhasebesi ve geleceğin planlaması için TMV’nin Mütevelli Heyeti, Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu ile diğer ilgili birim temsilcilerinin de katılımıyla çok ciddi bir değerlendirme çalıştayı yapıldı. Peki Maarif neler yaptı? Gelecek vizyonu nedir? Değişen dünyada Türkiye’nin uluslararası eğitim markası olarak kendisini nasıl konumlandırıyor?
Kısaca özetlemek gerekirse Maarif Vakfı bugün itibarıyla altı kıtadaki 44 ülkede 375 eğitim kurumu ve 52 ülkedeki temsilcilikleri ile yaklaşık 45 bin öğrenciye hizmet veren uluslararası bir eğitim kurumu haline gelmiştir. Fransız ve Alman muadillerinin yüz yıllık bir geçmişleri varken Maarif Okulları beş yıllık kısa geçmişine rağmen yaygınlık ve büyüklük olarak dünyanın ilk beşi arasında yer almaktadır. Bu başarı Türk halkının hızı, kadirşinaslığı ve pratikliğine işaret etmesi yanında; kuruma başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, siyasi olarak en üst düzeyde verilen desteğin ve güvenin bir sonucu olarak elde edilmiştir. Maarif Vakfı’ndaki ekip arkadaşlarımızın fedakâr ve samimi gayretlerini de burada özellikle zikretmek gerekir.
Her şeyden önce Türkiye Maarif Vakfı, 84 milyon insanın milli mefkûresini eğitim yoluyla dünyaya taşıyan bir kurumdur. Türkiye’nin Maarif Davası’nın öncülerinden merhum Nurettin Topçu “Milli felsefesi olmayan milletlerin milli eğitimi olmaz” der. Milli felsefenin temeli ise, ilhamını tarih, kültür ve medeniyetimizden alan ortak bir “insan, toplum ve devlet tahayyülü” geliştirmektir. Böylece geleceğimize yönelik toplumsal bir konsensüs oluşturmak ve herkesi kapsayacak milli bir mefkûreyi inşa etmek eğitimin bir ön şartıdır. Maarif Vakfı hem yarının büyük Türkiye’sinin inşasında rol üstlenmekte hem de oluşan milli mefkuresinin dünyaya taşınmasındaki ağır sorumluluğu gönüllü olarak üstlenmektedir.
TMV yeni kurulduğu zaman acaba heybesinde ne var, nasıl bir eğitim felsefesi takip edecek gibi soruların zihinleri meşgul etmesi anlaşılır bir şeydi. Bugün gelinen noktada Maarif’in tüm dünyada artık gerçek “bir hikayesi” var. Bu hikâye yazılmaya devam ederken bir yandan da edinilen tecrübeler ışığında daha iyisini inşa etme arayışlarına devam edilmektedir. Geçmiş beş yıla bakılınca gelecekle alakalı en büyük çıkarımlardan birisi bu birikimi artık hikâyeden çıkarıp, bir efsaneye dönüştürme ihtiyacıdır. Çünkü, Maarif Vakfı’nın çabası sadece bu kurumla ilgili değil, aynı zamanda Türkiye’nin gelecek vizyonu ve dönüşen küresel sistemde kendisini nasıl konumlandıracağı ile de doğrudan ilişkilidir. Bu çerçevede Türkiye’nin uluslararası eğitim markası olan Türkiye Maarif Vakfı, bu tecrübeyi kasım ayında ülkemizin ve dünyanın eğitimde öncü isimleriyle, dünyadaki yeni trendlerin ve dönüşümlerin tartışılacağı Uluslararası “İstanbul Eğitim Zirvesi” ile taçlandıracaktır.
Maarif Vakfı dünyanın birçok bölgesinde yetiştirdiği öğrenciler ve geliştirdiği çok yönlü ilişkiler ağı ile Türkiye adına en geniş anlamda kamu diplomasisi yürütmekte kalmıyor, en derin anlamda halklar arasında insani köprüler kurulmasına da öncülük etmektedir. Nasıl ki geçmişte Horasan’dan Anadolu’ya göçüp gelen gönül erenleri zamanla altı asır sürecek büyük bir medeniyet çınarı büyüttüler ve bu çınarın gölgesinde bu yükü taşıyan insanlar yetiştirdiler ise, bugün de dünyanın dört bir tarafından insanlar yine Türkiye’ye gelmektedirler. Mühendisi, mimarı, sanatçısı ve her türlü yeteneği içinde barındıran bu tecrübeden yola çıkan Maarif Vakfı için önemli olan dünyanın insan kaynağı birikimini kendi değerlerimizle mücehhez kılıp özgün bir şekilde ülkemiz ve insanlığın ortak geleceği için kullanabilmektir. Ayrıca özellikle vurgulanması gereken nokta Maarif Vakfı’nın eğitim faaliyetleri vasıtasıyla dünyaya verdiğimiz en önemli şey; ülkemize dair bu ümidi bir mefkureye dönüştürerek dost ve gönül coğrafyasına taşımaktır. Kurumsal olarak vakıf beşinci yılın sonunda bunu daha sistemli ve daha planlı bir şekilde yapmak hedefindedir.
Eğitimde iyi insanlar yetiştirmek için özgün ve güçlü bir eğitim müfredatına ne kadar ihtiyaç bulunduğunu bütün batı-dışı toplumlar en derinden hissetmektedir. Batı-merkezli tarih yazımının ötesinde, insanlığın ortak değerlerini öne çıkaran bir eğitim modeli artık bir gerekliliktir. İşte Maarif Vakfı bu çerçevede somut hedef olarak ana okulu, ilkokul, ortaokul ve liseyi kapsayan bir eğitim müfredatını geliştirmek üzere çalışmaktadır. Bu müfredatın felsefesi büyük ölçüde ortaya konulmuş olup, “nasıl insan yetiştireceğiz” sorusunun yanıtı, amacı ve vizyonu belirlenmiştir. Önümüzdeki yıllarda Maarif Vakfı ince işçiliğe yoğunlaşarak, programlarının pilot çalışmalarını uygulamaya başlayacaktır. Maarif Vakfı Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Talim Terbiye Başkanlığı’nın onayladığı “Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretim Müfredatı”nı, üniversitelerden akademisyenlerin de katkısıyla üç yıllık bir çalışma sonucunda hazırlamıştır. Bugün ilkokuldan lise sonuncu sınıfa kadar farklı seviyelere göre kademelendirilmiş Türkçe öğretmen kılavuzu, öğrenci çalışma ve yardımcı ders kitapları gibi 50 civarı Türkçe eğitim kitabını da basım aşamasına gelmiştir. Böylece Türkiye Maarif Vakfı’nın herhangi bir okulunu bitiren öğrencilerin, uluslararası dil öğretimi standartlarına uygun olarak, en az B2 seviyesinde, Türkçe yeterliliğine sahip olarak ortaöğretimden mezun olmaları sağlanacaktır.
Öğrenciler Türkçe dersleri vasıtasıyla bir dili öğrenmenin yanı sıra Türkiye’yi, Türk kültürünü ve Türk insanını yakından tanıma fırsatı elde etmekte; aynı zamanda yüksek öğretime Türkiye’de devam etme arzusu ve niyeti geliştirmektedir. Bu durum doğal bir biçimde Türkiye ile faaliyette bulunulan ülkeler arasında siyasi, ekonomik, kültürel ve insani köprülerin kurulması için vesile olmaktadır. Türkiye Maarif Vakfı, Türkiye’nin kamu diplomasisini icra eden diğer kurumlarının da öğrenciler ve velilerle buluşmasını sağlaması yanında; büyükelçiliklerimiz başta olmak üzere Kızılay, TIKA, YTB, YEE, TDV ve Türkiye’nin sivil toplum kuruluşları ile ortak programlar da gerçekleştirmektedir. Maarif Okulları’nda düzenlenen anma programlarına ülkelerin devlet erkanı katılmakta, ülkeler arasında insani dostluk bağları kurulmaktadır. Bu dostluk, ülkeler arasındaki diplomatik ilişkilere de yansımaktadır.
Sonuç olarak Türkiye Maarif Vakfı kamu diplomasisinden Türkiye’nin tanıtımına, ülkemizin eğitim merkezi haline gelmesine, farklı ülkelerle sosyal ilişkileri geliştirmeye kadar çok boyutlu bir misyonla hareket ettiğinin bütünüyle farkındadır. Fakat bunların ötesinde Maarif Vakfı milli mefkurenin uluslararası anlamda en güçlü taşıyıcısıdır. Gelecek yıllardaki temel hedef, bu vazifeyi büyütmek ve derinleştirmektir.