Amerikan askeriyle birlikte ülkeyi terk etmek isteyen Afganlar uçağın peşinden böyle koştu.
Taliban’ın yönetimi ele geçirdiği Afganistan’dan, ABD’nin “kullan-at” politikasını özetleyen çarpıcı görüntüler geliyor. Amerikalı askerler başkent Kabil’i kaçarcasına terk ederken, Washington’a çalışan Afganlar, ülkeden ayrılmak için hareket halindeki kargo uçaklarının peşinden koşup binmeye çalıştı. Havalimanındaki kaosu Yeni Şafak’a değerlendiren sosyolog Said Mumin Haşimi, Kabil Havalimanı’nın sahipsiz olduğunu söyledi. Haşimi, “Hem herkes var, hem kimse yok. Koruyan da yok. Pasaportsuz, vizesiz insanlar doluşmuş durumda. İnsanlar markete girer gibi havalimanına girdi. Uçakların kimi taşıdığı belli değil” diye konuştu.
Afganistan’ın başkenti Kabil, 200 yıllık ABD işgalinin ardından Taliban yönetiminde üçüncü gününe girerken, şehirde belirsizlik ve endişe hakim.
Görgü tanıklarına göre Taliban güçleri şehre girer girmez asayişi sağlamak için sokağa çıkma yasağı ilan etti. Taliban unsurları, Afgan halkının mallarına ve canlarına zarar gelmemesi için sokaklarda nöbet tuttuklarını ifade etti. Taliban, halk arasında panik çıkmasını önlemek için 1996-2001 yılları arasında sergilediği sert tutumun aksi yönünde de güvenceler verdi. Kadınların “İslami usule uygun” kıyafetlerle sokağa çıkabilecekleri, kendi yaşam tarzlarına uygun hayata devam edebilecekleri belirtildi.
Yeni bir müfredat belirlenene kadar üniversitelerde eğitime ara verildi. Afganistan eski Cumhurbaşkanı Hamid Karzai, Hizb-i İslami Partisi Lideri Gülbeddin Hikmetyar ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Abdullah’ın yer aldığı üçlü komite arabulucu rolünü oynayacak. Komitenin Taliban tarafından da tanındığı belirtildi. Afganistan’dan ayrılmak isteyen binlerce kişiyse Hamid Karzai Havalimanı’na akın etti.
Kabil’de kaosun merkezi ise Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı oldu. ABD askerlerinin kontrolü bırakması ile havalimanında güvenlik boşluğu oluştu.
Taliban’dan kaçan insanlar kontrolsüz bir şekilde havalimanına akın ederek uçaklara zorla binmeye çalıştı. Bazı insanlar uçakların peşinden koştu. Yaşanan kaos ve izdihamda 7 kişi can verdi.
Taliban güçleri havalimanına girişleri engellemek için kapıları kapatıp havaya ateş açarak halkı dağıtmaya çalıştı.
Eski yönetimin üyeleri ve ABD ile çalışan yerel unsurlar ülkeyi terk etti. Sadece önceki akşam Tacikistan’a 18, Özbekistan’a 27 uçak dolusu insan kaçtı. Özbekistan, sınırı ihlal eden bir Afgan uçağının silahlı kuvvetler tarafından düşürüldüğünü açıkladı.
PASAPORTSUZ İNSANLARLA DOLU
Havalimanındaki durumu değerlendiren Sosyolog Dr. Said Mumin Haşimi de, Amerikan askerlerinin havaalanının giriş bölgesinde olmadığını belirterek,
“Amerikan askeri çekildi, Kabil Havalimanı şu anda sahipsiz. Hem herkes var hem de kimse yok. Koruyan da yok. Pasaportsuz vizesiz insanlar doluşmuş durumda. İnsanlar markete girer gibi havalimanına girdi. Uçakların içerisinde kimler var, kimse bilmiyor. Kimleri taşıdığı belli değil. Sivil uçuşları yasaklandı”
şeklinde konuştu. Haşimi, ülkedeki Türk askerlerinin de güvende olduğunu, onlara karşı olumsuz bir adım olmadığını kaydetti.
Haşimi, “Yavaş yavaş Taliban yaklaşınca insanlar tedirgin olmaya başladı. Bundan dolayı evlerinden havaalanına kaçtılar
. Böyle bir kaos ve düzensizlik var. Fırsatçılar pazar günü bazı eşyaları yağmalamaya başladı. Taliban Kabil’e girdiğinde polis asker kimseye dokunmayacaklarını, halkı yargılamayacaklarını ve kadınlara -İslami çerçevede- haklarını koruyacaklarını söylediler.
‘Biz İslam kurallarına göre hareket edeceğiz. Kadınlar da İslami çerçevede her türlü işlerini yapabilir’ dediler. Şu an sokakta burkasız kadınlar da var. 2021 ile 1996 Taliban’ı farklı, artık yumuşamışlar gibi görünüyor” dedi.
Kabil’de yaşayan ve gelişmelere şahitlik eden Savunma ve Stratejik Araştırmalar Uzmanı Abdul Khabir Marzban, ülkedeki durumu Yeni Şafak’a anlattı.
“42 yıldır çok olay görmüştük ama böylesini ilk defa yaşıyoruz”
diyen Marzban, şunları kaydetti: “20 yıllık Eşref Gani yönetiminde suç oranı yüksekti, halktan kopuktu. Eşref Gani iki yandaşıyla birlikte ülkeden kaçtı.
Yönetimi bırakacakları belliymiş zaten. 300 binden fazla askerimiz vardı. Başta savaşıyorlardı. Yönetim hiç ilgilenmedi. 38 vilayette sadece bir şehir direndi.
Direkt silahları Taliban’a verdiler. ABD ile yapılan anlaşma böyleymiş demek ki. Madem böyle bir anlaşma vardı, kan dökülmeseydi bari”
“Sokaklar sessiz. Gündüz herkes dışarıda günlük işini yapıyordu. Taliban’ın şehre girdiği öğrenilince herkes telaşa kapıldı” diyen Marzban, silah seslerinin duyulmasıyla insanların kaçıştığını, ilk şok atlatıldıktan sonra ise herkesin normal hayatına döndüğünü belirtti. Marzban,
“Kabil’in sokaklarına Taliban bayraklı birçok araba konvoyu kornalarla girdi. Sokaklarda tur attıktan sonra her köşeye bir grup yerleşti. Taliban askerleri nöbet tutmaya başladı. Herkesin malını korumak için durduklarını söylediler. 25 yıl önce Afganistan’ın en karanlık döneminde Taliban ortaya çıkmıştı. Taliban halkı rahatlatmak için bazı şeyler söyledi. Ancak geçmişteki uygulamaları nedeniyle Taliban’ın açıklamalarına güven yok. Gece saatlerinden itibaren aileler ülkeyi sessiz sedasız terk etmeye başladı”
ifadelerini kullandı.
Türk güçleri yardım ediyor
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby, Kabil Havaalanında tüm askeri ve sivil uçuşların durdurulduğunu bildirdi. Kirby,
“ABD askeri güçleri, bölgeyi insanlardan temizlemek (!) için Türk ve diğer uluslararası güçler ile çalışıyor. Bunun ne kadar süreceğini bilmiyoruz”
dedi.
#ABD
#Afganistan
#Washington
#Said Mumin Haşimi