Türkiye ile ABD arasında varılan mutabakata göre operasyona 120 saat ara verildi. Ancak üçüncü güne girerken PKK/YPG’lilerin çekilme yönünde ciddi bir hareketi gözlenmedi. Tam tersine, 36 saatte 14 taciz ateşi yapıldı. Çekilme olmazsa ABD açığa düşecek, Türkiye bir saat bile beklemeyecek.
Terör örgütü PKK/PYD’ye Suriye’nin kuzeyindeki güvenli bölgeden çıkması için tanınan 120 saatlik sürede geri sayım sürüyor. Mutabakatın ilanı üzerinden yaklaşık 2 gün geçmesine rağmen terör örgütünde göstermelik adımlar dışında geri çekilmeye ilişkin hiçbir hareket yok. Yerel kaynaklar, Tel Abyad kırsalındaki yalnızca birkaç noktanın teröristler tarafından boşaltıldığını, ilçe çevresindeki bazı bölgelerde ise geri çekilmenin tam tersine tahkimat yapıldığını belirtiyor. Alınan bilgiye göre Şedadi ve Malikiye’den gönderilen teröristler Tel Abyad’ın güneyine konuşlandırıldı. Bazı köylerde evler zorla boşaltılarak karargaha çevrildi. Akşam saatlerinde yaralı bazı teröristler konvoy eşliğinde Rasulayn’dan çıkartıldı. Ayn el Arab’dan takviye olarak gönderilen 30 terörist de Akçakale’nin 18 kilometre batısında bulunan Gürün ve Bicel (Köprülü) köylerine mevzilendi. Köylere tünellerden giriş yapan teröristlerle SMO unsurları arasında şiddetli çatışmalar devam ediyor.
Rasulayn’da da silahlar susmadı. ABD’nin ‘çekilecek’ diyerek garantör olduğu teröristler önceki gece tünellerden çıkarak Suriye Milli Ordusu savaşçılarına saldırdı. Gün boyunca da taciz atışları devam etti. Milli Savunma Bakanlığı, dün öğle saatlerinde yaptığı açıklamada, teröristlerin 36 saatte 14 saldırı girişiminde bulunduğunu duyurdu. Açıklamada “Teröristler tarafından 12’si Rasulayn, biri Tel-Abyad, biri de Tel Tamir bölgesinde olmak üzere toplam 14 taciz/saldırı gerçekleştirilmiştir. Taciz ve saldırıların muhtelif hafif ve ağır silah (havan, roket, Doçka uçaksavar ve tanksavar silahı) ile yapıldığı tespit edilmiştir” denildi.
PKK’nın saldırıları bu bildiriden sonra da devam etti. 3 SMO askeri, teröristlerin açtığı keskin nişancı ateşiyle yaralandı. Yaralanan SMO askerleri Rasulayn’dan Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesine getirilerek hastanede tedavi altına alındı. Suriye Milli Ordusu’ndan yapılan açıklama ise sahada bir çekilme olmadığının tasdiki niteliğindeydi. SMO Sözcüsü Yarbay Yusuf Hamud, “PKK/YPG’nin, Türkiye-ABD anlaşmasına rağmen güvenli bölgeden çekildiğini görmedik” dedi. Anlaşmanın garantörü olan ABD’nin sahadaki hareketliliği de arttı.
ABD askerlerinin özellikle Rasulayn’ın güneyinde teröristlerin tahliyesi için hazırlık yaptığı öne sürülüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hava ve karadan istihbari çalışmaları da devam etti. İnsansız hava araçları ve keşif uçakları çekilme olup olmadığını gün boyu havadan gözledi. Özel Kuvvetler de yerel kaynaklarla kurduğu istihbarat ağı sayesinde güvenli bölgedeki hareketlilik hakkında anlık bilgi topluyr. Terör örgütünün Kandil’deki sözde çatı yapılanması KCK’dan ise ‘Çekilme yok’ mesajı geldi. Terör örgütü, Suriye kuzeyinden çekilmek bir yana, bölgeyi TSK ve SMO’nun terk etmesini istedi. Türkiye’nin ABD’ye verdiği 120 saatlik süre salı günü saat 22:00’de dolacak. Verilen süre sonunda sahada çekilme olmadığının görülmesi halinde Barış Pınarı Harekâtı kaldığı yerden devam edecek.
Rasulayn cephaneliği ağzına kadar silah dolu
Barış Pınarı Harekâtı kapsamında teröristlerden temizlenen Rasulayn’ın güneyinde M4 karayolu üzerinde yapılan arama-tarama faaliyetleri sırasında YPG/PKK’lılara ait büyük bir silah deposu bulundu. Depoda, üzerine İngilizce yazılarla teknik bilgilerin yer verildiği büyük etiketler yapıştırılmış sandıklar yer alıyor. Bir kısmı uçaksavar mühimmatı olduğu anlaşılan kasalar, tavana kadar dizilmiş şekilde depoyu dolduruyor. Etiketlerde, ABD devletinin özerk faaliyetler gösteren Genel Hizmetler İdaresine ait ‘GSA’ logoları görünüyor. Amerikan Başkanı Harry S. Truman tarafından 1949’da kurulan GSA’nın dünya genelinde 11 binden fazla çalışanı bulunuyor. Bütçesinin yüzde birlik kısmı Amerikan Kongresince karşılanan GSA, ABD Savunma Bakanlığı ve federal kurumların birçok askeri ihtiyacını karşılıyor. GSA, ülke içinde ve dışında özellikle savaş bölgelerinde ABD’li kurumların ihtiyaçlarını temin ediyor, resmi kurum olmakla birlikte faaliyetlerini özerk yürütüyor. Geçtiğimiz günlerde de hem Tel Abyad hem de Rasulayn’da buna benzer depolar bulunmuş, antitank silahları, roket, havan, doçka merkileriyle mayın tarama cihazları ele geçirilmişti.
Eski Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, terör örgütü PKK’nın Almanya’da şantajla para topladığını, silah ve uyuşturucu ticareti yaptığını hatırlattı; hepsini de Türkiye’deki saldırıları finanse etmek için yaptığını kaydetti. Geçmişte Avrupalıların her zaman Amerikalılara, Türkiye sınırında PKK’nın kontrol ettiği bir bölgesel devlete izin verilmemesi konusunda dikkatli olunmasını söylendiğini ileri süren Gabriel, “Çünkü Türkiye buna, orayı kim yönetirse yönetsin, izin vermez” dedi. PKK’lılarla Kürtlerin ayrı düşünülmesi gerektiğini söyleyen Gabriel, bunun yanında Almanya’nın da içinde bulunduğu Batı’nın ‘Kürtler’i kötü amaçlar için kullandığını itiraf etti. Suriye iç savaşının daha başında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye’de uçuşa yasak bölge oluşturulması gerektiğini, aksi takdirde Esed’in halkını bombalayacağını söylediğini belirten Gabriel, “Aman Tanrım bunu yapamayız diyenler ilk olarak Avrupa ve Almanya idi. Neden? ‘Çünkü yeni bir Afganistan olmasın. Biz bunun içinde olmak istemiyoruz’ dedik. Kısa süre sonra Esed, halkını bombaladı ve biz, birkaç milyon mülteciyle bunun (ihtilafın) içindeydik” diye konuştu.
ABD Başkanı Donald Trump’ın ardından Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham da PKK’nın Suriye’deki elebaşı Ferhad Abdi (Şahin Cilo - Mazlum Kobani) ile görüştü. ABD’nin Türkiye ile yaptığı anlaşmaya binaen Barış Pınarı Harekâtı’na verilen 5 günlük aradan dolayı Graham’a teşekkür eden Abdi, Trump yönetimini de ‘takdir ettiğini’ bildirdi. PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın ‘manevi oğlum’ diye andığı Abdi ile skandal görüşmeyi Lindsey Graham, sosyal medya hesabından duyurdu. Türkiye’nin harekâtı ile birlikte adeta PKK/YPG’nin sözcüsü gibi konuşan Graham, 120 saatlik aranın ardından operasyonların tekrar başlaması halinde bölgenin ‘etnik temizliğe uğrayacağını’ iddia etti. Hızını alamayan Graham, ABD Kongresi’nin PKK’ya verdiği sözlerin arkasında olduğunu yazdı.