Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’ndaki, Kudüs oylamasında uluslararası toplum, Kudüs’ün statüsünü bir kez daha teyit etti. Oylamayla Filistin halkının mücadelesi ve barış süreci tekrar gündeme taşındı. Türkiye’nin girişimleriyle elde edilen bu zafer, Cumhuriyet sonrası Türk dış politikasında kaydedilen en büyük diplomatik başarılardan biri olarak görülüyor.
Karar, BM üyelerini hukuki açıdan bağlıyor. Amerika fiili olarak uygulamasa da bu karar hukuki açıdan büyük bir baskı unsuru olacak. BM Genel Kurulu oylamasının ardından ABD’nin kararını değiştirmesi için diplomatik ve hukuki baskı unsurları devreye sokulacak. BM Genel Kurulu’nun diğer daimi üyeleri, Avrupa Birliği başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar harekete geçirilecek. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkeler, Filistin davasına yönelik uluslararası girişimleri arttıracak.
BM Genel Kurulu’ndaki Kudüs oylaması, taşıdığı mesajlar açısından şu yönleriyle öne çıktı:
* Türkiye’nin öncülüğünde başlatılan çabaların sonuca ulaşması, Türk dış politikası açısından gurur günü olarak kayıtlara geçti. Cumhuriyet döneminden sonra Türkiye dış politikasındaki en büyük diplomatik başarı, İstanbul zirvesi doğrultusunda büyük bir zafer oldu. Amerika’nın yalnızlaştırıldığı süreç, mazlumların zaferi olarak kayıtlara geçti.
* Filistin barış süreci yeniden canlandırılmış oldu. Filistin halkının bağımsızlık ve devlet mücadelesini gündemin ilk sıralarına taşındı. Çabaların devamı için umutlar arttı.
* Filistinliler, mücadelesinde güç kazandı. Filistinlilerin Doğu Kudüs’ün başkenti olduğu devletlerini kurma mücadelesi desteklendi.
* İslam dünyasına ekilmek istenen nifak tohumlarına rağmen İİT, birlikte hareket etmeyi başardı. AB ülkelerinden Japonya ve Çin'e kadar uluslararası toplumu Kudüs konusunda ikna eden bir politik başarıya imza atıldı.
* Cumhurbaşkanı Recep Tayyp Erdoğan’ın “Dünya 5’ten büyüktür” diyerek gündeme getirdiği BM’nin yapısında reform ihtiyacı göz ardı edilemeyecek kadar aşikar bir şekilde ortaya koyulmuş oldu.