Rohingyaların içinde bulunduğu durumun vahametinin, konuya ilişkin BM raporlarında açıkça ortaya konulduğu belirtilen açıklamada, raporda Rohingyaların maruz kaldıkları insan hakları ihlallerinin uluslararası hukuk bağlamında en ağır suçlara tekabül ettiği tespitinde bulunulduğu vurgulandı.
Raporda, ilgili üst düzey Myanmar makamlarının soykırım suçu işleyip işlemediklerinin yetkili bir mahkeme tarafından soruşturulması gerektiğinin kaydedildiği hatırlatılan açıklamada, son bir yıl içinde Myanmar hükümetinin attığı adımlar ile Bangladeş ve Myanmar arasında krizin çözümüne yönelik devam eden diyaloğa rağmen halen resmi olarak geri kabullerin başlamadığı bildirildi.
"Myanmar hükümetini uluslararası toplumla iş birliği halinde sorunun kalıcı çözümüne yönelik adımlar atmaya ve Arakan eyaletinde zorla yerlerinden edilmiş Rohingyaların güvenli, onurlu ve kalıcı şekilde evlerine dönmelerini sağlayacak koşulları oluşturmaya çağırıyoruz." ifadesine yer verilen açıklamada, Türkiye'nin, krizin başından itibaren uluslararası kamuoyunun bu meseleye gerekli duyarlılığı göstermesi için büyük çaba harcadığı vurgulandı.
Bu kapsamda son olarak bölgedeki insani koşulların iyileştirilmesine yönelik güçlükleri ele almak amacıyla uluslararası temsilcilerin katılımıyla 6 Temmuz'da Ankara'da Uluslararası Rohingya İstişare Toplantısı düzenlendiği anımsatılan açıklamada, "Türkiye, Rohingya Müslümanlarının yaşadığı trajedinin uluslararası toplumun gündeminde tutulmasına ve soruna Myanmar ve Bangladeş hükümetleriyle diyalog halinde kalıcı bir çözüm bulunmasına yönelik çabaları desteklemeye devam edecektir." değerlendirmesinde bulunuldu.
BM tarafından kurulan Uluslararası Myanmar Bağımsız Araştırma Misyonu, Myanmar ordusunun (Tatmadaw) Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing'in de aralarında bulunduğu üst düzey ordu mensuplarının Arakanlı Müslümanlara yaptığı soykırım nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) yargılanmasını istemişti.
Raporda, şu ifadelere yer verildi: