ABD'nin, müttefiki Türkiye'nin Patriot füze savunma sistemi talebine olumlu yanıt vermemesi üzerine Ankara, farklı alternatiflere yönelerek, Rusya'nın cazip teklifini değerlendirdi ve S-400 hava savunma sistemini satın alma kararı verdi. Birinci grup malzemelerinin Mürted Hava Meydanı'na teslim edilen ve günümüzün en önemli askeri teknolojilerin başında gelen S-400 sistemiyle Türkiye, hava sahasını olası tehditlerden korumayı ve modern savunma sistemlerini güçlendirerek güvenliğini tesis edecek.
Türkiye'nin Rusya'dan teslim almaya hazırlandığı günümüzün önemli askeri teknolojilerin başında gelen S-400 hava savunma sistemi, teknik özellikler, teknoloji transferi ve ortak üretim açısından rakiplerine göre ön plana çıkıyor.
Birinci grup malzemelerinin Mürted Hava Meydanı'na teslim edilen Türkiye'nin S-400 satın alma sürecini 10 maddede şöyle özetlenebilir;
Türkiye, balistik füze tehdidine karşı hava ve füze savunma sisteminin takviye edilmesi amacıyla NATO'dan talepte bulunmuş, bu kapsamda, 2013'ten itibaren müttefik ülkeler tarafından Adana'da Patriot, Kahramanmaraş'ta SAMP-T hava savunma sistemi konuşlandırılmıştı.
Bu geçici çözümün, Türkiye'nin hava savunma ihtiyacının karşılanmasında yetersiz kaldığı değerlendirilerek, stratejik ihtiyaç olan ve başka bir ülkenin inisiyatifine bırakılamayacak kadar önem taşıyan hava savunma sisteminin üretilmesi ve geliştirilmesi için çalışmalar başlatıldı.
Bu kapsamda Türkiye, uzun menzilli hava savunma sisteminin milli imkanlarla tasarlanıp üretilmesine ilişkin projelerin yanı sıra farklı ülkelerden hava ve füze savunma sistemi tedarikine de olumlu yaklaştı.
Hava sahası güvenliğini önceleyen Türkiye, ilk olarak acil ihtiyacının karşılanabilmesi amacıyla Rusya'nın cazip teklifine olumlu yanıt vererek, Rus üretimi ileri teknoloji S-400 hava savunma sistemlerinin tedarikini gündemine aldı.
Dünyadaki en iyi hava savunma sistemlerinden biri olarak nitelendirilen S-400, savaş uçakları, radar tespit ve kontrol uçakları, keşif uçakları, stratejik ve taktik uçaklar, taktik, operasyonel-taktik balistik füzeler, orta menzilli balistik füzeler, hipersonik hedefler ve diğer gelişmiş hava saldırısı araçlarını imha etmek üzere tasarlandı.
S-400, çok uzun menzilli 40N6 model füzeyle 400 kilometre, uzun menzilli 48N6 model füzeyle 250 kilometre, orta menzilli 9M96E2 model füzeyle 120 kilometre ve kısa menzilli 9M96E model füzeyle de 40 kilometredeki hedefleri vurabiliyor.
NATO üyesi Türkiye'nin S-400 satın almasına sıcak bakmayan ABD yönetimi ise S-400'lere alternatif olarak Patriot sistemlerinin Türkiye'ye satılmasını öneriyor.
Fakat Türkiye, 2013'te ABD'den Patriot füze savunma sistemi alımını görüşmüş ancak ABD'nin Patriotların teknik özelliklerini Türkiye ile paylaşmayı reddetmesi ve sistemin yüksek maliyeti nedeniyle Ankara farklı ülkelerden hava savunma sistemi satın alımı için çalışmalarını başlatmıştı.
Öte yandan, teknik açıdan bakıldığında, 600 kilometre uzaklıktan tehdidi belirleyebilen S-400'ler, 60 kilometre uzaklıktaki balistik hedefleri, 400 kilometre uzaklıktaki aerodinamik hedefleri ve 10 metre kadar alçak irtifadaki hedefleri vurabilirken, Amerika’nın Patriot füzeleri ancak minimum 60 metre yükseklikteki hedefi vurabiliyor.
Rusya, daha önce Bulgaristan, Yunanistan, Hırvatistan, Slovenya gibi NATO üyesi ülkeler dahil yaklaşık 20 ülkeye S-300 satarken, S-400'lerin ilk müşterileri ise Belarus (2016) ile Çin (2018) olmuştu. Rusya'nın S-400'leri satmak istediği ve bir kısmıyla mutabakata vardığı Türkiye dışındaki diğer ülkeler ise Hindistan ve Suudi Arabistan.
Bu kapsamda, S-400 satın alımıyla ilgilenen Hindistan, geçen yıl Rusya ile 5 milyar doları aşan değerde 5 adet S-400'ün satış sözleşmesini imzaladı.
Rusya, S-400 benzeri sistemlerini geliştirmeye devam ediyor. Bu kapsamda, S-400'lerin bir ileri teknolojisi kabul edilen S-500'lerin seri üretimine en yakın zamanda geçileceği biliniyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da S-500'ler konusunda yeşil ışık yakarak, "Belki S-400'den sonra S-500'e gireceğiz." açıklamasında bulunmuştu.
Erdoğan, Rusya'dan S-400 satın alımı konusunda geri dönüş olmayacağının altını çizerek, "S-400 konusunda işi bitirdik, geri dönüşümüz asla olamaz. Ruslarla anlaştık, ortak üretime gireceğiz, belki S-400'den sonra S-500'e gireceğiz." ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye'ye S-400 almaması yönünde yapılan uyarılara da tepki gösteren Erdoğan, "Bize S-400'de dayatma yapanlar, niçin Yunanistan'a yapmıyor S-300 için? Niçin Bulgaristan'a yapmıyor S-300 için? Niçin Slovakya'ya yapmıyor S-300 için? Bunlar da aynı zamanda NATO ülkesi, yapın onlara da niye yapmıyorsunuz?" sorusunu yöneltmişti.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de Türkiye'nin, Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri alımına ilişkin yaptığı açıklamada, askeri kapasitelerini geliştirmenin ülkelerin kendi ulusal kararı olduğunu belirterek, NATO için önemli olanın farklı sistemlerin müşterek bir şekilde çalışabilmesi olduğuna işaret etti.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri alması durumunda çeşitli yaptırımlar uygulanabileceği açıklamasında bulundu.
Palladino, Türkiye'yi, Rusya'dan S-400 satın almasının, F-35 programına katılımının yeniden değerlendirilmesine neden olacağını ve gelecekteki diğer potansiyel silah transferini riske sokacağı konusunu açıkça bilgilendirdiklerini aktardı. Palladino, ayrıca, Amerika Düşmanlarına Yaptırımlarla Mücadele Yasası (CAATSA) kapsamında S-400 alımına dahil olan devlet veya özel tüm kurum ve kişilerin potansiyel yaptırımlara maruz kalabileceğini de ifade ettiklerini belirtti.
ABD Kongresinin geçen yıl çıkardığı "Amerika Düşmanlarına Yaptırımla Mücadele Yasası" (CAATSA), Rus savunma ve istihbaratıyla ilişkili kurum ve kuruluşlarla iş yapan üçüncü ülke ve şirketlere de yaptırım uygulanmasını öngörüyor.