Latin Amerika’da kanlı darbe ve işgallerin mimarı ABD yönetimi, Venezuela’da da benzer bir stratejiyi gündemine aldı. ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelen isimlerinden senatör Lindsey Graham, bu ayın başlarında ABD Başkanı Donald Trump’ın kendisine, “Venezuela’da askeri güç kullanma” fikrini öne sürdüğünü dile getirdi. Axios adlı haber sitesine yaptığı açıklamada Trump’ın kendisine ‘Venezuela’ya yönelik bir askeri müdahale konusunda’ ne düşündüğünü sorduğunu aktaran Graham, ABD başkanına “Bu konuda yavaş olmalısınız, bu seçenek problem yaratabilir” telkininde bulunduğunu savundu.
Trump’ın, kendisinin bu cevabına karşılık olarak “Şaşırdım, sen herkesi işgal etmek istersin” dediğini aktaran Graham, ABD başkanının bu tepkisine karşı ise “Ben kimseyi işgal etmek istemiyorum. Askeri gücü sadece ulusal çıkarlarımız tehdit edildiğinde kullanmak istiyorum” cevabını verdiğini açıkladı. Cumhuriyetçi senatör Graham, Trump’ın konu Venezuela olduğunda ‘gerçekten şahince bir tutum’ takındığını söyledi.
Latin Amerika’da, Brezilya ve Arjantin gibi aşırı sağcı iktidarlarla sıcak ilişkiye sahip İsrail, darbe kervanına katıldı. Tel-Aviv yönetimi Juan Guaido’yu Venezuela’nın “geçici devlet başkanı” olarak tanıdı. Venezuela’da Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Filistinlilere karşıuyguladığı baskı ve ihlaller nedeniyle sık sık İsrail’i hedef alan açıklamalar yapıyordu.
ABD yönetimi, Venezuela devlet petrol şirketi PDVSA’ya (Petroleos de Venezuela) yaptırım kararı aldı. Buna göre söz konusu şirket ve onuna bağlantılı tüm varlıklar yaptırım listesine girdi. Buna ek olarak Venezuela’nın petrol gelirlerini tuttuğu banka hesaplarına da el koyulacağı açıklandı. Beyaz Saray’ın talimatıyla Amerikan Merkez Bankası FED, hesapların kontrolünü kendini devlet başkanı ilan eden Juan Guaido’ya devredeceğini duyurdu. PDVSA’nın nakit parasının yaklaşık yüzde 75’i ABD’de bulunuyor. Trump hükümetinin Guaido’nun hesapları etkili bir şekilde kontrol etmesine izin vermek için acil durum kararnamesi yayınlamayı planladığı bildirildi. Beyaz Saray’ın aldığı bu karar ABD’li iş adamlarını ise zor durumda bıraktı. İsmini vermeyen bir petrol şirketi yöneticisi, Wall Street Journal gazetesine, “Bu durum, kredi verenler dahil herkes için bir karmaşa anlamına geliyor” dedi. Öte yandan Guaido’nun İngiltere makamlarına bir mektup yazdığı ve Bank of England’da tutulan 1,3 milyar dolarlık altının Maduro hükümetine verilmemesini talep ettiği ortaya çıktı.