7 Ekim’den bu yana Gazze’nin üzerine ölüm yağdıran, çoğu kadın ve çocuk binlerce Filistinliyi şehit eden ve bunun “meşru hakları” olduğunu iddia eden terör devleti İsrail’in katliamına Batı’dan bir kez daha tam destek geldi. Hastaneleri, ambulansları, uluslararası yardım kuruluşu binalarını ve ibadethaneleri vuran İsrail’in kana doymayan saldırıları, ABD Başkanı Joe Biden ve Batı ülkeleri liderlerinin düzenlediği toplantıda “kendini savunma hakkı” olarak nitelendirdi.
Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Başkan Biden, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin bir çevrimiçi toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda liderler, İsrail’in “terörizme karşı kendini savunma hakkını desteklediklerini” yineledi. Sözde “Sivillerin korunması için uluslararası insancıl hukuka uyma çağrısı” yapılan toplantıda, İsrail’in işlediği savaş suçlarına kınama dahi yapılmadı.
ABD’li 2 esirin serbest bırakılmasından duydukları memnuniyeti dile getiren liderler, tüm esirlerin serbest bırakılmasını istediklerini kaydetti. Toplantıda, Gazze’deki ihtiyaç sahibi Filistinlilere insani yardım konvoylarının ulaşmasından duyulan “memnuniyet” dile getirildi ve “bölgedeki ortaklarla yemek, su, tıbbi yardım gibi ihtiyaçların karşılanması için işbirliği içinde çalışmaya devam edileceği” belirtildi. 2 milyon kişinin yaşadığı Gazze’ye şu ana kadar sadece 34 TIR’ın ulaşması ve acil yakıt, içme suyu ve tıbbi malzeme ihtiyacına ilişkin çağrıda bulunulmadı.
Batı liderlerinin bir araya geldiği “katliama destek” toplantısı “kara bir leke” olarak tarihe not düşülürken, diğer yandan Batı liderleri terör devletine ziyaret düzenlemek için sıraya girdi. İlk olarak ABD Başkanı Joe Biden, Tel Aviv’e giderek çocuk katillerine koşulsuz destek verdiğini açıkladı. Ardından İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Tel Aviv’e giderek desteklerini bildirdi. Önceki gün İtalya Başbakanı Georgia Meloni Tel Aviv’de Netanyahu ile bir araya geldi.
Dün Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis de İsrail’e uçtu ve katliama desteğini beyan etti. İsrail Başbakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin bu hafta İsrail’i ziyaret edeceği bildirildi.
Uluslararası toplumun sessiz kalışından cesaret alan işgalci güç, geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler deposunu vurdu. Gazze’ye yönelik saldırıları “Hamas’ı hedef alıyor” bahanesiyle meşru gören Batı, BM binasına yapılan saldırıya da sesini çıkarmadı. Gazze’de 7 Ekim’den bugüne kadar 17 BM çalışanı İsrail saldırılarına kurban gitti.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Gazze’deki çatışmalara ara verilmesi ve insani yardımların ulaştırılmasına yönelik tasarı da veto edilmişti. 15 üyeli BMGK’da daimi üyelerden ABD’nin “Hayır” oyu kullanması nedeniyle tasarı geçmemişti. ABD tasarıyı “İsrail’in meşru müdafaa hakkına” değinmediği gerekçesiyle reddettiğini açıklamıştı. İsrail katliamlarını “meşru müdafaa” kılıfında gerçekleştiriyor.
İsrail’e destek veren Batı yönetimleri, kendi ülkelerinde Filistin’deki drama sessiz kalamayan vatandaşlarını da susturmak için ellerinden geleni yapıyor. Geçtiğimiz hafta sonu İngiltere’nin başkenti Londra’da gerçekleştirilen Filistin’e destek yürüyüşüne 100 binden fazla kişi katılmıştı. İsrail’i lanetleyen İngilizlerin Filistin’e destek sloganları atması, İngiltere İçişleri Bakanı Suella Braverman’ı harekete geçirdi. Londra Polis Müdürü’nü ifadeye çağıran Braverman, olayın bir daha tekrarlanmaması için çalışacağını beyan etti. Diğer Batı ülkeleri de Filsitin’e destek yürüyüşlerini engellemek için bütün organlarını seferber etse de bu konuda başarılı olamadı. İsrail’e açıktan destek veren Paris yönetimi, Filistin yürüyüşünü yasaklamış, buna rağmen binlerce Fransız sokaklara dökülmüştü. İtalya’daki gösterilere Roma polisi onlarca kişiyi göz altına almıştı. Almanya’da da yönetimin Filistin’e destek gösterilerinin yasak olduğunu açıklamasına rağmen halk sokaklara dökülmüştü.
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında verilen uluslararası desteğin, "daha fazla kan dökmek için yeşil ışık yakılması" anlamına geldiğini belirtti. Başbakanlık ofisinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Iştiyye, Filistin'deki büyükelçi, konsolos ve temsilcilerden bazılarıyla Ramallah'taki ofisinde bir araya geldi. Konuşmasında İsrail saldırılarına değinen Iştiyye, "İşgalin sona ermesi, iki devletli çözümün uygulanması, Filistin devletinin kurulması" için etkili siyasi bir sürecin ortaya konularak başlatılması gerektiğini vurguladı.
İsrail’in yürüttüğü soykırım girişiminde 16. gün geride kalırken, Gazze en kanlı gecesini önceki gün yaşadı. İşgalci güç 24 saatte 25 katliam gerçekleştirerek 182’si çocuk, 436 Filistinliyi öldürdü. Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın kentteki tıp kaynaklarından aktardığı bilgilere göre, ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar, kadınlar ve yaşlılar oluşturuyor. Tıp kaynaklarından aktarılan bilgilere göre, İsrail saldırıları sonucu pazar günü, Han Yunus Mülteci Kampı’nda 44, Rafah’ta 57, kentin orta kesiminde 168, Gazze kent merkezinde 66, kuzey bölgesinde 44 Filistin vatandaşı yaşamını yitirdi. Mısır sınırı yakınındaki Rafah kentinde bir eve düzenlenen saldırıda, ev halkından 6 kişi ölürken, 11 kişi de çeşitli şekillerde yaralandı.
Karara Mahallesi’nde hedef alınan Ebu Hubeys ailesinin evinde 5 kişi öldü. Gazze Şeridi’nin orta kesiminde Miğraka bölgesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısı sonucu 4 kişi öldü 6 kişi yaralandı. Cibalya Mülteci Kampı’ndaki iki eve ve bölgedeki el-Albani Mescidi’ne düzenlenen birçok hava saldırısı sonucu 20’den fazla kişi hayatını kaybetti. WAFA’nın Sağlık Bakanlığı’ndan aktardığı bilgiye göre, işgal güçleri, Gazze Şeridi’ndeki bazı mahalleleri haritadan tamamen sildi; enkaz haline getirdiği bölgelerde, “bazı ailelerin tüm fertlerine yaşamıyor kaydı düşülmesine” neden oldu.
Öte yandan, İsrail savaş uçakları, Gazze Şeridi’nin orta kesimlerindeki Şifa Hastanesi ve Kudüs Hastanesi çevresini de hedef aldı. Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin (ICRC) Kudüs Hstanesi’ni ziyareti sırasında gerçekleşen saldırı, hastaneye sığınan yerinden edilmiş siviller ve hastane personelinde korku ve paniğe neden oldu. İşgalci güç 17 Ekim gecesi ise Gazze’deki El-Ehli Baptist Hastanesi’ni vurmuştu.
Korkunç saldırıda en az 471 Filistinli hayatına kaybederken, bunların çoğunun kadın ve çocuk olduğu açıklanmıştı. Sivil yerleşim yerlerini hedef alan İsrail, Gazze’de hizmet veren 20 hastanenin de boşaltılmasını talep ediyor. Bugüne kadar 12 hastane boşaltıldı, 32 sağlık kuruluşu İsrail saldırıları sonucu kullanılamaz hale geldi.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, 7 Ekim’den bu yana devam eden İsrail saldırılarında ölenlerin sayısının 2 bin 55’i çocuk, 1119’u kadın, 217’si yaşlı olmak üzere 5 bin 87’ye, yaralananların sayısının da 15 bin 273’e ulaştığı belirtildi. Yıkılan binaların enkazında hâlâ 830’u çocuk 1500 kişinin bulunduğu kaydedildi. İsrail saldırılarında 57 sağlık çalışanının öldüğü 100’ünün yaralandığı belirtilen açıklamada, saldırılar ve yakıt eksikliği nedeniyle 12 hastane, 32 sağlık merkezi ve 25 ambulansın hizmet dışı kaldığı kaydedildi.