‘Öldürücü olmayan sistemler’e ilişkin bilgisine başvurduğumuz Bahçeşehir Üniversitesi Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Araştırmacısı Furkan Dikmen, bu tip gereçlerin askeri teçhizat, ölümcül olmayan mermiler, patlayıcılar, gaz ve spreyler ile arazi tuzakları olarak anıldığını bildirdi. Dikmen’in verdiği bilgiye göre; elektroşok silahları, çelik yelek, radarlar, zırhlı araçlar ve benzeri teçhizatlar da öldürücü olmayan grubuna giriyor. Bu sistemler ‘piyadeleri bastırmak, dağıtmak ve sahada engellemek, askeri araçları devre dışı bırakmak’ maksatlı kullanılıyor. Arazi tuzakları olarak anti-tank, anti-taşıt ve anti-personel mayınları da ‘öldürücü olmayan silah sistemleri’ olarak görülüyor. Artan teknoloji ile birlikte hayli gelişen bu sistemlere, sonik, lazer, biyolojik sistemlerin geliştirilmesine ilişkin çalışmaların da eklendiği belirtiliyor. Dikmen şunları söylüyor:
“ABD’nin ‘öldürücü değil’ dediği bu sistemlerin insan öldürüp öldürmediği oldukça tartışmalı. Kalıcı sağlık sorunlarına yol açan bu tip silahların sonu ölümle sonuçlanan yaralanmalara sebebiyet verdikleri gözlenmişti. Bunlar arasında yer alan ve elektroşok cihazı olarak Amerika’nın öldürücü olmayan silah tanımlaması içerisinde yer alan ‘Teaser’, BM İşkenceyle Mücadele Komisyonu’nun ‘ölümle sonuçlanabilen bir işkence aleti türü’ olarak nitelendirilmişti. Ayrıca şiddetli acıya sebep olan ve düşmanın elektronik haberleşme cihazlarını etkisiz hale getiren mikrodalga silahları, geçici körlüğe sebep olan lazerler ve dayanılmaz sesler çıkartan cihazlar gibi insanlara daha önce duyulmamış yollarla acı vermeyi sağlayan bu sistemlerin ABD ordusunca Afrika ve Ortadoğu’da denendikten sonra uluslararası pazara çıkarıldıkları biliniyor. Ambargonun kaldırılmasıyla bu sistemlerin Güney Kıbrıs’a sevk yolu açılmış oldu. Washington, Güney Kıbrıs’a gönderilebilecek sistemlerin ‘ölümcül silahları kapsamadığı’ iddiasına sığınsa da bu adım önemli sorunlara yol açabilir.”
***